Karaoğlan, Arslan2024-11-072024-11-0720192147-8171https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1133432https://hdl.handle.net/11480/13291Kur’ân, çağlar üstü bir yönelişle başta mü’minlerin yanında bütün inkârcıların tutum ve davranışlarının maddî ve manevî değerine vurgu yapar. Buradan hareketle bu makalede olumsuz bir olgu olarak inkârın bireyler üzerindeki etkileşimi ve inkârcı amellerin Allah katındaki değeri ele alınmıştır. Kur’ân, inkâr duygusuna alternatif olarak iman duygusunu önermiş, teslimiyetin İslâm ahlâk nizamı düzleminde küçümsenemez bir fonksiyonu olduğuna dikkat çekmiştir. Dolayısıyla en büyük günah olan inkârdan kurtulma yoluna girilmediği sürece affa açık bir kapının olmadığını söylemek mümkündür. Bu çerçevede araştırmanın öbeğini Nûr Sûresi 39-40. âyetler oluşturmakla beraber konu bütünlüğünü korumak kaydıyla diğer âyetlerden de yararlanılmıştır. Kur’ân’ın genel konteksinden bütün insanların ontolojik olarak eşit oldukları, üstünlüğün dinî ve ahlakî görevleri en doğru şekilde yerine getirmede olduğunu söylemek mümkündür. Kur’ân’a göre iman olgusundan yoksun her türlü tavır ve duruşun değerler erozyonuna uğradığı, iman temelli olmayan amelin sevap boyutuna ilişkin bir veri olmadığı söylenebilir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessDin BilimiÂyetimanamelNûr SûresiinkârNûr Sûresi 39-40. Âyetleri Bağlamında İnkârcı Tutum ve Davranışların Allah Katındaki DeğeriArticle6107371133432