Ekinci, Eyüp Can2024-11-072024-11-0720202667-5617https://doi.org/10.47356/TurkishStudies.44518https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/421568https://hdl.handle.net/11480/13036Klasik sanat geleneğiyle ayrışma edebiyatın medeniyet dairesindeki dönüşümü ile birlikte düşünülebilir. Tanzimat ile başlayan modernleşme süreci, Türk şiirinin retorik geleneğinden kopuşun ve çağdaş verilerle yeni bir kültür hayatına bağlanışın adımlarıdır. Metinlerde doğrudan ifadesini gördüğümüz batılı düşünüş ve kavramların baskın şekilde edebiyatı belirlemesi, maddeci ve pozitivist düzlemde seküler söylem üretmeye imkân verir. Fakat Batı merkezli kanona bağlanış yaşayan cumhuriyet aydınlarının dışa dönük sanat kaygısı, dönemin bazı aydınlarını tersi bir istikamete yöneltir. Bu ayrışma dışa dönük seküler bir sanat kaidesinin karşısına içe dönük, mistik bir duyuş sağlama gayreti ile alakalıdır. Aynı şekilde sezgici bir kavrayışa sahip olan bu şairlerin de bilinçaltı münasebetiyle dış dünyaya yaklaşması soyut şiirin önemli yapı taşını oluşturur. Bu bağlamda eserlerinin içeriği söz konusu olduğunda döneminin çağdaş verileriyle ayrışan bir diğer şairi Asaf Hâlet Çelebi’dir. Şairin bu yönlü bir yapı kurma eğilimi, dönemiyle bağlam ve uzlaşım noktasında yaşadığı sorunlarla ilişkilendirilebilir. Sözgelimi Asaf Hâlet Çelebi’nin bilinçaltı münasebetiyle bulunduğu noktadan farklı zaman ve evrelerle temas içinde bulunması, modern düşünce noktasında geometrik zaman algısını tersyüz eder. Uzam ve zamanın yadsınması ile başlayan bu ilk hareket, poetik açıdan şairin kendine dönük bir zaman kurma ve ontolojik sorgulamalarına alan açmaktadır. Şairin bu kendine dönük bilinci maddeci şiir formundan sıyrılarak mistik hareket noktalarını da açık hale getirmektedir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessEdebi Teori ve EleştiriAsaf Hâlet Çelebi’nin Şiirlerinde Bilinçaltı Arayışları ve MistisizmArticle1552501250910.47356/TurkishStudies.44518421568