Akyıldız, Selen Gökçem2024-11-072024-11-0720212528-95272528-9535https://doi.org/10.26466/opus. 807052https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/517202https://hdl.handle.net/11480/12440Tarih boyu çeşitli şekillerde teorileştirilmiş aşk kavramı, insan hayatındaki en cazip itici güçlerden olmasına\rkarşın, psişik, ölçülemeyen ve asi bir konu, sanat, edebiyat ve felsefe tarafından öngörülen bir alan,\rdiğer bir deyişle bilim alanına pek alınmak istenmeyen ancak zevk unsuru olarak üzerinde günden güne\rdaha fazla durulmaya başlanan bir alan olarak görülmüştür. On ikinci yüzyılda bugün üzerine konuştuğumuz\raşk kavramı şekillenmeye, takip eden yüzyıllarda toplumsal, kültürel ve özellikle ideolojik yapılanmalarla\rbirlikte evrilerek de farklı anlamlar ihtiva etmeye başlamıştır. Tüm aşk ideolojilerinin çıkış\rnoktası sayılabilecek Aristophanes efsanesinin her bireyin diğer yarısını araması ve bulduğunda tamamlanacak\rolması üzerinden şekillenmesi geleneksel romantik ideolojiler arasında yerini almış, romantik\raşkın kültürel algısını derinden etkileyerek aşk duygusunun özgürce deneyimlenememesi üzerinde etkili\rolmuştur. Bu çalışma, Lanthimos’un yönettiği Lobster filmi üzerinden aşkın insanların tercihine bırakılmamasının\rinsanların duygularından çok daha önemli olduğu bir dünyada aşk ideolojilerinin nasıl\rabsürtleştiğini distopik bir evrende irdelemeye çalıştığı noktalara odaklanmaktadır. Doğal olan insan\rduygularını doğal olmayan ortamlar yaratarak sorgulamaya çalışan The Lobster filmi sonuç olarak değişen\rromantizm ve aile politikaları karşısında çeşitli anlamlandırma süreçlerinden geçen aşk kavramının\ryirmi birinci yüzyılda da farklı ideolojik yapılanmalar ile değişip dönüşmeye devam ettiğinin altını çizmektedir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessEdebiyatDavranış BilimleriEdebi Teori ve EleştiriModern İlişkilerin Karanlık Veçheleri: The Lobster Filminde Romantik İdeolojiArticle17385631565610.26466/opus. 807052517202