Yazar "Şener, Mehmet Furkan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akhüyük (Konya) Jeotermal Alanındaki Hidrotermal Akışkan Dolaşımı ve Traverten Oluşum Mekanizması, Orta Anadolu, Türkiye(2018) Şener, Mehmet FurkanÇalışma alanı olan Akhüyük Jeotermal alanı Orta Anadolu Volkanik Kompleksinin güneybatı kısmında yer almaktadır. Alanda bulunan Akhüyük travertenleri Tuzgölü Fay Zonuna paralel bir çatlak hattı boyunca yüzeye ulaşan termal suların çökelmesi sonucu oluşmuş sırt tipi bir traverten yapısındır. Çalışma alanına ait kayaç numunelerinin tüm kaya XRD incelemelerinde tüm numunelerin kalsit mineralinden oluştuğu görülmektedir. Aynı numunelerin XRF analiz sonuçlarına göre alınan tüm numuneler yaklaşık %90 oranında Ca elementinden oluştuğu ayrıca bu Ca elementine Mg, S, Sr ve K gibi elementlerin eşlik ettiği gözlenmektedir. İnceleme alanında farklı kaynaklardan alınan su örneklerinin yüzey çıkış sıcaklıkları 17-35 °C arasında değişirken, pH değerleri 6.6-6.9 ve elektriksel iletkenlikleri (EC) 5600- 47700 ?S/cm arasında değişmektedir. Çalışma alanından derlenen su örneklerinin Scholler diyagramına göre sular aynı kaynaktan beslenmektedir. Örneklerin iyon dağılımları suların katyonlarına göre Na+K>Ca+Mg, anyonlarına göre ise Cl+SO4>HCO3+CO3 bölgelerinde yer alan Na-Cl tipinde sular olduğunu ve Giggenbach diyagramına göre çoğunlukla olgun olmayan sular sınıfında olduğunu göstermektedir. Su örneklemeleri sırasında ölçülmüş sıcaklıklardaki mineral doygunlukları, termal sularda genellikle kalsit, aragonit ve dolomit minerallerinin çökel oluşturduğunu gösterir. Elde edilen bu veriler ışığında oluşturulan üç boyutlu kavramsal modeline göre alanın temelini Paleozoyik yaşlı Niğde Grubu oluşturken, ısıtıcı kayayı Orta Anadolu Volkanik Kompleksinde de olduğu gibi Üçkapılı Granadiyoriti ve jeogradyan, rezervuar kayayı Gekbez Formasyonuna ait kireçtaşları ve örtü kayayıda Pleyistosen-Holosen yaşlı güncel çökeller ile Akhüyük travertenleri oluşturmaktadır.Öğe Batı Ve Orta Toroslar’da Dolinlerin Dağılışı, Fiziksel Özellikleri ve Karstik Ayrışma Hızının Belirlenmesi(2018) Öztürk, Muhammed Zeynel; Erginal, Ahmet Evren; Şener, Mehmet; Şener, Mehmet Furkan; Varol, Baki ErdoğanTürkiye'nin en önemli karstik sistemini olusturan ve Anadolu'nun güney kesimi boyunca uzanan Toros Dagları üzerinde çok fazla sayıda dolin bulunmaktadır. Bu çalısmada Torosların merkezi kesimini olusturan Orta Toroslar üzerindeki dolin yogunluklarının ve dolinlerin temel morfometrik özelliklerinin alansal dagılısı açıklanmıstır. 1/25000 ölçekli topografya haritaları üzerinden gerçeklestirilen çalısmalara onbir farklı karstik plato üzerinde toplam 140 bin dolin tespit edilmistir. Tespit edilen dolinler 10 - 2870 metreleri arasında dagılıs göstermekle birlikte dolinlerin %50?si 1680 - 2050 metreleri arasında bulunur. Platolar üzerinde ortalama sıcaklıklar 5-10?C, yagıs degerleri 500-800 mm arasında degisir ve kütlelerin güney kesimleri kuzey kesimlerine göre daha fazla yagıs alır. Maksimum dolin yogunluk 187 dolin/km2 ile Akdag üzerinde görülürken, Anamas Dagı, Seyran Dagı, Geyik Dagları ve Taseli Platosu üzerinde yogunluk 100 dolin/km2?nin üstüne çıkar. Ancak yüksek yogunluktaki alanlar (40 dolin/km2'den fazla) arastırma alanının sadece %4?ünü meydana getirir. Buna göre arastırma alanının büyük bölümünde düsük yogunluk degerleri egemendir. Tespit edilen kütlelerin ana litolojik birimi neritik kireçtası olup her kütlenin %80?ninden fazlası neritik kireçtaslarından olusur. Ancak neritik kireçtaslarının kütle içerisindeki oranı ile aynı kütle içerisindeki dolin yogunlugu ve sayıları arasında bir korelasyon bulunmamaktadır. Çünkü neritik kireçtasları üzerindeki dolin gelisimi iklim, çatlak sistemlerinin yogunlugu, drenaj özellikleri ile egim kosulları tarafından kontrol edilmektedir. Kireçtasları tektonik aktivitelere baglı olarak yogun sekilde açılma çatlakları ile kaplıdır. Bu çatlak sistemlerinin dogrultusu dolin yönelimleri üzerinde etkili olarak Orta Torosların tamamı boyunca yönelimli karstın gelismesini saglamıstır. Bundan dolayı dolinler Torosların orografik uzanıma paralel bir sekilde uzanırlar. Orta egimli alanlar (15-25 derece) dolin gelisimi için uygun kosullar saglarken yüksek egimli alanlar (egim degeri 35 dereceden fazla) dolin gelisimini sınırlandırmıstır. Paleovadi sistemleri dolin gelisimine katkı saglarken, aktif drenajın yogunlasması dolin gelisimini engellemektedir. Paleovadiler, ayrıca daha genis alanlı ve karmasık biçimli dolinlerin gelismesini saglamaktadır. Elde edilen tüm sonuçlara göre Orta Toroslar?daki çözünme dolinlerinin alpin kusak içerisinde yogun sekilde açılma çatlakları ile kaplanmıs oldugu ve aktif yüzey drenajının olmadıgı neritik kireçtasları içerisinde orta egimli alanlarda gelistikleri belirlenmistir. 1620-1890 metreleri arasındaki 7 farklı noktada kurulan 17 TMEM istasyonu ölçüm sonuçlarına göre neritik kireçtaslarının yıllık ortalama erozyon miktarı 0.29 mm/yıl?dır.Öğe Kapadokya jeotermal provensinin jeotermal kaynak potansiyeli(Niğde Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015) Şener, Mehmet Furkan; Şener, MehmetBu tez çalışması kapsamında Orta Anadolu Bölgesi’nin güneyinde yer alan ve Kapadokya Jeotermal Provensi olarak adlandırılan çalışma alanının jeolojik, jeokimyasal ve hidrojeokimyasal araştırmaları yapılarak, sistemin jeotermal enerji potansiyelinin ortaya konulmasına ve kavramsal modelinin oluşturulmasına yönelik değerlendirmelerde bulunulmuştur. İnceleme alanı içerisinde Dertalan, Balcı, Çömlekçi, Ziga, Şahinkalesi, Acıgöl ve Derinkuyu jeotermal sahaları yer almaktadır. Bu sahalar, Tuzgölü Fay Zonu ile Keçiboyduran-Melendiz Fayları tarafından kontrol edilen jeotermal sistemlere sahiptir. Çalışma alanı Tuzgölü Fay Zonu ile Keçiboyduran-Melendiz Fayı arasında kalan sahalar ve Keçiboyduran-Melendiz Fayının kuzeyinde kalan sahalar olmak üzere iki farklı sistem halinde incelenmiştir. Altere kayaç örneklerinden yapılan mineralojik incelemelerde albitleşme, alünitleşme ve silisleşme gibi hidrotermal alterasyon tipleri yaygın olarak görülmektedir. Bu numunelerde illit, smektit, kalsit, jarosit ve alunit gibi hidrotermal alterasyon minerallerine kuvars, plajiyoklas, biyotit ve vermikülit gibi birincil mineraller eşlik etmektedir. v İnceleme alanından derlenen altere kayaçların ve aynı alana ait su numunelerinin NTE (Nadir Toprak Elementleri) ve İtriyum jeokimyası incelemelerine göre birinci sisteme ait numuneler pozitif Ce anomalisi sergilerken ikinci sisteme ait numuneler düze yakın ve/veya negatif Ce anomalisi sergilemektedirler. Analiz edilen numunelerin neredeyse tümü pozitif Eu anomalisi sunmaktadır. Derinkuyu sahası dışında ikinci sisteme ait numuneler pozitif Y anomalisi sergilerken birinci sisteme ait numuneler negatif Y anomalisi sergilemektedirler. Çalışma alanına ait su örneklerinin kimyasal ve izotop analiz sonuçlarına göre, her iki alandaki soğuk sular Ca-Mg-HCO3 ve Ca-HCO3 tipinde mineralce fakir sulardır. Ancak sıcak sulardan birinci alan içerisindeki sıcak sular Ca-Na-SO4 ve Ca-Mg-SO4 iken ikinci alanda bulunan sıcak sular ise Na-Cl-HCO3 ve Ca-Na-HCO3 tipinde mineralce fakir sıcak sulardır. İzotop hidrolojisi çalışmalarına göre çalışma alanındaki sular meteorik sulardan beslenmektedirler. Silis jeotermometre sonuçlarına göre Dertalan, Melendizdağ, Keçiboyduran Dağı, Hasandağ (Keçikalesi), Ziga, Acıgöl ve Derinkuyu sahaları sırasıyla 150-173 o C, 88-117 o C, 91-120 o C, 94-122 o C, 131-156 o C, 157-179 o C; 152-174 o C ve 102-130 o C arasında değişmektedir. Jeolojik, jeokimyasal ve jeofizik verilerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşturulan Kapadokya Jeotermal Provensine ait kavramsal jeotermal modele göre; alandaki jeotermal kaynaklar birincil ve ikincil tektonik kuşaklar tarafından kontrol edilmektedir. Ayrıca, Paleozoyik-Mesozoyik yaşlı mermer ve gnayslar sistemin hazne kayasını, Geç Kretase yaşlı gabro/granodiyorit sokulumları ile bölgesel tektonik sonucu gelişen muhtemel bir kabuk incelmesi ile yüzeye yaklaşan ısı akıları sistemin ısı kaynağını ve Kapadokya volkanitlerine ait tüf ile ignimbiritlerde sistemin örtü kayasını oluşturmaktadır. Tüm bu çalışmalara göre, alanda önemli bir jeotermal potansiyel bulunduğu görülmektedir. Çalışma alanında bulunan jeotermal sistemin rezervuar veya hazne kayası ile örtü kayasında herhangi bir sorun bulunmamakta, sistemde jeotermal akışkan problemi bulunmaktadır.Öğe Mapping investigation based on engineering geology of a developing urban area (Niğde, Turkey)(Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2021) Celik, Fatih; Öztürk, Muhammed Zeynel; Şener, Mehmet Furkan; Arıöz, Ömer; Erbil, MerveDefinitions of urban geological environments are usually required to provide information about an engineering basis for planners and design engineers to prepare a rational land use planning and developing urban areas. Therefore, the geological mapping investigation method can be a beneficial way of defining urban geological environments visually. In this study, the Engineering Geological Mapping Method (EGMM) was used to investigate and present the geotechnical and geological data obtained from Niğde city of Turkey. Around forty-five unpublished reports that were obtained from the construction work done around the study area were evaluated as detail. Then, the study area was divided into five different regions which were considered their geological characteristics. In each region, nine unpublished reports were selected and analyzed for interpreting the data and plotting the geotechnical and geological maps. The main indispensable parameters for geotechnical design engineers were drawn by using the data obtained from the different boreholes for Niğde city. These drawn maps by GIS technic: (1) groundwater table, (2) liquefaction zone, (3) plasticity index, (4) bearing capacity, (5) soil classification, and (6) SPT results. For preparing the maps, two types of interpolation methods were used (minimum curvature and Voronoi polygons methods). The Geographic Information System (GIS) was used to rearrange and control all this information and to prepare engineering geotechnical and geological maps. As a result, the Engineering Geological Mapping Method applied for this study is to show more crucial for preventing mistakes making in practical works during preparing urban extension planning for developing cities in the future. © 2021, Saudi Society for Geosciences.Öğe Niğde ve yakın yöresinin jeotermal kaynak potansiyeli(Niğde Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011) Şener, Mehmet Furkan; Şener, MehmetÇalışma sahası Niğde il sınırları içerisinde Türkiye 1/25.000 ölçekli topoğrafik haritalarından L32,33,34 ve M32,33,34 paftaları içerisinde yer almakta olup Alt Senoniyen yaşlı Niğde grubu kayaçları, posttektonik Üç kapılı Granadiyoriti tarafından kesilmiştir.Bölgede geniş bir alan kaplayan Neojen çökelimi Pliyosen yaşlı Melendizdağ Volkanikleri tarafından etkilenmiştir.Niğde il merkezinde bulunan alterasyon zonundan alınan örneklerde yapılan XRD analiz sonuçlarına göre; Korund, Mika, Feldispat, Jarusit, Alurit, Kil mineralleri ve Opal birlikteliklerine saptanmıştır. Kimyasal analiz sonuçlarına göre SiO2 (46.34-69.34), Fe2O3 (1.01-31.48), Al2O3 (9.20-27.81), K2O (0.66-3.95) yüzde değerleri sunmaktadır. Bu sonuçlardan hareketle Niğde il merkezinde potasik ve ileri arjilik bir alterasyon saptanmış olup 120oC-150oClik bir jeotermal ve/veya hidrotermal akışkan etkilerinden söz edilebilir.Öğe SEYFE FAY ZONUNA AİT KİL MİNERALLERİNİN YAŞI, PETROGRAFİSİ VE KİNEMATİĞİ: ORTA ANADOLU, TÜRKİYE(2018) Şener, Mehmet Furkan; Şener, Mehmet; Öztürk, Muhammed ZeynelÇalışma alanı Orta Anadolu Kristalen Karmaşığı (OAKK) içerisinde Seyfe Fay Zonu (SFZ) ve uzantısı olanBoğazlıyan Fayı üzerinde yer almaktadır. SFZ, Orta Anadolu’daki en önemli bölgesel ölçekli fay sistemlerindenbirini temsil etmekte ve Neo-Tetis'in kapanması sırasında ortaya çıkan çarpışma olaylarının kayıtlarınıbulundurmaktadır. SFZ, BKB-DGD doğrultulu sağ yanal doğrultu atımlı faylardan oluşmaktadır. Tüm kaya vekil XRD ile eser element verileri illitlerin derin tektonik aktivite esnasında yüzeye ulaşan hidrotermal sulardançökeldiğini göstermektedir. Bu akışkanlar, sığ kırılgan deformasyon bölgeleri boyunca yüzeye doğru göçetmiştir. Farklı kataklastik zonlardaki (1266, 1276 ve 1488 m) illitlerden yapılan Rb-Sr jeokronolojisi aktiviteninyaşını 21,4 ± 0,57 My olarak göstermiştir. Buna göre SFZ, Erken Miyosen’e kadar uzanır ve bu da hem göreceliyaşlarla hem de OAKK içerisindeki yapılan önceki çalışmalarda önerilen yaş verileri ile tutarlıdır. Muhtemel birbindirme zonuna ait olan 1266 m ve 1276 m örnekleri Burdigaliyen dönemi olarak kabul edilen Paleotetisinkapanmasının ve Neotetisin başlangıcının OAKK içerisinde yaklaşık 21 my önce gerçekleştiğini ortayakoymaktadır.Öğe TUZGÖLÜ FAY ZONU BOR SEGMENTİ’NİN KUVATERNER ATIM MİKTARI(2018) Öztürk, Muhammed Zeynel; Şener, Mehmet Furkan; Şener, Mehmet; Şahiner, ErenArap plakasının kuzeydoğuya doğru hareketi nedeniyle, Anadolu levhası Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ve DoğuAnadolu Fayı (EAF) gibi ana fay zonları boyunca batıya doğru kaymıştır. Bu ana fay kuşaklarındaki streslerebağlı olarak Orta Anadolu’da gelişen en önemli tektonik yapılardan birisi Tuzgölü Fay Zonu’dur. Tuzgölü FayZonu ?200 km uzunluğa sahip KB-GD uzanımlı, toplamda on bir segmentten oluşan, büyük çoğunluğu eğimatımlı normal fay, az bir kısmı ise sağ-yanal doğrultu atımlı fay zonudur. Fay zonunun farklı kesimlerindenyapılmış olan çalışmalar fay hattı boyunca, farklı yaşlarda ve özelliklerdeki birimler içerisinde eğim atımmiktarının 20 ile 400 metre arasında değiştiğini göstermiştir. Bu çalışmada Niğde Masifi’nin batısında yer alantufa ve traverten deposunu kesen Tuzgölü Fay Zonu’na ait Bor Segmenti’nin eğim atım miktarı incelenmiştir.Deponun güney kesimi Tuz Gölü Fay Zonu’nun Bor segmenti tarafından kesilmiş ve tavan bloğu örtü malzemeile kaplanmıştır. Deponun yaşı termoluminesans (TL) tarihlendirme yöntemine göre ?0.8 Ma ?1.4 My (ErkenPleyistosen) olarak bulunmuştur. Depo içerisindeki atım miktarını belirleyebilmek için elektriksel özdirençyöntemi (ERT) kullanılmıştır. Deponun yamacından alınan 330 m’lik ERT profiline göre düşey atım miktarı100-110 m’dir. Elde edilen yaşlara ve ERT profil sonuçlarına göre Tuzgölü Fay Zonu, Bor Segmenti’ninKuvaterner atım miktarı ?110 m olarak belirlenmiştir.