Yazar "Ayhan Ceyhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kilis Keçilerinin Canlı Ağırlık ve Bazı Vücut Ölçüleri Üzerinde Cinsiyet Etkisinin Belirlenmesi(2017) Adnan Ünalan; Ayhan CeyhanBu çalışma, farklı yaşlardaki Kilis keçilerinin canlı ağırlıkları ile diğer bazı vücut özelliklerinin tespit edilmesi ve bu özellikler üzerindeki cinsiyet etkisinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada, Kilis merkez ilçedeki iki yetiştiricinin Kilis keçisi sürüsünde bulunan toplam 201 baş keçi (34 baş erkek ve 167 baş dişi) kullanılmıştır. Erkekler için canlı ağırlık, vücut uzunluğu, cidago yüksekliği, göğüs genişliği, sırt yüksekliği, sağrı yüksekliği, göğüs çevresi, göğüs derinliği, kulak uzunluğu ve ön incik çevresi genel ortalamaları sırasıyla 59.68±3.64 kg, 74.07±1.55 cm, 76.24±1.49 cm, 21.57±0.55 cm, 72.29±1.29 cm, 73.22±1.24 cm, 95.50±2.06 cm, 31.99±0.68 cm, 30.79±0.53 ve 10.88±0.26 cm olarak; dişiler için ise 41.43±0.70 kg, 69.75±0.48 cm, 69.06±0.38 cm, 20.81±0.20 cm, 67.45±0.44 cm, 68.80±0.37 cm, 86.85±0.55 cm, 30.21±0.23 cm, 29.92±0.22 cm ve 9.00±0.06 cm olarak bulunmuştur. İncelenen bu özelliklerin cinsiyetlere göre genel ortalamaları karşılaştırıldığında, göğüs genişliği ve kulak uzunluğu dışındaki (P>0.05) diğer özelliklerin genel ortalamaları arasındaki fark önemli (P<0.01) çıkmıştır. Ayrıca, bir yaşındaki keçilerde tüm bu özelliklerin ortalamaları arasındaki fark önemsiz (P>0.05), daha sonraki yaşlardaki keçilerde ise kulak uzunluğu ve göğüs genişliği dışındaki diğer özelliklerin ortalamaları arasındaki farklar ise önemli (P<0.01) bulunmuştur. Tüm bu sonuçlardan, cinsiyet etkisinin Kilis keçilerinin göğüs genişliği ve kulak uzunluğu dışındaki diğer vücut özellikleri ile canlı ağırlıkları üzerinde önemli olduğu; ancak, bu etkinin bir yaşından sonra ortaya çıktığı (3 yaş göğüs derinliği dışında) sonucuna varılmıştır. Ayrıca, canlı ağırlık ile sırt yüksekliği dışında (r=0.10, P>0.05) diğer vücut özellikleri arasındaki ilişkinin de pozitif (r=0.44 ile 0.89 arasında) ve istatistik olarak önemli (P<0.01) olduğu görülmüştür. Bu bulgulardan, keçilerde yapılacak ıslah çalışmalarında dolaylı seleksiyon için canlı ağırlık ile yüksek ilişkili diğer vücut ölçülerinin kullanılabileceği sonucu çıkarılabilirÖğe Marmara Hayvancılık Araştırma Enstitüsünde yetiştirilen Saanen Keçilerin bazı tanımlayıcı özellikleri(2009) Ayhan Ceyhan; Orhan KaradağBu çalışma, Marmara Hayvancılık Araştıra Enstitüsü Keçi Yetiştirme Ünitesinde yetiştirilen Saanen keçilerin; bazı üreme özellikleri, oğlaklarda büyüme ve gelişme, ergin yaş canlı ağırlığı ve vücut ölçülerini ortaya koymak amacı ile yürütülmüştür. Çalışmada Saanen keçilerde doğum oranı % 81.7, kısırlık oranı %18.3, doğuran keçiye göre oğlak verimi 1.6, doğum ile sütten kesim arası yaşama gücü %89.6, gebelik süresi 150.1 gün, kızgınlık döngüsü 21 gün, ilk damızlıkta kullanma yaşı 7.7 ay, ilk damızlıkta kullanma canlı ağırlığı 28.9 kg ve ilk doğumdaki yaşı da 12.8 ay olarak saptanmıştır. Gebelik süresi üzerine doğum tipi ve ana yaşının etkisi önemli (P<0.01), cinsiyetin etkisi ise önemsiz bulunmuştur. Saanen keçilerin ergin yaş canlı ağırlıkları 49.0 kg, tekelerin 67.3 kg, oğlakların doğum ağırlığı, 2.9 kg, sütten kesim ağırlığı 12.6 kg ve sütten kesime kadar günlük canlı ağırlık artışı 136 g olarak bulunmuştur. Doğum ağırlığı, sütten kesim ağırlığı ve günlük canlı ağırlık artışı üzerine doğum tipi ve ana yaşının etkisi önemli bulunmuştur.Öğe Niğde İli Keçi Yetiştiriciliğinin Yapısal Özellikleri ve Sorunları Üzerine Bir Araştırma(2015) Ayhan Ceyhan; Adnan Ünalan; Mahmut Çınar; Uğur Serbester; Ahmet Şekeroğlu; Ethem Akyol; Ahmet DemirkoparanNiğde ili keçicilik işletmelerinin mevcut durumu, yapısal özellikleri ve bu işletmelerin öncelikli sorunlarının ortaya konulması amacıyla yürütülmüştür. Bu amaçla rastgele seçilen 38 adet keçi işletmesinde yetiştiricilerle yüz-yüze anket çalışması yapılmıştır. Anket soruları; işletmelerin genel yapısı ile yetiştirme faaliyetlerini ortaya koyabilecek ve ayrıca yetiştiricilerin öncelikli sorunları ile memnuniyet durumlarını ölçebilecek şekilde belirlenmiştir. Anket sonuçları, keçi işletmesi sahiplerinin %89,5’inin ilkokul, %5,3’ünün ortaokul ve %5,3’ünün’de lise mezunu olduğunu; yetiştiricilerin tamamının keçi ırkı olarak kıl keçisi kullandıklarını, işletmelerin %44,7’sinin 500 baş ve üzeri olan işletmelerden oluştuğunu; işletmelerin %92,1’inin yaylaya çıktığını, %73,7’sinde çobanın aile içinden sağlandığını göstermiştir. Ayrıca, işletme gelirlerinin %50’sinin keçi sütünden elde edildiği belirlenmiştir. Keçi yetiştiricilerinin, ürettikleri sütün %39,5’ini sadece peynir üretimi şeklinde, %60,5’inin ise peynir, tereyağı, yoğurt ve çiğ süt satışı şeklinde değerlendirdikleri saptanmıştır. İşletme sahiplerinin tamamı keçi yetiştiriciliğini karlı bir uğraş olarak değerlendirmişlerdir. Keçi yetiştiriciliğinin en önemli sorunları olarak; yem, işçilik, ilaç gibi temel giderler ile birlikte ürünlerin değer fiyattan satılamaması ve mera sorunu olduğu belirtilmiştir. Likert ölçeğine göre yetiştiricilerin keçicilik faaliyetleri içerisinde en çok memnun oldukları ilk beş konu sırasıyla; damızlık koyun keçi birliğinin hizmetleri, sahip olunan teknik bilgi, teknik personelin hizmetleri, teke katımı ve çiftleştirme ve ağılların yeterliliği olmuştur. En az memnun oldukları ilk beş konu ise sırasıyla; yem, işçilik ve elektrik gibi giderler, ürün satış fiyatı, hayvanların satış fiyatı, üretilen ürünün satışı ile ilgili pazar olanakları ve işletme için gerekli parasal destekler olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak Niğde ili keçicilik işletmelerinin en önemli sorunlarının üretim maliyetlerinin yüksekliği ile ürün fiyatlarının düşüklüğü olduğu söylenebilir.Öğe Niğde İli Koyunculuk İşletmelerinin Yapısal Özellikleri ve Sorunları Üzerine Bir Araştırma(2015) Ayhan Ceyhan; Ahmet Şekeroğlu; Adnan Ünalan; Mahmut Çınar; Uğur Serbester; Ethem Akyol; Erdoğan YılmazBu çalışma, Niğde ilinde koyunculuk işletmelerinin mevcut durumu, yapısal özellikleri ve bu işletmelerinöncelikli sorunlarının ortaya konulması amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada, tabakalı örnekleme (ilçeler) yöntemiyleseçilen toplam 96 koyunculuk işletmesi örnek olarak alınmıştır. Bu işletmelerde uygulanan anket çalışmasıyla;işletme ile sahiplerinin genel özellikleri, mera durumu, koç katımı, doğum, sağım, kırkım, sağlık koruma,hayvanların pazarlanması ve işletmelerdeki alet-ekipman durumları ile ilgili bilgilere ulaşılmıştır. Araştırmasonunda, koyun yetiştiren işletme sahiplerinin büyük bir kısmının (%68.8) ilkokul mezunu olduğu, koyunculukyapma süresinin ortalama 25.7 yıl olduğu, çoban olarak önemli oranda (%63.5) aile işgücünün kullanıldığı, koyunırkı olarak işletmelerin %99'unda Akkaraman, %1'inide Merinos melezi koyun yetiştirildiği, işletme başınaortalama koyun sayısının 314.5 baş olduğu ayrıca işletmelerde koyundan başka ortalama 7.9 baş inek, 38.1 baş keçive 1.9 baş at bulunduğu belirlenmiştir. İşletme sahiplerinin %86.4'ü koyunculuğu atadan öğrendiklerini, %82.3'ütek geçim kaynağı olduğunu, %10.4'ü de bu işi sevdiği için yaptığını bildirmişlerdir. Niğde ilinde koyunculukişletmelerinin önemli bir kısmının (%40.6) yayla koyunculuğu, diğerlerinin yerleşik ve yayla (%19.8), yerleşik(%38.6) ve sadece göçer koyunculuk (%1.0) yaptıkları belirlenmiştir. Araştırmada işletmelerin %97.9'ununDamızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğine üye olduğu saptanmıştır. Yetiştiriciler öncelikli sorun olarak, yemfiyatlarındaki pahalılık ile meraların yetersiz ve kalitesiz olmasını bildirirken, koyunculuğun kârlı olabilmesi içinpazar fiyatlarının artması, mera ıslahı, yem bitkileri ekiliş alanının artırılması ve sürünün genetik ıslahının yapılmasıgerektiğini bildirmişlerdir.Öğe Prepartum Dönemde Sütçü İnek Rasyonlarına Anyonik Tuz İlavesinin Metabolik Profil, Peripartum Hastalıklar ve Gebelik Oranı Üzerine Etkisi(2015) Mahmut Çınar; Uğur Serbester; Ayhan CeyhanBu çalışma, prepartum dönemde sütçü inek rasyonlarına anyonik tuz (MgCl2 veya MgSO4 ) ilavesinin metabolik profil, peripartum hastalıklar ve gebelik oranı üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Kırk beş baş Holstein ırkı inek gebeliğin son 3 haftasından başlayarak vücut kondüsyon skorları benzer olan 3 gruba ayrılmıştır. Prepartum dönemde 21 gün süreyle, kontrol grubuna anyonik tuz içermeyen toplam karışım rasyon (TMR) yedirilirken, muamele gruplarından birine 30 g/gün/inek MgCl2, diğerine ise 30 g/gün/inek MgSO4 ilave edilen TMR verilmiştir. Postpartum dönemde tüm gruplar tek bir toplam karışım rasyonla beslenmiştir. Postpartum 30. günden sonra gruplardaki ineklere Presynch-Ovsynch senkronizasyon protokolü uygulanmış ve sabit zamanlı tohumlama yapılmıştır. Çalışma postpartum 8. haftada sonlandırılmıştır. Toplam karışım rasyon içerisine MgCl2 ilave edilen grupta, MgSO4 ilave edilen ve kontrol grubuna nazaran süt verimi artmıştır. Anyonik tuz ilavelerinin serum AST ve ALT konsantrasyonlarını azalttığı, serum glukoz, HDL, IgG, Ca ve Mg konsantrasyonlarını arttırdığı belirlenmiştir. Grupların sağlık ve üreme performanslarının benzer olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, prepartum dönemde TMR içerisine anyonik tuz ilave edilmesinin süt verimi ve kan biyokimyasında değişimlere yol açabileceği söylenebilir.Öğe Reproductive performance and lamb growth characteristics of Ramlıç sheep(2010) Ayhan Ceyhan; Tamer Sezenler; Mesut Yıldırır; İsmail ErdoganBu araştırma, Ramlıç koyunlarının, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait bazı döl verimi ve büyüme özellikleri araştırmak için yürütülmüştür. Ramlıç koyunlarında koçaltı koyun ve doğuran koyuna göre kuzu verimi üzerine yılların etkisi önemli bulunmuştur. Ramlıç koyunlarında koçaltı koyun başına doğan kuzu sayısı 0.79, doğuran koyun başına doğan kuzu sayısı 1.13 ve kuzularda yaşama gücü oranı da ortalama %94.9’dur. Erkek ve dişi kuzularda doğum ağırlığı, sütten kesim ağırlığı ve altıncı ay canlı ağırlıkları sırasıyla; 4.63 kg ve 4.20 kg; 30.92 ve 26.94 kg; 37.40 ve 33.21 kg’dır. Kuzuların doğum ağırlığı, sütten eksim ağırlığı ve sütten kesime kadar günlük canlı ağırlık artışı üzerine yaş yıl, doğum tipi ve cinsiyet etkisi önemli bulunmuştur. Ramlıç kuzularda doğum ile sütten kesim arası günlük canlı ağırlık kazancı ortalama 286.88 g’dır. Erkek ve dişi kuzularda ise günlük canlı ağırlık kazancı ortalaması sırasıyla; 303.62 g ve 270.13 g’dır.Öğe Siyahbaşlı Merinos (Alman Siyahbaşlı Et x Karacabey Merinosu $G _1$) koyunların döl verimi, kuzularda büyüme ve yaşama gücü özellikleri(2009) Ayhan Ceyhan; Tamer Sezenler; İsmail Erdoğan; Mesut YıldırırBu çalışma, Bandırma Marmara Hayvancılık Araştırma Enstitüsü Koyunculuk ünitesinde yetiştirilen Siyahbaşlı Merinos (Alman Siyahbaşlı Et x Karacabey Merinosu $G _1$) et tipi koyunların döl verim özellikleri, kuzularda büyüme ve yaşama güçlerinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın hayvan materyalini 240 baş Siyahbaşlı Merinos koyun ile bunlardan doğan 274 baş erkek ve dişi kuzu oluşturmuştur. Siyahbaşlı Merinos et tipi koyunlarda ortalama koçaltı koyun başına doğan kuzu sayısı (KKDK), doğuran koyun başına doğan kuzu sayısı (DKDK), ikizlik oranı, gebelik süresi sırasıyla; 1.14, 1.46, %45.7 ve 146.63 gün’dür. Kuzularda ortalama doğum ağırlığı, sütten kesim ağırlığı, altıncı ay ve bir yaş canlı ağırlığı, sütten kesime kadar günlük canlı ağırlık artışı sırasıyla 4.01, 30.29, 38.55, 44.63 kg ve 291.66 g’dır. Kuzuların doğum ağırlığı ve sütten kesim ağırlığı üzerine ana yaşı, doğum yılı, doğum tipi ve cinsiyetin etkisi önemli bulunmuştur (P<0.01).Öğe The effect of ınbreedıng on bırth and weanıng weıghts of Gökceada sheep(2009) Ayhan Ceyhan; Seyrani Koncagül; Tamer SezenlerBu çalışmanın amacı, gen kaynaklarını koruma projesi kapsamında koruma altında tutulan Gökçeada koyun sürüsünde akrabalı yetiştirmenin seviyesinin belirlenmesi ve akrabalı yetiştirmenin doğum (DA), sütten kesim ağırlıklarına (SKA) ve sütten kesim öncesi canlı ağırlık artışı (CCA) üzerine etkilerini araştırmaktır. Çalışmada erkek ve dişi olmak üzere toplam 557 kuzuya ait kayıtlar kullanılmıştır. Akrabalı yetiştirme katsayısının yıl başına yaklaşık artış %1.13 olarak bulunmuştur. Bu çalışmada üzerinde durulan ağırlıklarda akrabalığın etkisinin yanı sıra akrabalı yetiştirme dejenerasyonu da tahmin edilmiştirdi. Bu verilerin değerlendirilebilmesi için varyans analizi ve regresyon metotları kullanılmıştır. Deneme sonunda, DA ve SKA üzerine akrabalı yetiştirmenin olumsuz bir etkisinin olmadığı saptanmıştır. Bunun aksine bu sürüdeki akrabalık düzeyinin DA ve SKA üzerinde olumlu etkilerinin olduğu ortaya konulmuştur. Bu bulguların ışığında, seleksiyon ve yetiştirme koşullarının iyileştirilmesi sonucunda akrabalılı yetiştirmeden dolayı meydana gelmiş olabilecek olumsuzlukların önüne geçilebildiği düşünülmektedir. Anaların akrabalı yetiştirme için de benzer durum ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak korumaya alınan bu ırkta, akrabalı yetiştirme sürekli hesaplanmalı ve gözlemlenmeli ve Marmara Hayvancılık Araştırma Enstitüsü’nde bulundurulan hayvanlarda akrabalı yetiştirmenin ileride meydana gelebilecek olumsuz etkisinden kaçınabilmek için sürü büyüklüğü artırılmalıdır.Öğe Türkiye’de Organik Koyun ve Keçi Yetiştiriciliğinin Mevcut Durumu ve Gelişim Stratejileri(2017) Ayhan Ceyhan; Vecihi Aksakal; Gürsel Dellal; Mehmet Koyuncu; Nedim Koşum; Turgay TaşkınDünyada artan nüfusun sağlıklı ve dengeli beslenmesi amacıyla tarımsal üretimde konvansiyonel üretim biçimi yaygın olarak yapılmaktadır. Ancak bitkisel ve hayvansal üretimde verimi artırmak ve hastalıklarla mücadele etmek amacıyla kullanılan kimyasal maddeler su ve toprağa geçerek insan ve hayvan sağlığını etkilemektedir. Günümüzde Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Japonya, Kanada ve Avustralya gibi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyadaki tüketiciler çevreye zarar vermeyen, insan ve hayvanlar üzerinde olumsuz etki yapmayan tarım ürünleri tüketim yönünde taleplerde bulunmaktadırlar. Koyun ve keçi yetiştiriciliği hem ülkemizde hem de dünyada organik hayvansal et ve süt üretiminde tüketicilerin taleplerini karşılamada önemli rol almaktadır. Dünyada 2012 yılında organik sertifikalı sığır, koyun ve domuz sayısı sırasıyla; 4,6, 5,6 ve 1,0 milyon baştır. Avrupa Birliği (AB)'inde bulunan 28 ülkenin 2015 yılında organik sertifikalı sığır, domuz, koyun, keçi ve tavuk sayısı sırasıyla; 3,7, 0,978, 4,5, 0,718 ve 31,6 milyon baştır. Türkiye'de organik hayvancılıkta en önemli oransal artış keçi yetiştiriciliğinde gerçekleşmiş (%652,1), bunu sırasıyla kanatlı (%187,7) ve koyun (%22,3) yetiştiriciliği izlemiştir. Türkiye'de 2015 yılında üretilen organik süt üretiminin %2,6 koyundan ve %6,3'ü keçilerden, organik kırmızı et üretimini ise %38,2 koyundan ve %1,6 keçiden sağlanmaktadır.