Yazar "Demirdal, M. Balkan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1876’DAN 2017’YE DEVLET BAŞKANLARININ ANAYASAL GÜÇLERİ(2022) Demirkol, Özhan; Demirdal, M. BalkanTürkiye’de yasama-yürütme ilişkileri literatürde önemli bir çalışma konusu olmuştur. Ancak bu hususu karşılaştırmalı bir şekilde inceleyemeye yönelik sayısal veri sağlayan çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışma Krouwel’in Başkanlık-Parlamentarizm Ölçeğini 1876’dan 2017’ye dek Anayasal gelişmeleri kapsayacak şekilde uyarlamıştır. Çalışma kapsamında hükümet sistemlerinin temel özelliklerine değinilmiş ve hükümet sistemlerini sınıflandırmakta kullanılan başkanlık gücü ölçeklerine dair bir literatür taraması yürütülmüştür. Bir sonraki aşamada Krouwel’in Başkanlık-Parlamentarizm Ölçeği literatürde sıklıkla kullanılan diğer ölçeklerde mevcut bulunan kriterler ve Türk Anayasal gelişmelerine uygun olarak uyarlanmıştır. Çalışma sonucunda 2017 Anayasa değişikliği sonrasında devlet başkanının gücünün neredeyse 1876 Anayasasınca belirtilen devlet başkanı güçlerine sahip olduğu bulunmuştur.Öğe Ceza Hakiminin Vicdani Kanaati Üzerine Bir Değerlendirme(2020) Demirdal, M. BalkanCeza yargılamasında hakimin görevi, somut olguları değerlendirerek maddi gerçeğe dayanan bir karara varmaktır.Hakim bu kararı verirken vicdani kanaatinin etkisi büyüktür. Ancak hakimin vicdani kanaatinin dayanağının hangiesaslara dayandığı tartışmalı olabilir. Hakimin kanaatinin tartışmalı unsurlar barındırması, özellikle delilleri değerlendirip karar verirken bağımsız ve tarafsız olmaması, kuşkusuz maddi gerçekten, adaletten uzaklaşmaya yolaçacak, keyfiliği öne çıkararak hukuku tartışılır bir noktaya getirecektir. Bu bakımdan ceza yargılamasında maddigerçeği ortaya koyan adil bir kararın verilebilmesi, hukuki istikrarın sağlanması ve kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin korunabilmesi için hakimin kararında başrol oynayan vicdani kanaatin öne çıkartılması gerekmektedir. Maddigerçeğin ortaya konması adına vicdani değerlendirmesini sağlıklı yapacak hakimin ise hem mesleki hem de kişiselbir takım özelliklere sahip olması zorunluluk arz etmektedir.Öğe İNSAN HAKLARININ TEMELLENDİRİLMESİNE YARDIMCI BİR KAVRAM: ADALET İLKELERİ(2019) Demirdal, M. Balkanİnsan hakları kavramı hem tanımı hem de nitelikleri bakımından günümüzde halen tartışmalara yol açan bir fenomendir. “İnsan onuru”, “doğuştangelen haklar”, “evrensellik” gibi kavramlar bu fenomeni açıklamak, insanhakları kavramının zihinlerde daha berrak yer etmesi için kullanılmaktadır.Bu açıklamalarda daha çok liberal temelli bir anlayışın benimsendiği unutulmamalıdır. Ancak karşılaşılan sorunlara evrensel ve bölgesel düzeydeki insanhakları sistemlerinin cevap veremediği, vicdanları rahatsız ettiği görülmektedir. Dolayısıyla insan haklarının hukukun sistemleri içerisinde hem tanımlanmasında hem de işlevlerinin belirlenmesinde farklı kavramlara başvurmakinsan haklarının anlaşılabilmesi açısından yararlı olacaktır. Bu bağlamdainsan haklarına göre daha kadim bir kavram olan adalet kavramı üzerindeninsan haklarını anlamaya çalışmak önem arz etmektedir. Adalet kavramı dainsan hakları gibi tanımlanması zor bir kavram olsa da, temelinde yer alanahlaki ilkeler ışığında insan haklarını aydınlatıcı niteliktedir. Adalet ilkeleri,hem kuralların yorumlanmasında hem de yargılama aşamasında temel değerolan adaleti sağlamak adına günümüzdeki hukuk kuramlarında ve insan haklarını koruyacak belgelerde yer alan ilkeler olarak karşımıza çıkmaktadır.Öğe Modernleşme Sürecinde Türk Hukukunda Değişen Dinamikler(2024) Demirdal, M. Balkan17. yüzyılda Batı düşün dünyasında etkisini gösteren Aydınlanma hareketi neticesinde, modernizm akımı Batı medeniyetlerinde etkili olmuş, bunun neticesinde gelişen kapitalist toplum nezdinde hukuki pozitivizm kuramı sahneye çıkmıştır. Modern dünyada istikrar ve belirliliği sağlamak, bireylerin anomalik davranış ve tepkilerden arınarak herkesin kendisine verilen görevi bir saatin dişli çarkları gibi yapmasına dayanan bu iş bölümünün kusursuz işlemesi açısından klasik hukuki pozitivizm düşüncesi ve bu düşünceden doğan kazuistik mantıkla yapılan kodifikasyonlar ile metafiziksel kavramların hukuk dışına itilmesi dönemin kendine özgü bakış açılarını oluşturmaktadır. Batı dünyasında ortaya çıkan bu anlayış, Doğu dünyasında da 17. ve 18. yüzyıllarda hemen etkisini göstermiştir. Bu minvalde Osmanlı Devleti’nde Batıcılık akımı hız kazanmış, hukuk alanında da değişim başlamıştır. Özellikle Osmanlı Devleti’nin çöküşü ve Cumhuriyet dönemiyle birlikte, Türk hukuku büyük ölçüde geleneksel anlayıştan uzaklaşarak modern pozitivist hukuk anlayışının etkisi altına girmiştir. Tanzimat dönemi ve ardından gelen Meşrutiyet dönemi, hukuk alanında önemli reformların yaşandığı zamanlardır. Cumhuriyet dönemiyle birlikte kanunlaştırma hareketleri hız kazanarak, geleneksellikten kopuş tam olarak gerçekleşmiştir. Bu çalışmada öncelikle Batıcılık akımının etkisi neticesinde gelenekselden modernizme geçişte Osmanlı hukuk sisteminde değişen zihniyet ve sonuçları çağın gelişmeleri ve hukuka bakışı doğrultusunda irdelenecektir. Sonrasında da Cumhuriyet döneminde geleneksellikten kopuş neticesinde ortaya konulan modern hukuk sisteminin esasları tartışılacaktır.