Yazar "Diler, Songül Budak" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Association of IL-4 and IL-1 Ra Gene Polymorphisms with the Risk of Bladder Cancer
    (2022) Polat, Fikriye; Bingöl, Günsel; Diler, Songül Budak
    The aim of this study is to evaluate the association of interleukin-4 (IL-4) gene intron 3 and interleukin-1 receptor antagonist (IL-1Ra) gene intron 2 variable number tandem repeat (VNTR) polymorphisms with bladder cancer (BC) susceptibility in Turkish population. A total of 75 BC patients and 126 healthy controls were included in this case-control study. Genotyping for the interested polymorphisms were analyzed through polymerase chain reaction (PCR). The strength of association between both IL-4 and IL-1Ra gene VNTRs and BC susceptibility was estimated utilizing odds ratio (OR) with corresponding 95% confidence interval (CI). In the study, no statistically significant differences were determined in the allele distributions for either in IL-4 gene intron 3 VNTR (OR= 1.33; CI 0.704-2,41, p=0.390) or in IL-1Ra gene intron 2 VNTR polymorphisms (OR= 0.890; CI 0.569-1.394, p=0.346) between BC patients and control groups. The genotype distributions of IL-4 gene were estimated for RP1/RP2 (OR= 1.55; CI 0.11-7.74, p = 0.590) and RP1/RP1 (OR= 2.08; CI 0.48-9.06, p = 0.320), found no difference between BC and control groups. The genotype distributions of IL-1Ra gene were estimated for 2L (OR= 1.401; CI 0.753-2.610, p = 0.287) and 22 (OR=0.908; CI 0.252-3.276, p = 0.883) and found no difference between BC and control groups. This study suggest that there were no statistically significant differences determined either in genotype or allele distributions between BC patients and control groups for both IL-4 intron 3 VNTR and IL-1Ra intron 2 VNTR polymorphisms in Turkish population and therefore there was no association of these variants with BC risk in this population.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Cytotoxic and Genotoxic Activity of Turkish Pale Liverwort (Chiloscyphus polyanthos (L.) Corda) Against Human Periferal Blood Lymphocytes
    (2020) Kara, Recep; Aydın, Cansu; Diler, Songül Budak
    Pale Liverwort-Chiloscyphus polyanthos is one of the most common aquatic liverworts that growing in or near the watering streams and lakes. It typically formed extensive matting appearance in the water or on the boulders in the water. In this study, Chiloscyphus polyanthos collected from the Erciyes Mountain were extracted using ethyl acetate, methanol, and water-methanol solvents. Cytotoxic and genotoxic effects of extracts against human peripheral blood lymphocytes were investigated. The genotoxic activity was determined by using the Chromosome Aberration Test. The cytotoxic activities of the extracts were determined by the Mitotic index (MI). The results showed that the extracts had cytotoxic effect and not genotoxic effect. According to this result, we estimate that Chiloscyphus polyanthos can be used as medicinal plant.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Investigation of TLR2 (-196 to -174del) and TLR9 (T-1486C) Gene Polymorphisms Association with Inflammatory Bowel Diseases
    (Asian Pacific Organization for Cancer Prevention, 2024) Emele, Roseline Eke; A.Salim, Mohammed; Polat, Fikriye; Diler, Songül Budak
    Background: Inflammatory bowel diseases (IBD), Crohn’s disease (CD), and ulcerative colitis (UC) are diseases that result from the combined effects of a predisposing genetic background and several environmental factors, including smoking. Some genes can influence these diseases through genetic inheritance, and their regulation is explained by gene polymorphism. However, Toll-like receptor (TLR) genes have been identified as susceptibility genes for CD and UC. Methods: A case-control study was performed on a Turkish population composed of 105 healthy controls and 79 CD, 77 UC patients genotyped by Allele-specific PCR and PCR–RFLP for TLR9 (T-1486C) and TLR 2 (-196 to -174del) gene. Genotype and allele frequencies of TLR9 (T-1486C) and TLR 2 (-196 to -174del) gene polymorphisms compared to allele frequencies in CD and UC patients. Results: No statistically significant findings were found between the CD, UC patients, and the control group in terms of both genotype distributions and allele frequencies for TLR 9 (T-1486C; rs187084) and TLR 2 (-196 to -174del; rs111200466) gene polymorphisms in a Turkish population (P?> 0.05). Conclusion: No association was found between the TLR2 (rs111200466) and TLR 9 (rs187084) gene polymorphisms among IBD patients and the control groups in the Turkish population. © (2024), This work is licensed under a Creative Commons Attribution-Non Commercial 4.0 International License.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Türkiye’de yapılan kadavra ve canlı donörden karaciğer nakillerinin 2011-2017 yılları arası analizi*
    (2020) Bingöl, Günsel; Diler, Songül Budak; Sapan, İlker; Dalgıç, Aydın
    Amaç: Organ nakli, insan vücudunda görev yapamayan bir organın yerine, canlı vericiden veya kadavradan alınan sağlam bir organın nakledilmesini sağlayan cerrahi bir yöntemdir. Biz bu araştırmada, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 2011 yılında onaylanan ve Türkiye Organ Doku Nakil Sistemi (TODS) olarak adlandırılan dijitalleştirilmiş sistem ile kayıt altına alınan, 2011-2017 yılları arasındaki karaciğer nakil verilerinin istatistiksel analizini yapmayı hedefledik.Gereç ve Yöntem: T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 2011-2017 yılları arasında özel izin ile (hasta ve donör bilgileri rumuz olarak belirtilmek suretiyle) yürütülen projeler kapsamında elde edilen veriler, bu analiz çalışması için esas kabul edilmiştir. Veri işleme araçları olarak AriceTech-Data Minning Systems, Microsoft Power BI, SPSS 21 kullanılmıştır.Bulgular: Türkiye genelinde, 2011-2017 yılları arasında toplam 7466 karaciğer hastası bulunduğu, toplam nakil sayısının 7728 olduğu ve yapılan nakillerin %70’inin canlı, %30’unun kadaverik nakil olduğu saptanmıştır. 2011-2016 yılları arasındaki genel hasta ve greft sağ kalım oranları; Greft Sağ Kalım 1 yıl (GSK1) için %67.09, Hasta Sağ Kalım 1yıl (HSK1) için %75.76 ve Hasta Sağ Kalım 15 Gün (HSK15Gün) için ise %90.25 olarak belir-lenmiştir. Yapılan tüm nakillerde (kadaverik+canlı) toplam greft kaybı/nakil (542/7728) oranı %7.01 olarak saptanmıştır. Ülkemizde, canlı-akrabadan nakil olmak için ortalama 125 gün bekleme yapılmaktadır.Sonuç: Türkiye genelinde yapılan karaciğer nakillerindeki canlı-kadaverik oranları dünyada bilinen oranların tersi yönündedir. Karaciğer hastaları nakil için oldukça uzun süre beklemek zorunda kalmaktadır. Uzun bekleme süreleri sebebiyle kaybedilen hasta sayıları ve organ yetmezliği olan hastaların yoğun bakım maliyetleri artmaktadır. Türkiye’deki bu sorunun çözümü için kadavra donör sayılarının artırılması, beyin ölümü olgularının tespiti ve organ vericisi olarak kullanılma oranlarının yükseltilmesi önem arz etmektedir. Öncelikli nakil ihtiyacı olup kadavra temin edilemeyen hastalar için, kalp atımsız kadavra donörlerinin kullanılması ve çapraz nakil programının etkin olarak uygulanması bir çözüm olarak önerilebilir.