Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Karaduman, Hicret" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Fütüvvete Dair Teliflerin Bir Süreği Olarak Ali Hemedânî’nin Risâle-i Fütüvvetiyye’sine Dair Bazı Mülahazalar
    (2022) Vural, Ahmet; Karaduman, Hicret
    Hemen her kültürde örneğini görebileceğimiz bir ahlâk ideali olarak fütüvvet tasavvufi bir kavram addedilmiştir. Sûfîler, birbirinden farklı önceliklere sahip kesimlerin benimsediği çeşitli fütüvvet telakki ve yaşantılarından kendilerini ayırt etmek üzere fütüvveti tasavvufi içerikle harmanlamıştır. Bu kapsamda fütüvvet tanımlarının temelinde dini hükümlere ittiba ilkesi öncelenmiş, ayrıca cömertlik ve diğergâmlık başta olmak üzere toplumsal muâmelelerde başkasının hukukunu korumaya yönelik erdemler fütüvvetin özünü teşkil etmiştir. Fütüvvetin ayrılmaz bir parçası olarak melâmet ise kişinin benliğini sosyal ilişkiler ağında gizlemek suretiyle yaşayacağı dindarlığı yücelterek fütüvvet ahlâkının uygulanabilirliğini kolaylaştırmıştır. Bu doğrultuda sûfîler fütüvvet hakkında çeşitli tanım ve açıklamalar yapmış, tasavvuf yazınının ortaya çıkmasıyla bu sözler ilk eserlerde de güzel ahlâk veya fütüvvet başlıkları altında serdedilmiştir. İlk örneğini Sülemî’de (ö. 412/1021) görebileceğimiz fütüvvet risâleleri sûfî şeyhlerin dini sınırlar çerçevesinde söz söylediği ve îsâr ahlâkını yansıtan rivâyetlerle oluşturulmuştur. Sülemî’nin risâlesi haricinde ilk dönem tasavvuf klasiklerinde fütüvvete yalnızca konu başlığı sadedinde değinildiği görülür. Bu eserler fütüvveti daha ziyade ahlâkî düzlemde kâmil bir dindarlığın nişanesi olarak takdim etmiştir. Bununla birlikte hicrî altıncı ve yedinci asırda fütüvvetin kurumsal bir yapıya büründüğü, daha ilerleyen süreçte ahîlik adı altında iktisâdî bir yapılanmaya kavuştuğu ve bundan sonra tasavvuf çatısı altında münferit bir teşkilat olarak varlığını devam ettirdiği görülmektedir. Teşkilatın toplum tabanında yaygınlaştığı bu dönemde fütüvvet hakkında içeriği nizamnâme formunda oluşturulan müstakil eserler kaleme alınmıştır. Bu risâleleri incelediğimizde fütüvvetin artık teşkilat düzeyinde temsil edildiğini ve ahlâkî boyutunun yanı sıra kendine mahsus birtakım şekilsel kural ve kaidelerinin de oluştuğunu müşahede ederiz. Şalvar veya kemer kuşanmak, fütüvvet ehlinin erkek, aklı başında ve bulûğ çağına ermiş olması gibi şartlar bunlar arasında sayılabilir. Ayrıca yine fütüvvet mensuplarının birbiriyle veya pîrleriyle ilişkisine dair de bazı prensipler vazedilmiştir. Diğer taraftan Hz. Ali’nin fütüvvette önderliği bu döneme ait fütüvvetnâmelerin temel özelliklerinden biri olarak tebellür etmektedir. Sühreverdî ve İbnü’l-Mi’mâr’ın eserleri başta olmak üzere çok sayıda fütüvvetnâme örneğiyle karşılaşırız ki bunlardan biri de Kübrevî şeyhlerinden Seyyid Ali Hemedânî’nin fütüvvet risâlesidir. Hayatını Hindistan coğrafyasında idame ettiren Hemedânî’nin İslâm’ın bu bölgedeki intişarında önemli bir rol oynayan Hemedânî tasavvufi terbiyesini Kübreviyye şeyhi Alâüddevle-i Simnânî’nin halifeleri Mahmûd-ı Mezdekânî ve Takıyyüddin Ali Dostî’den almıştır. Tâhirü’l-Mevlevî tarafından Türkçe’ye tercüme edilen risâlesi fütüvvetin tasavvufi yönünü ortaya koyması, ahîlik ve fütüvvet ilişkisini takip edebileceğimiz tasvirlerde bulunması, ilk dönem sûfîlerinin fütüvvet anlayışını devam ettirmesi ve fütüvvetin dini sınırlarını çizmeye çalışması bakımından kendinden önceki fütüvvetnâmelerin bir uzantısı sayılabilir. Bu çalışmada Sülemî ve Sühreverdî gibi temel birkaç isim üzerinden kaleme alınan fütüvvetnâmelerin öne çıkan özellikleri incelenecek, ikinci başlıkta Hemedânî’nin bu geleneğin bir uzantısı sayabileceğimiz Risâle-i Fütüvvetiyye’si belirgin bazı noktalar üzerinden müzakere edilecektir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Nûh b. Mustafa’nın (ö. 1070/1660) Tuhfe-i Zâkirîn Namlı Eserinde Tasavvufi Muhteva
    (2020) Karaduman, Hicret
    Şehzadeler şehri olarak bilinen Amasya, ilim ve kültür hayatında temayüz etmiş bir Osmanlı vilayetidir. Burada doğmuş, yetişmiş veya sonradan muhtelif yerlere göç etmiş olan âlim, edîb, mutasavvıf ve mütefekkirler gerek eserleri gerekse güzel ahlâklarıyla bütün Anadolu coğrafyasında hala süregelen bir tesir oluşturmuşlardır. Anadolu’daki ilmî ve kültürel geleneğe katkıları tartışılmaz olan bu büyük şahsiyetlerin ve miras bıraktıkları eserlerin tanınması, hak ettikleri değerin teslim edilmesini sağlayacaktır. Elinizdeki çalışma da bu amaca matuf olarak bir boşluğun dolmasına vesile olma amacı taşımaktadır. Nûh Efendi olarak bilinen Nûh b. Mustafâ Amasya’da doğmuş ve bu kentin mânevî atmosferinde yetişmiştir. Konya’da bir müddet müftülük vazifesinde bulunduğu için Konevî nisbesiyle de anılan Nûh Efendi hayatının son döneminde Kahire’ye yerleşerek yine burada vefat etmiştir. Fıkıh, kelâm, hadis ve tasavvuf gibi muhtelif alanlarda onlarca eseri bulunduğu bilinmektedir. Bunlar arasında olan Tuhfe-i Zâkirîn, Nûh Efendi’nin zikir ve usûlüne dair Türkçe kaleme aldığı bir kitaptır. Bu çalışmanın ilk bölümünde önce müellifin hayatı ve ilmî şahsiyeti tanıtılacaktır. İkinci bölümde Tuhfe-i Zâkirîn’de yer alan tasavvufî unsurlar ana başlıklarla incelenecektir. Son bölümde ise müellif ve eser hakkında genel bir değerlendirme yapılacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    ORTA ÇAĞ NİŞABUR’UNDA TASAVVUFİ TEŞKİLATLAR VE OTORİTE YAPILARI
    (2019) Malamud, Margaret; Karaduman, Hicret
    [Abstract Not Available]

| Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Merkez Yerleşke Bor Yolu 51240, Niğde, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim