Yazar "Kocaöz, Semra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adölesan Gebelerin Aile Planlamasına Yönelik Tutumları ve Kullandıkları Kontraseptif Yöntemler(2022) Dılmen, Sıbel; Kocaöz, Semra; Kizilirmak, AynurGiriş: Bu araştırma, adolesan gebelerin aile planlamasına yönelik tutumlarının ve kullandıkları kontraseptif yöntemlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Bu tanımlayıcı ve kesitsel tipteki çalışma, 128 gebe kadınla yapılmıştır. Veriler, “bir anket formu” ve “Aile Planlaması Tutum Ölçeği (APTÖ)” ile toplanmıştır. Bulgular: Adolesan gebe kadınların %30.5’inin hamilelik öncesinde gebeliği önleyici yöntem kullandıkları belirlenmiştir. En yaygın olarak kullanılan doğum kontrol yöntemi geri çekmedir (%64.1). Adolesan gebelerin, postpartum kontraseptif kullanma isteği yüzdesi %93.0’dır. Lise mezunlarının ilkokul mezunu olanlara (p=0.031), evlendikten sonra ilk bir yıl içinde (p=0.006) ve 2 yıl ve üzerinde gebe kalma isteyenlerin hemen gebe kalmak isteyenlere (p=0.009) ve doğum sonrası hemen gebe kalmak isteyenlerin gebe kalmak istemeyenlere (p=0.004) göre anlamlı olarak APTÖ’nün toplam puanın daha fazla olduğu saptanmıştır. Sonuç: Adolesan gebelerin aile planlamasına yönelik olumlu tutumlarını geliştirebilmeleri için öğrenim seviyelerinin artırılması, erken yaşta gebeliklerin sağlığa etkileri ve aile planlaması konusunda eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi gerekmektedir.Öğe Cosmetic products and women's health(Gulhane Military Medical Academy, 2014) Kocaöz, Semra; Eroğlu, KafiyeDue to their various effects, today cosmetic products are indispensable products of modern society. These products which are generally used without considering chemical material in their content and whose target group are generally women influence health negatively when they are used unconsciously. In this paper, the effect of chemical materials in the content of cosmetic products which should be used with legal arrangements on women health was analyzed through recent studies and it was aimed to analyze awareness of society, especially women, about cosmetic products. © 2014, Gulhane Military Medical Academy. All rights reserved.Öğe Determination of the Needs, Anxiety Levels and Coping Styles of the Mothers of Children Hospitalized at the Intensive Care Unit: A Cross-Sectional Study(OrtadogŸu Reklam Tanitim Yayincilik Turizm Egitim Insaat Sanayi ve Ticaret A.S., 2022) O?ul, Gülşah; Çalişkan, Zehra; Kocaöz, SemraObjective: This descriptive study was conducted to determine the needs, anxiety levels and coping styles of the mothers of children hospitalized at the intensive care unit. Material and Methods: The sample of the descriptive study consisted of the mothers (n=210) of children hospitalized at the Children Intensive Care Unit of Ni?de Training and Research Hospital. Data were collected with the Child and Parent Information Form, Child Intensive Care Family Needs Scale (Family Form), the State-Trait Anxiety Scale, and the Stress Coping Styles Scale by a face-to-face interview with the mothers. Results: The Pediatric Intensive Care Family Needs Scale (Child Intensive Care Family Needs Scale=165.71±34.64) scores of the mothers showed that their needs were high, with the need for proximity and trust the most and that for support the least prominent. The anxiety levels of the mothers were high (state anxiety score= 44.04±6.79; trait anxiety score=50.02±7.66). Seeking social support was the most commonly used approach among the Stress Coping Styles Scale subscales while helplessness was used the least. According to the correlation analysis, a weakly significant positive relationship was present between the mothers' anxiety scores and support needs and their submissive and helpless approach scores. Conclusion: The results indicate that health care professionals should inform mothers about the course of the disease, the treatment and the interventions and also make arrangements so that the mothers can see at regular intervals that their children are safe. © 2022 OrtadogŸu Reklam Tanitim Yayincilik Turizm Egitim Insaat Sanayi ve Ticaret A.S.. All rights reserved.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Üreme Sağlığı Tutumlarının Belirlenmesi(2022) Taş, Ferdane; Kocaöz, Semra; Kara, PınarAmaç: Bu araştırma, hemşirelik öğrencilerinin üreme sağlığı (ÜS) tutumlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte yapılan bu araştırmanın evrenini, 2017-2018 eğitim öğretim yılı bahar yarıyılında bir üniversitenin sağlık yüksekokulunda öğrenim gören 460 hemşirelik bölümü öğrencisi oluşturmuştur. Araştırma, 353 hemşirelik bölümü öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri, “Veri Toplama Formu” ve “Üreme Sağlığı Ölçeği (ÜSÖ)” kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Öğrencilerin yaş ortalaması 20.71±1.83 olup, %31.5’i 22 yaş ve üzerindedir. Öğrencilerin %93.2’si üreme/cinsel sağlık konusunda bilgisi olduğunu, %53.8’i bu konuda ailesi ve öğretmenlerinden bilgi edindiğini belirtmiştir. Hemşirelik öğrencilerinin %61.2’si okulda, %86.4’ü donanımlı bir profesyonel tarafından ve %69.1’i başvuran bilgilerinin saklı tutularak gençlere yönelik üreme/cinsel sağlık hizmetlerinin verilmesi gerektiği konusunda görüş bildirmiştir. Öğrencilerin cinsiyeti ve babanın öğrenimi dışında (p0.05). Sonuç: Araştırmamızda ÜSÖ’nun genel toplamından alınan puan ortalamaları incelendiğinde, hemşirelik öğrencilerinin ÜS konusunda olumlu tutumlarının geliştirilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır. ÜS konusunda öğrencilere akran ya da bireysel eğitimler yapılmasının ve danışmanlık hizmetleri sunulmasının ve derslerde bu konuya ağırlık verilmesinin, öğrencilerin olumlu yönde tutum geliştirilmesinde faydalı olabileceği düşünülmektedir.Öğe Okul Öncesi Çocukların Yemek Yeme Davranışları ve Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi(2021) Altunsuyu, Büşra Sema; Çalışkan, Zehra; Kocaöz, SemraBu çalışma, okul öncesi çocukların yemek yeme davranışları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Ortadoğu Anadolu bölgesindeki bir il merkezinde, sosyoekonomik düzeylerine göre tabakalandırılan 9 okulun 500 anasınıfı öğrencisi ve onların ebeveynleri oluşturmuştur. Veriler, EbeveynÇocuk Kişisel Veri Toplama Formu, Çocuklarda Yeme Davranışı Anketi (ÇYDA) ve antropometrik ölçümlerle toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi bilgisayar ortamında tanımlayıcı istatistikler, ki-kare independent t, kappa ve Anova (Post-hoc: Tukey) testleri kullanılarak yapılmıştır. Araştırmaya katılan okul öncesi çocukların, Beden Kütle İndeksi (BKİ)’ ne göre %21,4’ünün zayıf, %4,4’ünün fazla kilolu ve %9,0’unun obez olduğu, zayıflığın kızlarda (%23,8), fazla kilolu ve obezitenin (%14,3) erkeklerde fazla görüldüğü saptanmıştır (p>0,05). Fazla kilolu ve obez çocukların, anne ve babalarının da fazla kilolu ve obez olduğu bulunmuştur (p<0,001). BKİ’ ye göre obez olan çocuklar (n=45), anneleri tarafından normal (%66,7) ve zayıf (%2,2) olarak değerlendirilmiş, çocuğun BKİ’ si ile annenin çocuğun kilosunu değerlendirmesi arasında zayıf düzeyde (?=0,278; p<0,001) uyum olduğu saptanmıştır. Çocukların yeme davranışlarını; çocuğun doğum kilosu, öğün sayısı ve öğün atlama durumu, fast-food tüketimi, ebeveyn yaklaşımları ve reklamların etkilediği tespit edilmiştir (p<0,05). Okul öncesi çocukların büyümelerinin izlenmesi, normalden sapmaların erken dönemde tespit edilmesi ve önlem alınması için hemşireler tarafından düzenli aralıklarla okullarda BKİ izlemlerinin yapılması, ebeveynleri fazla kilolu ve obez olan çocukların daha sık aralıklarla takip edilmesi önerilmektedir.Öğe Prevalence and risk factors of urinary incontinence in turkish nursing homes: A cross-sectional study(2009) Kocaöz, Semra; Bilgili, Naile; Eroglu, KafiyeObjectives: To investigate the prevalence and risk factors of urinary incontinence (UI) in nursing home residents in the capital city of Turkey. Methodology: In this cross-sectional study, 394 elderly people (244 women and 150 men), aged over 60 years were interviewed in nursing homes. A structured questionnaire and face to face interviews were used as the instrument for data collection. Results: The overall prevalence of UI was 22.8% (n=90) when defined as "the involuntary loss of urine at least twice a month". Among elderly people, 33 (36.3%) had urge, 29 (31.9%) stress and 5 (5.5%) mixed type UI. UI was significantly associated with body mass index, recurrent lower urinary tract infections, heart disease, endocrine disorders, respiratory diseases and urinary system diseases. Conclusions: Urinary incontinence affects approximately one of four elderly people in Turkish nursing homes. The results underscore the need for planning prevention and treatment strategies for UI.Öğe SAĞLIK PROFESYONELLERİNİN MEME KANSERİ RİSK DÜZEYİ VE SAĞLIK İNANÇLARI(2022) Arslan, Dilek Efe; Güleroğlu, Funda Tosun; Bahçeli, Aybike; Kocaöz, SemraBu çalışma, sağlık profesyonellerinin meme kanseri risk düzeyini ve bu kanserin erken tanılanmasına yönelik sağlık inançlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı tipteki bu çalışma, bir üniversitenin araştırma ve uygulama hastanesinde görev yapan 146 sağlık profesyoneli (137 hemşire ve 9 ebe) ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri, “Veri Toplama Formu”, “Meme Kanseri Risk Değerlendirme Formu” ve “Meme Kanseri Sağlık İnanç Modeli Ölçeği (MKSİMÖ)” kullanılarak toplanmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplarda t- testi ve tek yönlü ANOVA testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan sağlık profesyonellerinin yaş ortalaması 30.06±6.22 olup, %69.2’si kendi kendine meme muayenesi (KKMM) yapmaktadır. Hemşire ve ebenin %97.2’sinin meme kanseri açısından düşük riske sahip oldukları belirlendi. Üniversite mezunu ve gelir durumu iyi olanların, öğrenimleri sırasında KKMM konusunda eğitim alanların ve KKMM’sini yapanların MKSİMÖ’nin KKMM Öz-Etkiliği alt boyutundan aldıkları puan ortalamalarının diğerlerinden yüksek olduğu saptandı (p<0.05). Sağlık profesyonellerinin öğrenimleri sırasında KKMM konusunda eğitim alması, onların istenilen sağlık davranışlarının gerçekleşmesinde etkili olmaktadır. Bu nedenle sağlık profesyonellerinin mesleki eğitim müfredatlarına meme kanserinin erken tanılanmasına ilişkin eğitimin eklenmesi, onların olumlu sağlık inançlarının gelişmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe The care burden and the affecting factors of individuals receiving hemodialysis treatment(Gulhane Military Medical Academy, 2014) Gülpak, Merve; Kocaöz, SemraAIM: This study was performed to determine the care burden and the affecting factors of individuals receiving hemodialysis treatment METHOD: The study sample consisted of the caregivers of 235 individuals undergoing hemodialysis treatment. The data were collected by using a survey form of 48 questions and the Zarit Caregiver Burden Scale. The mean, percentage distributions, chi-square, Kruskal-Wallis and Mann-Whitney U tests, and the Spearman Brown correlation coefficient were used in the statistical evaluation of data. RESULTS: The median care burden scores were high for caregivers who were 60 years of age or older, had a very low or low income, were primary school graduates, developed health issues while caregiving, provided care full-time and had difficulty in meeting the health care costs. The median care burden scores of caregivers who provided care to individuals who were completely dependent for eating and drinking, bathing, getting dressed, walking-strolling, and stair climbing were found to be higher than the group who looked after patients who could administer self-care (p<0.05). Care burden scores were found to be increased with increasing age of caregivers (p<0.05). We also found the care burden score to decrease with increasing disease and treatment duration of HD patients (p<0.05). CONCLUSION: In conclusion, we recommend developing awareness of conditions that increase the care burden of caregivers and to provide the necessary interventions and establish support groups so that these conditions do not have a negative effect on family and social life.