Yazar "Mete, Nevin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Klasisizm ve güneş kahramanı(2022) Mete, NevinBu makalede Türk Edebiyatının XIII. ile XIX. yüzyılları arası için kullanılan adlandırmalardan “Klasik” sözcüğü üzerinde durulup bu dönem edebiyatımızın “klasik oluşuna” seçilen örnek beyitlerle yakından bakılacaktır. Bu beyitler, 18. Yüzyıl Divan şairi Yahya Nazîm’in Kırım Hânı I. Selim Giray adına kaleme aldığı şiirlere aittir. Klasik kavramı nedir, klasik eser neye denir, Türk Edebiyatının klasikleri var mıdır soruları hakkında değerlendirmeler yapılmış ancak hala tartışılmaya devam edeceği yönünde bir sonuca ulaşılmıştır. Bu çalışmada Klasisizme dair söylenenler kısaca hatırlanıp klasik doktrinin ve en önemli figürü “güneş kahramanı miti” nin oluşumu üzerinde durulacaktır. Klasisizmin oluşumu, klasik doktrinin bütün unsurlarını Neolitik çağa götüren sosyal antropolojik bağlamda bir yaklaşımla izaha çalışılacaktır. İnsanın yerleşik hayata intibakı esnasında anatanrıça tapımından, ataerkil/güneş tapımına geçilmiştir. Değişen “doğa imgesi” yle toprağa ve kadına dair bütün temsiller yerini güneş ve erile ait sembol ve anlamlara bırakmıştır. Bu süreçte anatanrıça kültüründen ataerkil kültüre geçişi sağlayan kişi ise güneş kahramanıdır. Anatanrıça semiyosferinden (işaretler evreni) ataerkil semiyosfere geçişte ayrıştırma, seçicilik, akılcılık, hiyerarşi, ulvîlik gibi değerler “kültür” ün icadına ve kentlerin, medeniyetlerin oluşumuna yol açmıştır. Kaostan kozmosa geçiş; düşünüşü, duyuşu, ilahî olanı kısaca işaretler evrenini değiştirmiştir. Bütün bu değişim ve dönüşümün merkezi, bereketli hilal adı verilen bölgedir. Bunu izah ederken dinler tarihi, arkeoloji, antropoloji, mitoloji gibi sahalara ait sonuç ve tespitlerden istifade edilmiştir.Öğe Tarih-i Belgrad(2020) Mete, NevinBalkanlar ve orta Avrupa coğrafyası, 1526 Mohaç meydan savaşı ile başlayıp 1791 Ziştovi antlaşmasıile sonlanan zaman diliminde, baş aktörleri Osmanlı ve Avusturya olan uzun bir mücadeleye sahneolmuştur. Osmanlı kaynaklarında Nemçe olarak anılan Avusturya ile iki buçuk asrı aşkın süregelmişçatışmalı ilişkiler, bu sürecin başında askerî, hukukî ve diplomatik bakımdan Osmanlı lehine olsa dasonlarda Avusturya’nın üstünlüğü ile noktalanmıştır. Osmanlı’da sınır kavramı bugünkü ölçütlerletespit ve tayin olunmayan; köy, kale adı veya mahal adı sayılarak yapılan hudut tespitleri ilebelirlenmiş sınır tanımını ifade eder. Bu tespitler yapılırken 15. Yüzyıldan sonra adına Sınır-namedenilen belge ya da Ahit-name içerisinde atıfta bulunulan hudut tayinleri görülmektedir.Belirsizliklerle dolu olan anlaşma metinleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun hareketli sınırlara sahipolmasını da beraberinde getirmiştir. Bu sebeple seyahat-name, atlas, coğrafi eser gibi türlerin akınyapılacak yerlerle ilgili bilgileri içermesi önem arz etmiştir. Tarih-i Belgrad, Osmanlıİmparatorluğu’nun II. Viyana hezimetinden iki yıl sonra kaleme alınmış, bir çeşit güzergahrisalesidir. Müellif, bu kısa risalenin cihad-ı ekber için yapılacak seferde, yol haritası olarakhazırlandığından söz eder.












