Yazar "Taşoğlu, Enes" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alpine periglacial zones in Anatolia: spatial distribution and main characteristics(Springer Nature, 2024) Öztürk, Muhammed Zeynel; Taşoğlu, EnesAlthough alpine periglacial studies in Anatolia date back to the 1950s, the distribution of periglacial areas and their general characteristics are poorly known. At present, geographic information systems and remote sensing technologies facilitate the identification of permafrost and periglacial features. In this study, alpine periglacial zones of Anatolia were identified and classified using data on mean annual temperature, Köppen-Geiger climate type, number of snow-covered months, land cover, and terrain classification data, employing Multi-Criteria Decision Making. The periglacial regions in Anatolia are classified into three zones, namely weak, moderate, and severe, based on the coefficient value. Our results indicate that periglacial areas cover 92,362 km2, corresponding to 11% area of Türkiye. Most periglacial regions are in the weak periglacial zone, while only 2% are in the moderate and severe periglacial zones. Periglacial areas are commonly observed between 1750 and 3500 m, and their severity increases with elevation. The mean elevations of weak, moderate, and severe periglacial zones are 2200 m, 2600 m, and 3000 m, respectively. The severe periglacial zones correspond to the summits of high mountains where Quaternary glaciations occurred. The average temperatures of the periglacial zones decrease with the severity of the zones. The annual average temperature of 5.6 °C in the weak periglacial zones decreases to 2.4 °C in the moderate periglacial zones and 0.6 °C in the severe periglacial zones. Total annual precipitation and the number of months with snow cover increase from weak to severe periglacial zones. Weak periglacial zones are snow-covered for an average of 3.3 months per year, while moderate and severe periglacial zones are snow-covered for an average of 5 months and 6.4 months per year, respectively. This study suggests that global datasets can be used to effectively identify alpine periglacial zones in Anatolia, taking into account the characteristics of known periglacial areas. © The Author(s), under exclusive licence to Springer Nature Switzerland AG 2024.Öğe TOKAT’TA ALTERNATİF TARIM ÜRÜNÜ OLARAK LAVANTA YETİŞTİRİCİLİĞİNE UYGUN SAHALARIN ANALİTİK HİYERARŞİ SÜRECİ İLE BELİRLENMESİ(2022) Gök, Mesut; Taşoğlu, Enes; Gök, ŞeydaPrimer faaliyetler arasında yer alan tarım, Dünya’nın en eski ve insan hayatı için en önemli üretim aracıdır. Bu üretimin şekillenmesinde uygun iklim koşulları, verimli tarım arazileri ve su kaynakları etkin rol oynar. Karadeniz Bölgesi’nden İç Anadolu Bölgesi’ne geçiş kuşağında yer alan Tokat, zengin bir hidrografya ağına ve verimli tarım arazilerine sahiptir. Mevcut potansiyeline rağmen tarım arazilerinde sulama imkânlarının yeterince geliştirilememesi, tarımsal üretimden alınan verimi düşürürken, kuru tarım alanlarında yapılan münavebeli ekim ve nadas uygulaması da her yıl yüzlerce dönüm arazinin tarım dışı bırakılmasına neden olur. Kuru tarım alanlarında üretimin devamlılığını sağlamak adına, yörenin ekolojik isteklerine uygun yeni ürünlerin yetiştirilmesi gerekir. Bu çalışmada toprak seçiciliğinin az olmasının yanında geniş kullanım alanlarına sahip ve ekonomik getirisi yüksek bir bitki olan lavantanın, alternatif bir tarımsal ürün olarak Tokat tarımına kazandırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda lavanta bitkisinin ekolojik isteklerinin yörenin ekolojik koşullarına uygunluğu incelenmiştir. İncelemede kullanılan parametrelere ait veri tabanı ile katman haritaları oluşturulurken coğrafi bilgi sistemleri (CBS) teknikleri ve analitik hiyerarşi süreci (AHS) analiz metodundan faydalanılmıştır. Analiz sonucunda kuru tarım yapılan alanların %29’luk kısmının lavanta yetiştiriciliğine uygun olduğu tespit edilmiştir. Bu sahalarda halihazırda üretilen buğday ve arpa gibi ürünlerin yerine çok yıllık bir bitki olan lavantanın tercih edilmesi nadaslı tarımı büyük oranda ortadan kaldırırken, sürdürülebilir kırsal kalkınmaya da katkı sağlayacaktır.Öğe Türkiye’de Maksimum-Minimum Sıcaklık Ortalamaları ve Yağış Tutarının Google Earth Engine ile 2005-2040 Dönemi Modellemesi(2023) Coşkun, Mücahit; Şahiner, Hüseyin; Canbulat, Onur; Öztürk, Ahmet; Taşoğlu, EnesSon yıllarda etkisini giderek artıran küresel iklim değişikliği, artık insanlığın önlem alması ve uyum çabalarını artırması gereken bir problem haline gelmiştir. Daha uzun süre maruz kalınan sıcak hava dalgaları, sıcak hava dalgaları ile birlikte sıklığı giderek artan orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağışlar, sel ve heyelan olayları iklimsel parametrelerdeki farklılaşmaların en belirgin göstergeleridir. İklim değişikliğinin Dünya’nın farklı alanlarında farklı sonuçları ortaya çıksa da, Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz Havzası bu değişikliklerden en fazla etkilenmesi beklenen sahalardandır. Türkiye'nin sıcaklık ve yağış iklim değişkenleri üzerine gelecek öngörüsü sunmak ve olası farklılaşmaları belirlemek çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bilimsel kuruluşlar tarafından geliştirilen modeller ve uygulanan emisyon senaryoları, gelecekte yaşanabilecek olası değişikliklerin tahmini için önemli metotlardır. Araştırmada Coupled Model Intercomparison Project Phase 5 (CMIP5) projesi kapsamında yer alan modellere ve senaryolara ait çoklu model ortalaması kullanılmıştır. Analizlere dahil edilen emisyon senaryoları RCP4.5 ve RCP8.5’tir. Çalışmaya ait analizler Google Earth Engine bulut işletim sistemi ile gerçekleştirilmiş ve ArcGIS 10.4 programı ile haritalanmıştır. Yapılan analizler sonucunda 2005-2040 döneminde Türkiye, bugünkü ortalamalara göre daha sıcak günler ile karşı karşıya kalacaktır. Maksimum sıcaklık ortalamalarındaki artış trendi daha kuvvetlidir. Akdeniz kıyılarında görülen iklim şartları ilerleyen yıllarda etki sahasını Ege ve Marmara bölgelerine doğru genişletecektir. Doğu Anadolu Bölgesi’nde minimum sıcaklık ortalamalarında daha kuvvetli artışlar yaşanacaktır. Yağış miktarlarında Akdeniz-Ege kıyıları ve iç bölgelerde azalma, Doğu Karadeniz kıyılarında kısmen artışlar görülecektir. Genel olarak bütün Türkiye arazisinin ortalama yağışı dikkate alındığında, pozitif ya da negatif yönde bir eğilim mevcut değildir.Öğe Yasaklı Bitkiden Potansiyel Bir Hazineye Doğru: Samsun, Amasya ve Tokat İllerinde Kenevir (Cannabis sativa L. hemp) Yetiştiriciliğinin Best-Worst Yöntemiyle Analizi(2023) Gök, Mesut; Taşoğlu, EnesNeolitik dönemde tarımın keşfedilmesiyle birlikte kültür altına alınan ve medeniyetlerin gelişmesinde son derece önemli bir paya sahip olan kenevir, zengin lif içeriğiyle pek çok alanda kullanılabilmesine rağmen THC oranı yüksek olan kenevir türünün (marijuana) yasa dışı uyuşturucu olarak kullanılması sebebiyle Dünya’nın en şüpheyle yaklaşılan bitkisi haline gelmiştir. Endüstriyel kenevir olarak da bilinen kenevir türü (hemp) ekolojik olarak çevreye olumlu etkilerinden ve yüksek ekonomik getirisinden dolayı ülkemizde bazı alanlarda izinli olarak yetiştirilmektedir. Kenevirin ekonomik getirisi ve 25.000 farklı ürünün ham maddesi olması dolayısıyla ülkemizde kenevir yetiştiriciliği teşvik edilmelidir. Bu çalışmada, Samsun, Amasya ve Tokat illerinde kenevir yetiştiriciliği için uygun sahaların tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda bitkinin ekolojik istekleriyle sahanın ekolojik koşulları Best-worst yöntemiyle analiz edilmiş ve sonuçlar haritalanarak çalışma sahasındaki tarım alanlarının %22-29’unun kenevir tarımına uygun olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma, pek çok açıdan sürdürülebilirliğe katkısı olacak kenevirin tanıtılmasını ve yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasını sağlamak açısından önemlidir.