Yazar "Yavuz, Gönül" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe COVID-19 PANDEMİSİNDE EGZERSİZDE FARKLI MASKE KULLANIMININ DİSPNE VE ÖZNEL ALGILAR ÜZERİNE ETKİSİ(2022) Pişkin, Necdet Eray; Aktuğ, Zait; İbiş, Serkan; Aka, Hasan; Kutlu, Zeynep; Yavuz, GönülCOVID-19 pandemisi günümüzde insan sağlığını etkileyen ve çözüm bulunmaya çalışılan en önemli sorunlardan birisidir. COVID-19 pandemisi esnasında insanlar günlük yaşamlarına devam edebilmek için uzmanların belirttikleri korunma yöntemlerini uygulamaktadır. Bu yöntemlerden birisi de maske kullanımıdır. Egzersiz esnasında farklı maske tercihleri ve bu maskelerin etkilerini araştıran sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu düşünce ile yapılan çalışmada kuvvet egzersizi esnasında kullanılan cerrahi maske ile N95 maskesinin dispne ve öznel algılar üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya haftada üç gün düzenli olarak fitness merkezine giden, 20-25 yaşları (20,28±1,76) arasında sağlıklı 32 gönüllü erkek birey katılmıştır. Katılımcıların maske kullanımındaki öznel algılarını belirlemek için rahat/rahatsızlık algısı ölçeği, dispne şiddetini belirlemek için vizüel analog skalası kullanılmıştır. Maske kullanımında öznel algılar ve vizüel analog skalası yorgunluk sorgulamasının maske tiplerine göre karşılaştırılması Mann Whitney U testi ile, vizüel analog skalası yorgunluk sorgulamasının tekrarlı ölçümlerinin karşılaştırılması Friedman testi ile, farkın hangi gruptan kaynaklandığı ise Wilcoxon testi ile belirlenmiştir. İstatiksel analiz sonucunda vizüel analog skalası yorgunluk sorgulamasının N95 maske kullanımında cerrahi maske kullanımına göre istatiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Ayrıca hem cerrahi maskede hem de N95 maskede vizüel analog skalası yorgunluk sorgulamasının süre ile birbirine paralel olarak arttığı belirlenmiştir (p<0,05). Sonuç olarak, egzersizde maske kullanımının hem öznel rahatsızlıkları hem de dispneleri artırdığı ayrıca N95 maske kullanımında bu problemlerin daha fazla görüldüğü söylenebilir. Bu nedenle egzersizde maske kullanımının doğru olmadığı, maske kullanmadan egzersiz yapmak istemeyen kişilerin ise cerrahi maskeleri tercih etmeleri önerilebilir.Öğe COVİD-19 SALGIN SÜRECİNDE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN FİZİKSEL AKTİVİTE DÜZEYİNİN YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ(2021) Kutlu, Zeynep; İbiş, Serkan; Pişkin, Necdet Eray; Yavuz, Gönül; Aka, Hasan; Aktuğ, ZaitYapılan çalışmada COVID-19 pandemisinde üniversite öğrencilerinin fiziksel aktivite düzeyleri ile yaşam kaliteleri arasındaki ilişkinin incelenmesi ve cinsiyetlere göre bu değişkenlerin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nde eğitim-öğretim gören 338 öğrenci (kadın =170, erkek =168) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara ‘’Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Kısa Formu’’ ile ‘’Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu’’ uygulanmıştır. Katılımcıların fiziksel aktivite düzeyleri ile yaşam kaliteleri arasındaki ilişkiyi belirlemede Pearson Korelasyon analizi, bu parametrelerin cinsiyetlere göre karşılaştırılmasında bağımsız örneklem t -testi kullanılmıştır. Hem kadın hem de erkek katılımcıların fiziksel aktivite düzeyleri ile yaşam kalitesi alt boyutları arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir (p<,05). Ayrıca fiziksel aktivite düzeyinin erkekler lehine istatiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu belirlenirken, yaşam kalitesinde ise cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (p<,05). Sonuç olarak insanların pandemi veya farklı sebeplerle uzun süreli evde olmasını gerektiren durumlarda hareketsiz yaşamın genel sağlık üzerine olumsuz etkilerinin azaltılması için fiziksel aktivitelere katılımlarının sağlanmasının yaşam kalitesini artıracağı düşünülmektedir.Öğe Farklı solunum kası egzersizlerinin maksimal oksijen tüketimi ve akciğer fonksiyonları üzerine akut etkisi(2022) Aktuğ, Zait; Yavuz, Gönül; Pişkin, Necdet Eray; Aka, Hasan; İbiş, SerkanAmaç: Isınma, tüm spor aktivitelerinde önemli bir etkendir ve uygulanış şekline göre performansı olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir. Son yıllarda özellikle sportif performansta solunum kası ısınma egzersizleri ile ilgili araştırmalar çoğalmıştır. Bu düşünceler ile yapılan çalışmada farklı solunum kası ısınma egzersizlerinin maksimal oksijen tüketimi (maksVO2) ve akciğer fonksiyonları üzerine olan akut etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.\r\rGereç ve Yöntem: Çalışmaya 18-25 yaşları arasında 23 gönüllü faal erkek hakem katılmıştır. Katılımcılara farklı günlerde olmak üzere aletli solunum kası ısınması, diyafragmatik solunum kası ısınması ve plasebo olmak üzere üç farklı solunum kası ısınması yaptırılmış ve Astrand Bisiklet Ergometre Testi ile maksVO2 değerleri, spirometre ile solunum parametreleri belirlenmiştir. Verilerin normallik dağılımı Shapiro Wilk testi ile belirlenmiş, uygulamalar arası farkın hangi uygulamadan kaynaklandığının belirlenmesinde Kruskal Wallis H testi kullanılmıştır.\r\rBulgular: Solunum parametreleri ve maksVO2 düzeyinin aletli solunum kası ısınmasında, plasebo ve diyafragmatik solunum kası ısınmasına göre istatiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0,05).\r\rSonuç: Akut olarak uygulatılan farklı solunum kası ısınmalarının solunum parametrelerinde ve maksVO2 düzeylerinde artış meydana getirdiği, bu artışın ise aletli solunum kası ısınmasında daha yüksek olduğu görülmüştür. Sportif performansın iyileştirilmesi için antrenmanlar öncesi bu ısınma türlerinin uygulatılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.Öğe Kadınlarda sitting-rising testi ile fiziksel aktivite düzeyi, bazı motorik ve antropometrik özellikler arasındaki ilişkinin incelenmesi(Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Yavuz, Gönül; İbiş, SerkanBu çalışmanın amacı kadınlarda sitting-rising testi (SRT) ile fiziksel aktivite düzeyi, bazı motorik ve antropometrik özellikler arasındaki ilişki ve SRT kategorilerine göre fiziksel aktivite düzeyi, bazı motorik ve antropometrik özellikleri arasındaki farkın incelenmesidir. Çalışmaya 35-55 yaş arası sağlıklı sedanter kişiler arasından 200 kadın gönüllü olarak katılmıştır. Kadınların fiziksel aktivite düzeyleri (FAD) fiziksel aktivite ölçeği ile, vücut yağ yüzdesi (VYY) skinfold ile, sırt-bacak kuvvetleri sırt ve bacak dinamometresi, esneklikleri otur-uzan, denge performansları y denge testi ve fiziksel uygunlukları SRT testi ile değerlendirilmiştir. Kadınların değişkenlerinin birbirleri arasındaki ilişkiyi belirlemede Pearson Korelasyon Analizi kullanılmıştır. SRT kategorileri gruplar arasındaki farkı belirlemede One Way Anova testi kullanılmıştır. İstatiksel analiz sonucunda, kadınların antropometrik özellikleri ile SRT puanı arasında negatif yönlü; FAD ile SRT puanı arasında pozitif yönlü; motorik özellikleri ile SRT puanı arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç olarak; SRT puanlarındaki düşüşün artan kilo, vücut yağ yüzdesi, belkalça oranı ve vücut kitle indeksi ile ilişkili olduğu, bu özelliklerinde kuvvet, esneklik ve denge performansını parametreleri üzerinde olumsuz yönde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Fiziksel aktivite düzeylerinin düşmesi ile birlikte kuvvet, esneklik ve denge parametrelerinde de düşüş meydana geldiği görülmüştür. Buradan yola çıkarak düzenli yapılan fiziksel aktivitenin kilo, vücut yağ yüzdesi, bel-kalça oranı ve vücut kitle indeksini azaltacağı, buna ek olarak kuvvet, esneklik ve denge performanslarını arttıracağı ve böylece SRT puanlarının gelişeceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Kadın, Sittin-Rising Test, Esneklik, DengeÖğe Kan akışı kısıtlama yöntemi ile kombine edilen düşük yoğunluklu bisiklet egzersizinin maksvo2 kas kuvveti ve kas kalınlığına etkisi(Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Yavuz, Gönül; Aktuğ, Zait BurakSon yıllarda kan akışı kısıtlama yöntemi (KAK) geleneksel egzersiz yöntemlerine alternatif olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemin kuvvet gelişimi üzerine etkileri bilinirken, aerobik kapasite üzerindeki etkileri ile ilgili literatürde çelişkili sonuçların olduğu görülmektedir. Bu düşünce ile yapılan çalışmanın amacı kan akışı kısıtlama yöntemi ile kombine edilen düşük yoğunluklu bisiklet egzersizinin maksVO2, kas kuvveti ve kas kalınlığına etkisinin incelenmesidir. Çalışmaya 18-25 yaş aralığında 24 sedanter erkek birey gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılar bisiklet egzersiz grubu (BG), bisiklet egzersiz+kan akışı kısıtlama grubu (BKAKG) ve kontrol grubu (KG) olarak 8'er kişilik 3 gruba ayrılmıştır. BG'ye maksVO2'nin %40'ında 40 dk, BKAKG'ye uzuv tıkanma basıncının %60-80'i arasında KAK yöntemi ile ve maksVO2'nin %40'ında 15 dk, KG'ye ise maksVO2'nin %40'ında 15 dk'dan oluşan bisiklet egzersiz programı 9 hafta boyunca haftanın 3 günü uygulatılmıştır. Katılımcıların diz izokinetik kuvvet parametreleri, kas kalınlıkları ve maksVO2 değerleri çalışmanın başlangıcında ve 10. haftada olmak üzere 2 kez ölçülmüştür. Verilerin analizinde, farklı protokollerin sonuçlarını, ön-son test ölçümlerini ve protokol*zaman etkileşim etkisini incelemek için, Tekrarlanan Ölçümler iki yönlü ANOVA testi kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda, BG ve BKAKG'nin kas kalınlığı ve maksVO2 parametrelerinin tamamında son test lehine anlamlı fark tespit edilmiştir. İzokinetik kuvvet parametrelerin tamamında ise BKAKG'da son test lehine anlamlı fark belirlenmiştir. Gruplar arası karşılaştırmada solunum değişim oranı (RER) ve her iki bacak vastus lateralis (VL) kas kalınlığında BKAKG'ye lehine anlamlı fark belirlenirken, diğer parametrelerde gelişimin benzer olduğu görülmüştür. 60°s-1 ve 300°s-1 açısal hızlarda izokinetik kuvvet parametrelerinin tamamında gruplar arası fark belirlenmezken, 180°s-1 açısal hızda pik tork (PT) sol bacak quadriceps (Q) ve ortalama güç (OG) sağ bacak Q parametrelerinde BKAKG'ye lehine anlamlı fark tespit edilmiştir. KAK yöntemi ile uygulanan düşük yoğunluklu bisiklet egzersizinin aerobik kapasitenin belirleyicisi olan maksVO2 değerini geliştirmesinin yanı sıra sportif performansın önemli belirleyicilerinden olan kas kuvvet ve kalınlık parametrelerini de olumlu yönde etkilemesi ile yüksek yoğunluklu bisiklet egzersizlerine güçlü bir alternatif yöntem olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Kan akışı kısıtlama, aerobik kapasite, maksVO2, kas kuvveti, kas kalınlığıÖğe Kuvvet Gelişiminde Yeni Bir Yaklaşım: Kan Akışı Kısıtlama Antrenman Yöntemi: Geleneksel Derleme(2023) Pişkin, Necdet Eray; Yavuz, Gönül; Aktuğ, Zait BurakSportif performansın ve yaşam kalitesinin artırılmasında önemli bir role sahip olan kas kuvvetini geliştirmek için birçok farklı yöntem uygulanmaktadır. Bu doğrultuda antrenman programları oluşturulurken, fizyolojik adaptasyonları sağlamak ve dolayısıyla en iyi performansı elde etmek için birçok değişken göz önünde bulundurulmakta ve yeni antrenman yöntemleri denenmektedir. Kan akışı kısıtlama yöntemi (KAK) ise geleneksel yöntemlere alternatif yöntem olarak son yıllarda antrenman seanslarına sıklıkla dahil edilen bir yöntem haline gelmiştir. Özellikle uluslararası literatürde kullanımı yaygın olan bu yöntem ile ilgili farklı protokollerde birçok parametre üzerine incelemeler gerçekleştirilmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında yapılan derlemenin amacı uluslararası literatürde yaygın olarak araştırma konusu yapılan KAK yönteminin ana hatlarıyla tanıtılması ve bu konuda Türk yazarlı olarak yapılan çalışmaların KAK yönteminde uygulanan değişkenler yönünden incelenmesidir. Çalışmada PubMed, Google Scholar, Web of Science, Yöktez veri tabanlarında “kan akışı kısıtlama”, “kan akımı kısıtlama”, “blood flow restriction”, “blood flow restriction*training”, “occlusion training” “kaatsu*occlusion training”, “kaatsu*blood flow restriction” arama terimleri ile taramalar gerçekleştirilmiştir. Belirlenen çalışmalar katılımcı sayıları, yaş aralığı, manşon tipi, manşon genişliği, basınç yöntemi, egzersiz şiddeti, tekrar sayısı, sıklık, hareketin yapısı, kombine edildiği egzersiz türü, kullanılan materyaller ve ölçüm yöntemleri gibi değişkenler yönünden incelenmiştir. Sonuç olarak, yapılan derleme ile uluslararası literatürde kullanımı yaygın olan KAK yönteminin ulusal literatürde de kullanılmasına olanak sağlanacağı ve gelecekte yapılacak Türk yazarlı çalışmalarda metot kurgusunun daha güvenilir ve anlaşılır düzeyde oluşturulmasında rehber olacağı düşünülmektedir.Öğe Physiological Effects of Using Surgical and N95 Facial Mask in Exercise in the Covid-19 Pandemic(2023) Aktuğ, Zait Burak; İbiş, Serkan; Pişkin, Necdet Eray; Yavuz, Gönül; Kutlu, ZeynepThe purpose of this study is to compare the effects of using different masks on respiratory parameters such as maximum oxygen consumption (VO2max), oxygen saturation (SpO2), and running distance. Twenty men aged 18-22 who exercised regularly four days a week participated in the study. The participants VO2max values with the astrand test, respiratory parameters with the spirometer, SpO2 with the oximeter, and running distances with the 20m shuttle run test were determined three times on different days, without mask, with the surgical mask and with the N95 mask. In repeated measurements, Friedman Test was used to determine the difference between the measurements. After the exercises, it was determined that the VO2max values, respiratory parameters, and SpO2 measurements without mask were statistically significantly higher than the measurements with N95 masks. It was also determined that the running distance decreased after the use of surgical masks and N95 masks while N95 masks caused a higher decrease. Masks should not be used in exercises performed outdoors and in places with little contact, gymnasium, etc. In closed areas, it may be recommended to use surgical masks. Considering the changes in all the parameters measured, it is not appropriate to exercise with N95 masks.