Yazar "Zor, Lokman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe AKAN SATAYEV’İN FİLMLERİNDE SOVYET KAZAKİSTAN’IN SON YILLARI(2019) Zor, LokmanAkan Satayev, son dönem Kazakistan sinemasının en üretken yönetmenlerinden biridir. Televizyon Yönetmenliği alanında tamamladığı yükseköğreniminden ve farklı televizyon yapımlarındaki uzun süreli iş tecrübesinden sonra Sataifilm adıyla 2003 yılında kurduğu kendine ait film yapım şirketi aracılığıyla 300 civarında reklam filmi ve televizyona yönelik çok sayıda yapım üretmiştir. Sinemaya yönelik özel ilgisi sonucunda, yapımcı ve yönetmen olarak sinemaya yönelen Satayev, yönetmenliğini yaptığı ilk uzun metraj filmini 2007 yılında çekmiştir. Bu tarihten sonra Kazakistan sinema tarihinde iz bırakacak filmlere de imza atan Akan Satayev, her biri farklı başarılar elde eden ve Kazakistan sinema seyircisi tarafından beğeni gören 10 uzun metraj film daha yönetmiştir. Bu çalışma, Akan Satayev'in, konusu Sovyetler Birliği döneminde geçen filmlerinde Sovyetler Birliği'nin son yıllarının anlatımını ideolojik söylem bakımından ele almaktadır. Betimsel bir araştırma olup genel tarama modeliyle hazırlanan çalışmanın sınırlılığını Satayev'in Sovyetler Birliği'nin son yıllarında geçen olayları işlediği, “Racketeer / Haraççı” ve “Districts / Bölgeler” isimli filmleri oluşturmaktadır. İnceleme sonucunda elde edilen veriler Van Dijk'ın eleştirel söylem çözümlemesi yöntemiyle incelenmiş, filmlerdeki söylemin ve bu söyleme ait ideolojik arka planın ortaya konulması hedeflenmiştir.Öğe Azerbaycan Sineması’nda Bir Milliyetçi Söylem Örneği: Ali ve Nino(2018) Zor, LokmanMilliyetçilik, bir ideoloji olarak ortaya çıkışından itibaren değişen siyasal vetoplumsal koşullara rağmen popülerliğini ve geçerliliğini sürdürmektedir. Bu yönüylemilliyetçilik, söylem olarak, her türlü toplumsal pratik içerisinde kendisine ait özel bir yerbulabilmektedir. Söz konusu durum sanat ve sinema için de geçerlidir. Günümüzün en etkiliifade biçimlerinden biri olan sinema, aynı zamanda potansiyel bir ideolojik araç niteliği detaşır. Dolayısıyla sinema filmleri, milliyetçi söyleminin inşa edilmesinde, yenidenüretilmesinde ya da meşrulaştırılmasında önemli bir etken olarak öne çıkmaktadır. Bumakale; eleştirel söylem analizi yöntemiyle Azerbaycan sinemasının son yıllardaki önemliörneklerinden biri olan “Ali ve Nino” isimli filmdeki milliyetçilik söylemini deşifre etmeyi vebunun hangi yollarla yapıldığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Söz konusu film,sinemanın toplum üzerinde belirgin bir etkiye sahip olduğu ve sinema filmlerinin söylemüretiminde etkin bir rol taşıdığı varsayımlarından hareketle, milliyetçilik söyleminin yenidenüretimi bağlamında tercih edilmiştir.Öğe Hatay’ın Anavatana Katılmasının Basında Ele Alınışı: Cumhuriyet Gazetesi Örneği(2019) Zor, LokmanHatay’ın Türkiye’ye katılımı, “Kırk asırlık Türk yurdu, düşman elinde esir kalamaz” diyen Atatürk’ün belirleyipson aşamasına kadar bizzat yürüttüğü, yaklaşık yirmi yıl süren uluslararası bir mücadele sonucunda gerçekleşenCumhuriyet tarihimizin en önemli sınır değişikliğidir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Anavatan’dan ayrı kalanHatay, 29 Haziran 1939’da Hatay Meclisi’nin aldığı kararla Türkiye’ye katılıncaya kadar çözülmesi gereken birsorun olarak Türkiye’deki herkesin en önemli gündemi olmuştur. Dönemin gazeteleri, Hatay (Sancak) sorununuen başından itibaren yakından takip ederek süreçle ilgili her tür gelişmeye gerek haber gerekse köşe yazısı olarakyayınlarında sıkça yer vermişlerdir. Bu bağlamda, o dönemde en çok okunan, en etkili gazetelerden biri olanCumhuriyet gazetesinin bu konuya yaklaşımı son derece önemlidir. Dolayısıyla, özellikle Hatay’ın Türkiye’yeiltihak kararından sonra Cumhuriyet gazetesinde yer alan haber ve yorumlar, söylemsel bakımdan büyük önemtaşımaktadır. Bu çalışma; Hatay’ın Anavatan’a katıldığı günlerde söz konusu olan gelişmelerin basında hangiboyutuyla ele alındığını, konunun işleniş biçimini ve konuyla ilgili yorumları dönemin en önemli gazetelerindenbiri olan Cumhuriyet gazetesi örneğinde ortaya koymayı ve Cumhuriyet gazetesinin konuya yaklaşımınısöylemsel boyutuyla yansıtmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Cumhuriyet gazetesinin 29 Haziran-29 Temmuz1939 tarihleri arasında yayınlanan nüshaları taranarak Hatay’ın iltihak kararıyla ilgili haberler ve köşe yazıları,Teun van Dijk’ın eleştirel söylem analizi yöntemi ile incelenmiş, bunların arka planındaki söylem ortayakonulmuştur.Öğe KARABAĞ SAVAŞI’NIN AZERBAYCAN SİNEMASINDAKİ SU- NUMU: NABAT FİLMİ ÖRNEĞİ(2018) Zor, LokmanHukuki olarak Azerbaycan sınırları içerisinde yer alan Dağlık Karabağ, 25yıldır Ermenistan’ın haksız işgali altında bulunmaktadır. Uluslararası örgütlerinve bazı ülkelerin devreye girmesi sonucu imzalanan antlaşmayla ateşkes sağlan-mış ancak bugüne kadar sorunun çözümüne yönelik herhangi bir uzlaşma sözkonusu olmamıştır. Yaklaşık 30 bin kişinin yaşamını yitirdiği Karabağ Savaşı veErmenistan’ın Dağlık Karabağ’ı işgalinin ardından 700 bine yakın AzerbaycanTürk’ü topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Azerbaycan’ın en önemli ulus-lararası sorunu olarak tüm çevrelerin duyarlılık gösterdiği Dağlık Karabağ konu-su Azerbaycan sinemasında da çeşitli boyutlarıyla birçok kez ele alınmıştır. Geç-mişi uzun yıllara dayanan sorununun Ermenistan ile Azerbaycan arasında sıcakçatışmaya dönüştüğü ilk yıllardan itibaren birçok yönetmen filmleri aracılığıylakonuya değinmişlerdir. Bu filmlerin bazılarında seyirciye savaş ve savaş orta-mında yaşananlar doğrudan aktarılırken bazılarında da belirli kişiler ve olaylarüzerinden dolaylı olarak aktarılmıştır. Elçin Musaoğlu’nun yönetmenliğini yaptı-ğı “Nabat”, bu anlamda dikkat çeken filmlerden biridir. Soruna yaklaşım, anlatımve savaşı sunum biçimi itibariyle diğer örneklerden oldukça farklı bir filmdir.Birçok ülkede ve uluslararası çok sayıda festivalde gösterimi yapılmış, önemlibaşarılar elde etmiştir. Nabat, köyünü terk etmemekte direnen ve savaştan kay-naklanan zor koşullar altında yaşam mücadelesi veren yaşlı bir kadının/bir ananınhikâyesi üzerinden Karabağ Savaşı’nın yıkıcı, yok edici boyutunu anlatmaktadır.Cephenin gösterilmediği hatta uzaktan gelen top atışı seslerinden başka savaşa aithiçbir unsurun yer almadığı filmde savaş olgusu genel olarak ele alınmıştır. Bütünsavaşların kaybedeni ve mağduru kadın/ana üzerinden her savaşta yaşananlarınaslında birbirinin aynı olduğu vurgulanmış, filmde savaşın kendisinden çok in-sanların hayatında yarattığı tahribat gösterilmeye çalışılmıştır.