Yazar "Öztürk, İbrahim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1927 NÜFUS SAYIMINA GÖRE AKSARAY VİLAYETİNİN NÜFUS ÖZELLİKLERİ(2018) Öztürk, İbrahimTürkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllarda Anadolu’da yaşayan halkın nitelik ve nicelikleri açısından değerlendirilmesine imkân sağlayacak bir nüfus sayımı, detaylı kayıtlar ve veriler mevcut değildi. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için milli-devlet inşasını sağlamak, Anadolu nüfusunu modern usullere uygun olarak belirleyerek, ülkenin ekonomik kaynaklarını verimli kullanabilmek için sağlıklı nüfus sayımı oldukça önemli idi. Bunun için 1926 yılında Türkiye nüfusunun nitel ve niceliklerini belirlemek, nüfus ile ilgili değerleri tespit etmek amacı ile İstatistik Umum Müdürlüğü kurulmuştur. 2 Haziran 1926’da kabul edilen nüfus sayımı kanunundan sonra 28 Ekim 1927 tarihinde ilk genel nüfus sayımı gerçekleştirilmiştir. Bu sayımda nüfusun medeni hali, okur-yazarlık durumu, sakatlıklar ve iktisadi faaliyetleri gibi sosyal ve ekonomik veriler yer almakta olup bu durum 1927 Genel Nüfus Sayımının önemini daha da artırmaktadır. Cumhuriyet idaresinin gerçekleştirdiği ilk nüfus sayımının Batı ülkelerinin standartlarına uygun bir şekilde gerçekleştirilmiş olması da ayrı bir önem arz etmektedir. Bu çalışmada 1927 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Aksaray Vilayetinin nüfus özellikleri değerlendirilmiştir. Araştırmada Aksaray Vilayetinin 1927 yılı itibariyle nüfusunun kadın-erkek, okur-yazar, dini yapı, kullandığı ana dil ve meslekleri gibi sosyal, kültürel ve ekonomik özelliklerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırma konusu hakkında Başbakanlık İstatistik Umum Müdürlüğü 1927 Yılı Umumi Nüfus Tahriri ve nüfus konusunda yayınlanmış çeşitli tetkik eserler taranarak, Aksaray Vilayetinin demografik özellikleri elde edilen bilgiler dâhilinde detaylandırılmaya çalışılmıştır.Öğe 1927 NÜFUS SAYIMINA GÖRE İÇEL VİLAYETİNİN NÜFUS ÖZELLİKLERİ(2024) Öztürk, İbrahimTürk Milleti, Trablusgarp Savaşı ile Millî Mücadele Dönemi’nin sonuna kadar aralıksız 11 yıl boyunca savaşmıştır. Balkan Savaşları sonrasında ise yaşanan göç hareketliliği Anadolu coğrafyasının demografik yapısında önemli değişimlere sebep olmuştur. Türk Milleti binlerce vatandaşını cephelerde kaybetmiş, binlerce vatandaşı da yaralanmıştır. Milli Mücadele’nin kazanılması ile birlikte başlayan inkılap hareketleri ve yeni kurulan Cumhuriyet idaresi geleceğe dair politikalarını belirleyebilmek, ulus-devlet inşasını sağlayabilmek, Türkiye’nin demografik gücünü etkin ve verimli kullanabilmek için Anadolu nüfusunun hem nicel hem de nitel özelliklerini belirlemeyi amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’nin ilk nüfus sayımı 28 Ekim 1927 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Bu nüfus sayımında Anadolu halkının medeni halleri, maluliyet durumları, okuma yazma oranları, meslekleri, konuştukları ana dilleri gibi pek çok niteliği belirlenmiş olup bu durum 1927 Genel Nüfus Sayımının önemini artırmaktadır. Bu çalışmada 1927 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre İçel Vilayetinin nüfus özellikleri değerlendirilmiştir. Araştırmada İçel Vilayetinin 1927 yılı itibariyle sahip olduğu nüfusunun okuma yazma oranları, kadın erkek nüfusu, mesleki dağılımları, ana dilleri, medeni halleri, dini yapısı gibi sosyal, kültürel ve ekonomik özelliklerinin ortaya konulması amaçlanmıştır.Öğe Atatürk döneminde Alman bilim adamlarının üniversitelerimizde istihdamı Türk bilim ve kültür hayatı üzerindeki etkileri(Niğde Üniversitesi, 2002) Öztürk, İbrahim; Yılmaz, FarukTürkler, eğitime ve özellikle yüksek öğretime çok eskiden başlamışlardır. İlk Türk yüksek okulları olan Medreseler Karahanlılar, Gazneliler ve Selçukların zamanında kurulup, teşkilatlandığı görülür. İlk müslüman Türk devletlerinde oluşan bu yüksek öğretim Osmanlı Devleti ile devam etmiş, dünyanın en çağdaş eğitim kurumu haline gelmiştir. Ancak XVII. yüzyıldan itibaren başlayan duraklama eğitim kurumlarında da ortaya çıkmıştır. Medrese kendisini yenileyememiş, Tanzimat'dan sonra ilk Osmanlı Üniversitesi diyebileceğimiz Darülfünun açılmıştır. Ancak çağdaşlaşma politikasının yetersizliği ve karşı çıkanların çokluğu gibi nedenlerle Darülfünun'un gelişimi engellenmiştir. Atatürk'ün önderliğinde başlayan Milli Mücadele sonrasında Darülfünun'u geliştirmek için Cumhuriyet Hükümetleri bir çok çalışmalar yapsalarda, Darülfünun kendisini yenileyememiştir. Darülfunun'u ıslak etmek için yabancı uzman olarak Prof. Albert Malche getirilmiştir. Malche'ın raporundan sonra Darülfünun kapatılarak İstanbul Üniversitesi açılmıştır. Yeni üniversiteye Darülfünun'dan bir çok öğretim üyesi alınmamıştır. Yeni kadronun çoğunluğu Ilitler'in baskısı sonucu ülkelerini terk etmek zorunda kalan Alman Mülteci bilim adamları oluşturmuştur. Bu bilim adamları çağdaş eğitim-öğretim yöntemini ülkemize getirmişler ve bir çok bilim adamı yetiştirmişlerdir. Bugün ülkemizin geldiği eğitim seviyesinde Alman Profesörlerin yapmış oldukları çok önemli katkılar inkar edilemez.Öğe II. DÜNYA SAVAŞI’NDA ALMANYA’NIN TÜRKİYE’Yİ İŞGAL PLANLARI(2023) Öztürk, İbrahim; Korkmaz, AhmetÖZ Bu araştırmanın konusu, II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın Türkiye’yi işgal planlarını tespit ederek Balkanlar, Rusya, Kafkasya ve Doğu Akdeniz üzerine gerçekleştirdiği saldırıları Türkiye özelinde açıklamaktır. Araştırmada öncelikli olarak; Oberkommando der Wehrmacht (OKW)* Arşivi, Oberkommando des Heeres (OKH)* Arşivi, Alman Dışişleri Bakanlığı Dökümanları ve İngiliz Ulusal Arşivi Savaş Kabinesi Tutanakları’ndan faydalanılmıştır. Bunların dışında; dönemin Mihver ve Müttefik Devletler komuta kademesinde bulunan devlet adamlarının, askerlerin, diplomatların ve büyükelçilerin hatıratları, diğer ana kaynaklar, çağdaş yazarların eserleri ve süreli yayınlar referans alınarak Almanya’nın Türkiye’yi işgal planları tespit edilmiştir. Çalışmamızın bu yönüyle Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ve Uluslararası İlişkiler alanlarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu kaynakların büyük bölümü üniversitelerarası işbirliği marifetiyle uluslararası kütüphanelerden temin edilmiştir. Çalışma, kaynaklar Türkçeye çevrilip tasnif edildikten sonra, vaka ve karşılaştırmalı belge analizi yöntemiyle kronolojik olarak hazırlanmıştır. Çalışmamızın bulgularına göre Türkiye, topraklarının ve bağımsızlığının hedef alındığı bu dönemde, bir yandan Müttefik ve Mihver Devletlerle dostluk ve saldırmazlık anlaşmaları imzalarken, diğer yandan izlediği “aktif tarafsızlık” ilkesiyle, savaşın yıkıcı etkilerinden uzak durmaya çalışmıştır. ABSTRACT The subject of this research is to determine Germany's invasion plans for Turkey during World War II and to explain the attacks they carried out on the Balkans, Russia, the Caucasus and the Eastern Mediterranean in terms of Turkey. First of all, in the research; The Oberkommando der Wehrmacht (OKW) Archive, the Oberkommando des Heeres (OKH) Archive, the German Foreign Office Documents, and the Minutes of the War Cabinet of the British National Archives were used. Apart from this; Reference was made to the memoirs of Axis and Allied statesmen, soldiers, diplomats, and ambassadors of the period, the works of contemporary writers, and periodicals. In this respect, it is thought that our study will contribute to the fields of Turkish Republic History and International Relations. The resources were obtained from international libraries and translated into Turkish; The study was prepared chronologically by case and comparative document analysis method. According to the findings of our study, during this period, while signing friendship and non-aggression agreements with the Allies and Axis Powers, on the other hand, Turkey tried to stay away from the destructive effects of the war with the principle of \"active neutrality\" it followed.Öğe MAARİF SALNAMELERİNE GÖRE HAMİDABAD SANCAĞINDA EĞİTİM (1898-1903)(2023) Öztürk, İbrahimOsmanlı Tarihi çalışmalarında yararlanılan birçok temel kaynak vardır. Bunlardan birisi de salnamelerdir. Salname yıllık anlamına gelen Farsça kökenli bir kelime olup, adından da anlaşılacağı üzere neşredildiği kurum/alan ile sınırlı olmak kaydıyla yıl içinde o kuruma ait bilgilerin kayıt altına alındığı önemli belgelerdendir. Salnameler vasıtasıyla devlet idaresi ilgili kurumdaki değişim ve gelişmeleri tespit etme imkânı bulmuş ve salnamenin neşredildiği kurum/alan ile ilgili verileri derli toplu bir şekilde kayıt altına almıştır. Osmanlı Devleti’nde çeşitli alanlarda salnameler neşredilmiştir. Bahsi geçen salnamelerden biri de Maârif Nezareti tarafından neşredilen Maârif Salnameleridir. Maârif Salnameleri, Sâlnâme-i Nezâret-i Maârif-i Umûmiye ismiyle neşredilmiştir. İlki H.1316 (1898/1899) yılında neşredilen bu salnameler eğitim tarihinin önemli kaynakları arasındadır. Osmanlı Devleti’nin tüm vilayet, sancak ve kazalarına ait eğitim ile ilgili önemli bilgilerin bulunduğu Maârif Salnamelerinde, okullarda uygulanacak müfredattan öğretmen isimlerine, okulların masraflarının ne şekilde karşılandığından hademe sayısına kadar eğitim-öğretim ile ilgili birçok konuda bilgi verilmiştir. Bu sebeple genel olduğu kadar yerel tarih açısından büyük öneme sahip kaynaklardır. Bu çalışmada H.1316-1321/M.1898-1903 yılları arasında neşredilen Maârif Salnameleri esas alınarak Osmanlı Devleti’nin önemli merkezlerinden olan Konya vilayetine bağlı Hamidabad Sancağına ait eğitim verileri incelenerek tahlil edilmiştir. H.1320 (1901/1902) yılına ait Maârif Salnamesine günümüze değin ulaşılamadığından ilgili yıla ait bilgiler çalışmaya dâhil edilememiştir. Maârif Salnameleri aracılığıyla Hamidabad Sancağı ve kazalarındaki Maârif idareleri, medrese ve çeşitli kademedeki okullar, gayrimüslimlere ait okullar, okulların idareci ve öğretmenleri, öğrenci sayıları, okulların ne zaman açıldıkları, ruhsatlı olup olmadıkları incelenmiştir. Kültürel yönden Hamidabad Sancağı içindeki Kütüphaneler ve kitap sayıları incelenerek sancağın eğitim durumu hakkında değerlendirmeler yapılmıştır.Öğe MİLLİ MÜCADELEDE İŞGAL VE ZAFERLERİN NİĞDE’DEKİ YANSIMALARI(2018) Öztürk, İbrahimMondros Mütarekesi dört yıl süren ve etkileri bakımından dünyayısarsan Birinci Dünya Savaşını Osmanlı Devleti adına sona erdirmiştir.Mütareke ile birlikte İtilaf Devletlerinin savaş içinde yapmış olduğudevleti paylaşım planları işletilmeye başlanmıştır. İtilaf Devletleri bu plandâhilinde işgal hareketini başlatmış, ülkenin dört bir tarafı işgalleresahne olmuştur.İşgallerle birlikte ülke çapında yerel direniş hareketi gündemegelmiştir. İzmir’in işgali bu direniş hareketinin örgütlü bir yapıyadönüşmesinde önemli bir etken olmuştur. İşgallere tepki anlamında ilkbaşvurulan nokta bu haksızlığın anlatılması anlamında protestomitingleridir. İzmir’in Yunanistan’ın işgaline bırakılması ülkede büyükbir heyecan ve korku uyandırmış, ilk tepkilerden biri anlamında itilafDevletlerine, İstanbul Hükümeti ve Padişaha telgraflar çekilmiştir.Mustafa Kemal Paşanın milli mücadelenin önderi olmasımücadelenin Anadolu’dan başlatılması adına Ordu Müfettişliği görevi ileSamsun’a gelmesi önemli bir dönüm noktasıdır. İlerleyen süreçte yerel vemilli kongreler toplanmış, mücadele daha kapsamlı ve teşkilatlı bir yapıyadönüştürülmüştür.İşgallere tepki anlamında Niğde de üzerine düşeni yerine getirmiş,İzmir işgaliyle protesto telgrafları çekilmiştir. Halk duyarlığının ve işgalinortaya çıkardığı heyecanı şehrin ileri gelenlerinin öncülüğünde İtilafDevletleri başta olmak üzere gerekli görülen yerlere bu telgraflarıgöndermiştir. Halkın tepkisi bununla kalmamış mücadelenin dahateşkilatlı hale dönüştürülmesi anlamında düzenlenen kongreleretemsilciler gönderilmiştir. Bu çalışmada halkın tepkisi ve gösterilenduyarlılık Niğde bağlamında ortaya konulacak, devam eden süreçtezaferlerin kazanılmasıyla da duyulan memnuniyet vurgulanmaya çalışılacaktır. Bu çalışmanın diğer bir özelliği de Niğde özelinde gösterilentepkinin diğer şehirler için de gösterilmiş olmasıdır.Öğe NİĞDE HİLAL-İ AHMER CEMİYETİ’NİN KURULUŞU VE FAALİYETLERİ (1912-1929)(2018) Öztürk, İbrahimDünya’da ilk örgütlü yardım kuruluşu olan Kızılhaç, savaşlardayaralanan askerlerin tedavisini sağlamış ve savaş alanının gerisindekisivil halka önemli yardımlar yapmıştır. Kızılhaç’ın yapmış olduğu olumluetkiler üzerine Osmanlı Devleti’nde de Hilal-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti 14Nisan 1877 tarihinde kurulmuştur. 1877-79 Osmanlı-Rusya ve 1897Osmanlı-Yunanistan Savaşları’ndan sonra iki defa faaliyetlerine araveren Hilal-i Ahmer Cemiyeti, II. Meşrutiyet’in ilanından itibaren aralıksızolarak çalışmalarını sürdürmüştür. II. Meşrutiyet’in ilanından sonraİstanbul’un dışında da teşkilatlanmaya başlayan Hilal-i Ahmer Cemiyeti,vilayetlerde Hilal-i Ahmer Merkezleri, kazalarda ise Hilal-i AhmerŞubeleri adı altında açılmıştır.Niğde Hilal-i Ahmer Cemiyeti de 1912 yılında kurulmuş ve butarihten itibaren yardım faaliyetlerine başlamıştır. Niğde Hilal-i AhmerCemiyeti topladığı bağış ve yardımlar ile afetzedelerin yanında olmak,Milli Mücadele Döneminde ordunun ihtiyaçlarını karşılamak, LozanAntlaşması’ndan sonra gerçekleştirilen nüfus mübadelesinde muhacir vegöçmenlerin ihtiyaçları ve sağlık sorunları ile ilgilenmek gibi farklı birçokkonuda hizmet vermiştir. Araştırmanın konusunu Osmanlı Devleti’ndenCumhuriyet İdaresine miras kalan Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Niğdemerkezi ve şubelerinin faaliyetleri oluşturmuştur. Çalışmanın anakaynağını Kızılay Arşivi’nde bulunan belgeler oluşturmuştur. Ayrıcaaraştırma ve inceleme eserler de incelenmiştir. Elde edilen bilgi vebelgeler ışığında Niğde Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin kuruluşu, yöneticileri,bütçeleri ve yapmış olduğu yardım faaliyetleri açıklanmaya çalışılmıştır.Öğe SİCİLL-İ AHVÂL DEFTERLERİNE GÖRE DEVELİLİ MEMURLAR(2022) Öztürk, İbrahimSicill-i Ahvâl Defterleri, 1879 yılından itibaren Osmanlı memurlarının sicil işlemlerini yürüten sicill-i ahvâl komisyonun tuttuğu, memurların biyografilerinin kaydedildiği arşiv kaynağıdır. Bu çalışma adı geçen kaynak esas alınarak hazırlanmıştır. Tespit edilebilen 25 Develi Kazası doğumlu memurun hayatı ve mesleki kariyeri ele alınmıştır. Böylece memurların baba adları, babalarının mesleği, aile ismi, doğum tarihleri, okuduğu okullar, bildikleri diller ve bu dilleri ne seviyede bildikleri, hangi alanlarda çalıştıkları, memuriyete başlama yaşları, görevleri, maaşları gibi bilgiler tespit edilmiştir.