Yazar "Yegen, Baki" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Asgari Geçim İndirimi Uygulamasından Vazgeçilmesinin Vergi Teorisi Bakımından Değerlendirilmesi(2022) Yegen, BakiSosyal devlet olmanın bir gereği olarak vergi yükünün mükellefler arasında adaletli bir şekilde dağıtılmasında ödeme gücü yaklaşımı temel alınmaktadır. Çağdaş vergilendirme anlayışı kaçınılmaz olarak ödeme gücünün tespit edilmesine ihtiyaç duyduğu için ülkelerin vergi sistemlerinde ödeme gücünün tespitinde genel kabul gören vergileme tekniklerinin baz alındıkları indirim uygulamaları ile karşılaşılmaktadır. Bu amaçla ülkemizde uygulanan indirimlerden biri olan asgari geçim indirimi, 7349 sayılı kanun aracılığıyla 2022 yılından itibaren uygulamadan kaldırılmış ve aynı yasal düzenlemeyle asgari ücret tutarı kadar ücret geliri vergi dışı bırakılmıştır. 7349 sayılı kanun aracılığıyla ücret gelirlerinin vergilendirilmeleri hususunda yaşanan söz konusu gelişmeler, vergi teorisi bakımından benimsenen anlayışın önemli ölçüde değiştiğini göstermiştir. Bu kapsamda vergileme tekniklerinden en az geçim indiriminin gelir vergisinin sübjektiflik özelliğine bağlı olarak nispeten sınırlandırıldığı, buna karşın ayırma kuramına nispeten ağırlık verildiği anlaşılmıştır.Öğe ATIK SU BEDEL VE TARİFELERİNDE YAŞANAN UYUŞMAZLIKLARIN ÖRNEK YARGI KARARLARI EŞLİĞİNDE İNCELENMESİ(2020) Yegen, Baki2560 sayılı Kanunun 23. maddesine dayanılarak tahakkuk ettirilen atık su bedelleri büyükşehir belediyelerinin gelir kaynakları arasında yer almaktadır. Büyükşehir belediyesi dışındaki diğer belediyelerde ise atık su bedelleri, bir dönem 2464 sayılı Kanuna eklenen mükerrer 44. mad-deye dayanılarak çevre temizlik vergisi kapsamında tahsil edilmiştir. Ancak daha sonra çevre temizlik vergisinin kapsamı değiştirilmiş ve atık su bedeli kapsam dışı bırakılmıştır. Diğer belediyeler açısından atık su bedeline ilişkin yıllar itibariyle yapılan yasal düzenlemeler, atık su bede-linin hukuki niteliğinde değişiklikler meydana getirmiştir. Atık su bedeli konusunda yaşanan bu gelişmeler uygulamada atık su bedel ve tarifleri-ne ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde davalara bakan mahkemeler ara-sında görev uyuşmazlıkları yaşanmasına neden olmuştur. Söz konusu uyuşmazlıklarda üst mahkemeler tarafından verilen örnek yargı kararla-rından faydalanılarak görevli yargı mercilerinin dönemlere ve belediye türlerine göre farklılık gösterdiği anlaşılmıştır.Öğe Avrupa Birliği’nde Katma Değer Vergisi Uyumlaştırması(2021) Yegen, BakiEkonomik bütünleşme amacıyla kurulan Avrupa Birliği’nde vergisel anlamda ihtiyaç\rduyulan işbirliği, bütünleşme sürecinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu nedenle üye\rülkelerin vergi sistemlerinin yakınlaştırılmalarına dolayısıyla da uyumlaştırma\rçalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Uyumlaştırma çalışmaları dâhilinde çoğunlukla\rAvrupa Birliği Konseyi tarafından yayınlanan direktifler kullanılmaktadır. Vergisel anlamda\rbütünleşmenin sağlanmasına yönelik yapılan uyumlaştırma çalışmalarında diğer vergi\rtürlerine kıyasla Katma Değer Vergisi’nin ön planda tutulduğu yayınlanan direktiflerden\ranlaşılmaktadır. Katma Değer Vergisi ile ilgili uyumlaştırma çalışmaları kapsamında\rgeçmişten günümüze çok sayıda direktif yayınlanmış olup, çalışmada söz konusu direktifler\riçerisinden ortak katma değer vergisi sistemi üzerinde belirleyici olan direktifler\rincelenmiştir. Çalışmada incelenen direktiflerde belirlenen kurallar göz önünde\rbulundurularak üye ülkelerde katma değer vergisi kapsamında uygulanmakta olan\rindirilmiş oranlar, süper indirilmiş oranlar, standart oranlar ve yaklaştırma oranları\rkarşılaştırılmıştır. Karşılaştırma sonucunda Avrupa Birliği’nde katma değer vergisinin\ruyumlaştırılmasında önemli aşama kaydedilmiş olmasına karşın oran konusunda hâlen\rönemli farklılıkların mevcut olduğu anlaşılmıştır.Öğe BİR BARIŞÇIL ÇÖZÜM YOLU OLARAK KANUN YOLUNDAN VAZGEÇME MÜESSESESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ(2020) Yegen, Baki; Turan, Mehmet EminVergilendirme süreci boyunca vergilendirme işleminin taraflarıolan vergi idaresi ile vergi mükellefleri arasında çeşitli uyuşmazlıklaryaşanabilmektedir. Türk vergi sistemi içerisinde söz konusu uyuşmazlıkların çözümü için yargısal çözüm yollarının yanında barışçıl çözüm yolları da öngörülmektedir. Dolayısıyla taraflar, yargı organlarına başvuruyapmaksızın idare ile mükellef arasında bir sözleşme benzeri ilişki kurmak suretiyle uyuşmazlıkları nihayete erdirilebilmektedir. Kanun yolundan vazgeçme müessesesinin amaç, kapsam ve örnek uygulamaları 517sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilmiş ve 213Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 379. maddesinde bu müessese hükümaltına alınmıştır. Mükellefler kendilerine tebliğ edilen vergi tarhiyatlarıve/veya vergi cezalarına karşı açtığı davalarda vergi mahkemesi tarafın-dan verilen kararlara karşı istinaf veya bölge idare mahkemesince verilenkararlara karşı temyiz kanun yolunun açık olduğu durumlarda kanunyolundan vazgeçme müessesesine başvurabileceklerdir. Çalışmanınamacı, sağladığı avantajların yanında kanun yolundan vazgeçme müessesesinin temel anayasal vergilendirme ilkeleri bağlamında ve AnayasaMahkemesi kararları ışığında değerlendirmesini yapmaktırÖğe CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ KAPSAMINDA BÜTÇE SÜRECİNİN ANALİZİ(2020) Yegen, BakiBir ülkede devlet aracılığıyla topluma kamusal mal ve hizmetlerin sunumu kamugelirlerinin toplanmalarına ve toplanan kamu gelirleriyle kamu harcamalarınınyapılmalarına olanak sağlayan yegâne belge, aynı zamanda bir nevi kanun ve süreç olankamu bütçesi ile mümkün olmaktadır. Kamu bütçesi temelde dört farklı aşamadan meydanagelmektedir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bütçenin hazırlanma aşamasında yürütmeorganı, onaylanma aşamasında yasama organı görev yapmaktadır. Yasama ve yürütmeorganında görevli aktörler ve söz konusu aktörlerin rolleri benimsenen hükümet sisteminegöre farklılık göstermektedir. Bu durumdan hareketle çalışmada Türkiye’de yakın geçmiştegerçekleşen hükümet sistemi değişikliğinin bütçe süreci üzerindeki etkileri incelenmiştir. Budoğrultuda Türkiye’de daha önce uygulanan parlamenter hükümet sistemi ile günümüzdeuygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, önce kısa bir şekilde yönetimselkapsamda, daha sonra bütçe süreci kapsamında karşılaştırılmıştır. Parlamenter hükümetsisteminde yasama ile yürütme arasındaki kuvvetler ayrılığının yumuşak,Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ise sert olmasının sonucu olarak her iki hükümetsisteminin de bütçe görüşmeleri esnasında sistemsel bazı sakıncaları olduğu anlaşılmıştır.Bu kapsamda günümüz itibariyle Türkiye’de uygulanmakta olan CumhurbaşkanlığıHükümet Sistemi’nin yol açabileceği sistemsel tıkanıklar karşısında geçici bütçeuygulamasının meclisten geçemeyeceği durum göz önünde bulundurularak önceki yılbütçesinin yeniden değerleme oranı nispetinde artırılmak suretiyle uygulanmasına yönelikalınan tedbire dikkat çekilmiştir.Öğe Mahalli İdarelerAçısından Alternatif Bir Gelir Kaynağı: Turist Vergisi(2019) Yegen, BakiTurist vergisinde verginin konusunu turistlerin kısa süreli konaklamaları oluşturmakla birlikte,verginin yönetiminden turizm bölgeleri veya turizm faaliyetlerine ev sahipliği yapan belediyeler sorumlu olmaktadır. Ülkemizin sahip olduğu yüksek turizm potansiyeli ülkemizde turist vergisi uygulanması halinde mahalli idarelere önemli ölçüde gelir sağlanabileceğini göstermektedir. Bu çalışmada2018 yılı verileri kullanılarak iki farklı hesaplama yapılmış ve 2018 yılı için sadece yabancı turistlerdenmaktu tutar olarak (1 € ile 5 € arasında değişen)turist vergisi alınmış olması halinde mahalli idarelereyaklaşık 137 milyon ila 684 milyon Euro arasında, verginin konaklama bedelinin yüzdesi (%3) olarakalınmış olması halinde ise yaklaşık 88 milyon Euro gelir sağlanabileceği tespit edilmiştir.Öğe PİGOUVİAN BİR VERGİ ÖNERİSİ: SAR VERGİSİ(2021) Yegen, Baki; Turan, Mehmet EminNegatif dışsallıklar, kendilerini oluşturan firma veya bireyler için bir maliyetoluşturmazken, toplumun katlanması gereken bir maliyet haline dönüşmektedirler. Devletotoritesi, egemenlik gücüne dayanan vergilendirme yetkisini kullanarak bir ekonomikfaaliyet sonucu negatif dışsallığa neden olan firma yahut bireylerden, ortaya çıkan maliyetleorantılı şekilde düzenleyici bir vergi alabilir. Yaygın olarak kullanılan cep telefonları insanvücudunun özellikle baş ve gövde kısmına radyasyon yayarak insan sağlığını olumsuzetkilemekte, negatif dışsallıklara yol açmaktadırlar. Cep telefonu üreten firmalar, nedenoldukları negatif dışsallıkların maliyetini çalışmamızda önerilen vergi yolu ilekarşılayacaklardır. Söz konusu şirketlerden bu ek maliyeti minimize etmek amacıyla negatifdışsallıkları azaltıcı yönde üretim faaliyetlerini sürdürmeleri beklenmektedir.Öğe TÜRK VERGİ SİSTEMİNDE TAZMİNATLAR(2019) Yegen, BakiEsasen borçlar hukukunda düzenlenmekle birlikte vergi hukukun-da kullanılan kavramlardan biri de tazminatlardır. Haksız fiille karşı ta-rafa verilen zararın giderilmesi anlamında kullanılan tazminat, verilen zararın niteliğine bağlı olarak maddi ve manevi tazminat olmak üzere iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Özel vergi hukuku açısından tazminatın türü ile ilgili herhangi bir ayrım yapılmamakla birlikte bir kısım tazminatlar kazancın tespitinde indirilebilecek ödemeler arasında, bir kısım tazmi-natlar ise indirilemeyecek ödemeler arasında yer almaktadır. İndirilebi-lecek ödemeler arasında yer alan tazminatlar gelir vergisi ve kurumlar vergisi bakımından benzerlik göstermekte, indirilemeyecek ödemeler arasında yer alan tazminatlar ise farklılık göstermektedir. Söz konusu farklılığın ele alındığı bu çalışmada indirilemeyecek ödemeler arasında yer alan tazminatlar açısından kurumlar vergisindeki düzenlemenin gelir vergisinde aynı konuda yer alan düzenlemeye kıyasla daha geniş kap-samlı olduğu görülmektedir. Nitekim bu durum çalışmada incelenen güncel tarihli özelge örneklerinden de kolayca anlaşılmaktadır.Öğe Vergi Hukukunda Gecikme Faizi ve Zammı Uygulamasının Karşılaştırılması: Hukuki Nitelikleri, Oran Farklılıkları Açısından Bir Bakış(2019) Yegen, BakiAsli kamu alacaklarından biri olan vergilerin zamanında tahsil edilmemelerine bağlı olarak 6183 sayılı AmmeAlacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da (AATUHK) gecikme zammı uygulamasına, 213 sayılı VergiUsul Kanunu’nda (VUK) ise gecikme faizi ve pişmanlık zammı uygulamalarına yer verilmektedir. Söz konusuüç farklı uygulama ile devlet zamanında tahsil edemediği vergi gelirleri ve vergi ziyaı cezaları (gecikme faiziuygulaması hariç) nedeniyle uğradığı mali kaybı telafi etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca VUK’ta mükelleftenolması gerekenden çok ya da gereksiz şekilde alınan vergiler ile mükellefe geri ödenecek vergiler üzerinden faizhesaplanmasını öngören uygulama ile mükellefin uğradığı mali kaybın telafi edilmesi amaçlanmaktadır. Buçalışmada devletin vergilerle ilgili mükelleften alacaklı veya mükellefe borçlu olduğu durumlarda dikkate aldığıuygulamalardaki oranlar dönemler itibariyle incelenmiştir. Uygulamalar arasındaki aylık oran farkının en fazla(% 4) 1998-2000 ve 2001-2002 dönemlerinde, en az (% 0,17) 2018 Eylül – 2019 Haziran döneminde olduğutespit edilmiştir.Öğe Vergi Uyuşmazlıklarının İdari ve Adli Yargı Kapsamında Çözüm Süreçleri ve Önerileri(2019) Yegen, BakiVergi alacaklısı olan devlet ile borçlu konumunda olan birey arasında vergileme ilişkisi ile ilgiliolarak zaman zaman anlaşmazlıklar yaşanmaktadır. Söz konusu anlaşmazlıklar literatürde vergiuyuşmazlığı olarak ifade edilmektedir. Vergi uyuşmazlıkları idare tarafından hesaplanan ödenecekvergi miktarı konusunda olabileceği gibi mükelleflerin vergi kanunlarına aykırı hareket etmelerineticesinde aldıkları cezalar konusunda da olabilmektedir. Cezalar eylem türlerine göre idaretarafından ya da adli merci tarafından verilmektedir. Verilen cezalarla ilgili yaşanan uyuşmazlıklardamükelleflere kanun yollarına gidebilme hakkı tanınmaktadır. Bu kapsamda mükelleflerin takipedebilecekleri kanun yolları benzerlik göstermesine rağmen yargı organları ve çözüm süreçlerifarklılık göstermektedir.Öğe VERGİLEMEDE ADALET İLKESİ ÇERÇEVESİNDE ÖDEME GÜCÜNÜN TESPİTİNE İLİŞKİN TEKNİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ(2024) Yegen, BakiGünümüz modern vergicilik anlayışı çerçevesinde vergileme yapılırken genel kabul görmüş vergileme ilkeleri dikkate alınmaktadır. Devletler, vergi sistemleri kapsamında yer verdikleri vergi uygulamalarını vergileme ilkeleriyle uyumlu olacak şeklide belirli kurallara bağlı kalarak planlamakta ve hayata geçirmektedirler. Maliye literatüründe zamanla çeşitli vergileme ilkeleri belirlenmiş olup bu ilkelerin başında adalet ilkesi gelmektedir. Mükellefler arasında vergi yükünün adil ve eşit olarak dağıtılmasını öngören adalet ilkesine uygun şekilde vergileme yapılmasında ödeme gücü kavramı kritik bir öneme sahip olmaktadır. Ödeme gücünün göstergeleri gelir, harcama ve servet olmakla birlikte söz konusu göstergeler ödeme gücünün tam olarak kavranmasında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle vergi sistemlerinde ödeme gücünün doğru bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla söz konusu göstergelerin haricinde artan oranlılık, en az geçim indirimi ve ayırma prensibi tekniklerinden faydalanılmaktadır. Vergilemede adalet ilkesi çerçevesinde bahsi geçen tekniklerin olumlu ve olumsuz görüşlerle birlikte teorik açıdan ele alındığı bu çalışmada ülkemiz özelinde ilgili tekniklere hizmet eden vergi uygulamaları değerlendirilmiş; bu kapsamda farklı vergi türlerinde artan oranlılık, gelirin unsurlarından ücretlerde ise en az geçim indirimi ile ayırma prensibi tekniğinin benimsenmiş olduğu anlaşılmıştır.Öğe Vergilemede Yeni Bir Yaklaşım: Yapay Zekâ(2023) Yegen, BakiTeknolojik gelişmelerden etkilenmeyen neredeyse hiçbir alanın bulunmadığı günümüz dünyasında teknolojik gelişmelerin yoğun bir şekilde hissedildiği alanlardan biri de vergileme olmaktadır. Teknolojik gelişmelerin vergileme alanında yansımaları çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Şöyle ki teknolojik bir gelişme vergiyi doğuran olayın ortaya çıkmasına etki edebileceği gibi vergi idaresinin faaliyetleri ile mükellef ve sorumlularının vergi ödevleriyle ilgili tutum ve davranışlarına da etki edebilmektedir. Bu kapsamda vergileme alanını etkilemesi düşünülen en önemli teknolojik gelişmelerin başında yapay zekâ gelmektedir. Yapay zekânın vergileme alanında kullanılması durumunda vergi idaresi tarafından gerçekleştirilen çoğu işlemin merkezinde büyük veri kullanımı ve makine öğrenimi olan yapay zekâ destekli bilgisayar sistemleri aracılığıyla gerçekleşeceği, böylece sistemin hem vergi idaresi hem de mükelleflere önemli kolaylıklar sağlayacağı düşünülmektedir. Vergilemede yapay zekâ kullanılmasına yönelik çeşitli ülkelerde girişimlerde bulunulmaktadır. Ülkemizde de vergi idaresinin yönetiminde vergilemede yapay zekâ kullanımını destekleyecek nitelikte elektronik ortamda çeşitli hizmetler sunulmaktadır. Vergilemede geleneksel yaklaşımdan yapay zekâ kullanımını öngören yeni bir yaklaşıma doğru ilerlediğimiz bu süreçte, teknolojinin sunduğu imkânlardan olabildiğince faydalanarak yapay zekânın vergi sistemimizle bütünleşmesini sağlayacak uygulamaların nitelik ve nicelik yönünden geliştirilmeleri, risk taşıyan hususlarla ilgili gerekli önlemlerin alınmaları ve ihtiyaç duyulacak yasal düzenlemelere ilişkin hazırlıkların yapılmaları önerilmektedir.