Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 110
  • Öğe
    PİYASA RİSKİ ÖLÇÜMÜ OLARAK RİSKE MARUZ DEĞER: FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARI ÜZERİNE BİR UYGULAMA
    (2021) Filik, Abdurrahman; İskenderoğlu, Ömer; Akdağ, Saffet
    Risk çoğunlukla “zarara uğrama tehlikesi’’ olarak tanımlanmaktadır. Bu tehlikenin risk yönetimi ile önceden belirlenmesi, ölçülmesi ve gerekli önlemlerin alınarak olası kayıpların engellenmesi amaçlanmaktadır. Riske maruz değer daha anlaşılabilir olması ve muhtemel kayıp için tek bir rakam tahmini vermesinden dolayı risk yönetimi alanında en fazla tercih edilen yöntemlerden olmuştur. Riske maruz değer, düzenleyici otoritelerin önerileri ve kurumların risklere karşı duyarlılığının artması ile en çok kullanılan risk ölçütlerinden olmuştur. Bu çalışmada, dolar, euro, sterlin, altın, BİST50, BİST100, bitcoin finansal araçlarında piyasa riskinin ölçülmesinde kullanılan varyans-kovaryans yöntemi ile hangi yıllarda ve hangi finansal araçlarda riskin daha fazla olabileceğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmada Ocak 2009 – Aralık 2018 dönemlerine ait günlük kapanış verileri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, dolar, euro ve sterlin için maksimum riske maruz değer 2018 yılında, BİST50 ve BİST100 endekslerinde en yüksek riske maruz değer 2013 yılında altın ve bitcoin için ise en yüksek riske maruz değer 2014 yılında gerçekleştiği tespit edilmiştir. Ayrıca riske maruz değer hesaplaması yapılan finansal yatırım araçları arasında en yüksek riske maruz değer bitcoin’ de, en düşük riske maruz değer ise dolarda olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    SOVYETLER BİRLİĞİ KOLONYAL BİR İMPARATORLUK MUYDU?
    (2021) Düğen, Turgay
    XX. yüzyılın başında Rusya’da gerçekleşen Bolşevik Devrimi hem dünya siyaseti açısından hem de Avrasya coğrafyasının siyasi ve sosyokültürel yapısı açısından belirleyici bir rol oynamıştır. Dünya siyasi tarihinde kolonyalizm nasıl ki siyasi sınırları, ekonomik ilişkileri ve sosyokültürel yapıları belirleyen bir etken olduysa, Sovyetler Birliği de Avrasya coğrafyası için en az o kadar etkili olmuştur. Bu makalede, kolonyalizm ve postkolonyalizm çalışmaları ekseninde Sovyetler Birliği’nin kolonyalist bir imparatorluk olup olmadığının cevabı aranmıştır. Kolonyalizm çalışmaları açısından Rusya Çarlığı’nın bile kolonyalist bir imparatorluk olup olmadığı farklı gerekçelerle tartışmalıyken, Sovyetler Birliği’nin kolonyalist bir yapı olup olmadığı sorusuna nasıl cevap aranmalıdır? Makalede, kolonyalizm çalışmalarındaki kolonyalizm tanımından hareketle, Sovyetler Birliği’nin hedefleri, söylemleri, araçları ve nihayetinde ortaya çıkan durum ve yapı değerlendirilmiştir. Makalede Sovyetler Birliği, ekonomik ve idari yapıdan ziyade kimlik politikaları, yerel kimliklerin asimilasyonu ve Ruslaştırma siyaseti üzerinden incelenmiştir. Hem kolonyalizm çalışmalarında hem de post-kolonyalizm çalışmalarında Sovyetler Birliği genellikle konu dışında tutulmuştur. Konu dışında tutulmasını gerektiren farklılara sahip olmasına rağmen bununla birlikte Sovyetler Birliği’nin kolonyalizm çalışmaları içinde değerlendirilmesini gerektirecek kadar benzer özellikleri de haizdir.
  • Öğe
    MUHASEBE MESLEK MENSUPLARININ DİJİTAL MUHASEBE OKURYAZARLIK DÜZEYLERİNİN TESPİTİ ÜZERİNE KAYSERİ VE NİĞDE İLLERİNDE BİR ARAŞTIRMA
    (2021) Pusmaz, Taha; Özulucan, Abitter
    Muhasebe meslek mensuplarının dijital muhasebe okuryazarlık düzeylerinin belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışmada, nicel araştırma yöntemlerinden “Tarama Modeli” kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’ne (TÜRMOB) üye olan muhasebe meslek mensupları, örneklemini ise olasılık dışı örnekleme yöntemlerinden, “Uygun Örnekleme Modeli” esas alınarak Kayseri ve Niğde’de faaliyet gösteren 294 (285 SMMM ve 9 YMM) muhasebe meslek mensubu oluşturmaktadır. Araştırmada, muhasebe meslek mensuplarının cinsiyetleri, yaş düzeyleri, öğrenim düzeyleri, mesleki unvanları, mesleki tecrübeleri, mezun oldukları lise türü ve yerleşim yeri türü ile dijital muhasebe okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılığın olmadığı, dijital sistemlerin hayatlarındaki ve mesleklerindeki önem derecesi, dijital sistemleri etkin ve verimli kullanmak için eğitim alma durumları ve yeni teknoloji ve dijital sistemleri nasıl öğrendikleri ile dijital muhasebe okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılığın olduğu tespit edilmiştir. Sonuçta muhasebe meslek mensuplarının dijital muhasebe okuryazarlık düzeylerine ilişkin yapılan istatistiksel analizler sonucunda muhasebe meslek mensuplarının dijital muhasebe okuryazarlık ve bilinç düzeylerinin yüksek olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    DIŞ TİCARET VE BÜYÜME İLİŞKİSİ: GELİŞMİŞ ÜLKELERDEN BULGULAR
    (2021) Turgut, Ecem; Uçan, Okyay
    Liberalleşme ve sermaye hareketlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte dünya ticaret dengeleri yeniden şekillenme sürecine girmiştir. Özellikle teknolojik gelişmelerle birlikte ülkeler arasındaki rekabet daha da artış göstermiş ve dış ticaret kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme oranının sağlanmasında dış ticaretin etkisi göz ardı edilemediğinden dolayı ülkeler dış ticaretin önemli bir parçası olan ihracat ve ithalatlarını geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmışlardır. Bu konuda literatürde bazı çalışmalar ihracatın büyüme üzerinde daha büyük bir etkisi olduğunu varsayarken bazı çalışmalar ithalatın daha önemli olduğunu ileri sürmüştür. Bu amaçla çalışmada 19 gelişmiş ülkenin 1994-2019 yılları arasındaki ihracat, ithalat ve büyüme verilerinden yararlanılarak dış ticaret ve büyüme ilişkisi analiz edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmada öncelikli olarak birim kök testi yapılmış ve akabinde değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkinin analiz edilebilmesi için Pedroni eşbütünleşme testi yapılmıştır. Analiz sonucunda değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla bu aşamadan sonra FMOLS testi yapılarak değişkenler arasındaki ilişkinin boyutu ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar hem ihracatın hem de ithalatın büyümeyi artırdığı ancak büyüme üzerinde ihracatın, ithalattan daha fazla etkili olduğunu göstermiştir. Son olarak ise Dumitrescu Hurlin panel nedensellik testi yapılmış ve büyüme ithalatın nedeni olarak bulunurken, ithalat büyümenin nedeni olarak bulunamamıştır. Buna karşın ihracat ve büyümenin karşılıklı olarak birbirlerini etkilediği de analiz sonucunda anlaşılmıştır.
  • Öğe
    AVRASYA EKONOMİK BİRLİĞİ: OLUŞUM, POTANSİYEL VE SINIRLILIKLAR
    (2021) Koçer, Fatma Şura Bahsi; Gökten, Kerem
    Batılı devletler Coğrafi Keşifler ile başlayan süreçte kendi dışındaki toplumları kontrol etme uğraşısı içinde olmuştur. Batı devletlerinin bu doğrultudaki çabaları el koyarak birikimden emperyalizme varan bir çeşitlilik sergilemiştir. II. Dünya Savaşı’nın bitmesi ile ABD ve Sovyetler Birliği iki büyük güç olarak öne çıkarak kendi stratejik çıkar ve ideolojileri doğrultusunda uluslararası politikayı şekillendirmişlerdir. ABD, Batı Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesine müdahale ederken Sovyetler Birliği de Doğu Avrupa ve Orta Asya devletlerini yeniden yapılandırmıştır. Böylece iki karşıt gücün öncülüğünde iki bloklu bir dünya düzeni oluşmuştur. 1990’lara gelindiğinde ise uluslararası sistem Sovyetler Birliği’nin dağılması ile iki kutupludan tek kutuplu hale dönüşmüştür. Eski Sovyet coğrafyasında ortaya çıkan boşluğu doldurmaya yönelik bazı girişimler ortaya çıkmıştır. Bu oluşumlardan birisi de 2014’te kurulan Avrasya Ekonomik Birliği’dir (AEB). Küreselleşme uluslararası ticarette rekabeti arttırırken gelişmekte olan ülkeler bölgesel entegrasyon girişimlerinde daha fazla yer almıştır. Bu çalışma AEB’nin doğuşu ve amaçları üzerine yoğunlaşırken üye ülkelerin ekonomik potansiyeli ve Birliğin geleceğine de projeksiyon tutmaktadır. Çalışma, AEB’nin üye devletlerin ekonomik kalkınma ve kültürel farklılıkları sebebiyle yakın gelecekte güçlü bir örgüt olmasının beklenmediği ancak gelecekte yeni iktisadi işbirliği alanları yaratabileceğini savlamaktadır.
  • Öğe
    TESTING THE VALIDITY OF THE POLLUTION HAVEN HYPOTHESIS FOR REGIONALLY LEADING EMERGING ECONOMIES*
    (2021) Demiral, Özge; Demiral, Mehmet
    This study tests the validity of the Pollution Haven Hypothesis (PHH) for the case of six emerging industrial economies with a relatively higher competitive industrial performance compared to the other developing countries in their region. The sampled countries are China (East Asia), Poland (Europe), Mexico (Latin America), India (South Asia), South Africa (Africa), and Turkey (Europe and the Middle East). The study adopts a Revealed Comparative Advantage (RCA) approach to the Pollution-Intensive Industrial Products (PIIPs) and differs from many relevant studies by grouping PIIPs and distinguishing a wide range set of factors between those that directly affect the RCA in PIIPs and those that have indirect effects through attracting Foreign Direct Investment (FDI). Estimations of random-effects models over the period 1995-2018 provide weak support for the validity of PHH: Despite inward FDI stocks are positively associated with the RCA indices of higher polluting industries, the environmental policy elasticity of inward FDI stocks is slight and insignificant. The study argues that the evidence of the PHH may change over proxies, measurements, model construction, and (more importantly) the classification of PIIPs that should be considered by future studies while analyzing the PHH.
  • Öğe
    AKILLI ŞEHİR PROJELERİNE VATANDAŞ KATILIMI: İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÖRNEĞİ
    (2021) Bingöl, Ezgi Seçkiner
    Vatandaşlar ve vatandaş katılımı literatürde akıllı şehir gelişiminin önemli unsurları arasında sayılmaktadır. Akıllı şehirlerin dönüşümünde bilgili ve deneyim sahibi vatandaşların katılımı, projelerin başarısını ve sürdürülebilirliğini etkilemektedir. Şehirlerin akıllı şehir olma sürecinde önemli rol oynayan projelere vatandaş katılımı konusu ise ihmal edilebilmektedir. Bu çalışmada akıllı şehirlerde vatandaş katılımı olgusu tartışılmıştır ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) akıllı şehir projeleri Sherry Arnstein’ın Katılım Merdiveni Modeli bağlamında analiz edilmiştir. Bu doğrultuda İBB’nin akıllı şehir projeleri; belediye resmi faaliyet raporları, Avrupa Birliği İlişkileri Müdürlüğü’nün, Akıllı Şehir Müdürlüğü’nün ve İSBAK A.Ş’nin proje raporları, internet sayfaları ve projelere ilişkin çeşitli belgeler taranarak incelenmiştir. Projelerde vatandaş katılımının nasıl gerçekleştiği sorusu üzerinde durulmuştur. 2008-2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen toplam 37 adet tamamlanmış akıllı şehir projesi doküman analizi yöntemi ile; projelerin amaçları, paydaşları, katılım düzeyleri, katılım şekilleri, katılımın içeriği, katılımın sonucu başlıkları çerçevesinde analiz edilmiştir. Çalışma sonunda, İstanbul’un akıllı şehir projelerine vatandaş katılımının katılımsız ve sembolik düzeylerde kaldığı sonucuna varılmıştır. Projelerin vatandaş odaklılıktan ziyade etkinlik odaklı olarak tasarlandığı, proje paydaşlarının çoğunlukla özel şirketlerden, fon ve teknoloji sağlayıcı ajanslardan oluştuğu görülmüştür. Eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık veren projelerde katılımın sembolik kaldığı; tasarım ve hazırlık aşamasında vatandaş katılımına yer veren, mobil katılım, çalıştay, kuluçka merkezleri gibi girişimcilik faaliyetleri içeren projelerin ise güçlü katılım sağlama potansiyellerinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    YEREL YÖNETİM BİRİMLERİ OLARAK BELEDİYELERİN SALGIN HASTALIKLAR KONUSUNDAKİ SORUMLULUKLARI: COVİD 19 PANDEMİSİ ÖRNEĞİ
    (2021) Karataş, Abdullah; Beşer, Nalan Gördeles
    Yerel yönetimler, sosyal hayat içerisinde büyük görev ve sorumluluklara sahip olan, hizmet noktasında halka en yakın kuruluşlardır. Toplumsal yaşamı etkileyen en temel unsurlar yerel yönetimlerin ilgi alanına girmektedir. Yerel yönetimlerin sorumlulukları arasında halk sağlığının korunmasının ise çok önemli bir yeri ve anlamı vardır. Çünkü sağlık, yaşam kalitesinin en temel koşuludur. Tüm dünyayı etkileyen salgın bir hastalık olan Covid 19 ise ekonomik, sosyal ve siyasi hayata dair her şeye dolayısı ile yaşam kalitesine karşı ciddi bir tehdit olarak etkilerini sürdürmektedir. Bu salgınla mücadelede, yerel yönetimlerin görevlerini layıkıyla yerine getirmeleri gerekmektedir. Belediyeler bu konuda diğer yerel yönetim birimlerine (il özel idaresi, köy) göre daha aktif rol üstlendikleri için bu çalışma belediyelerle sınırlı tutulmuştur. Çeşitli örnekler çerçevesinde, literatür taramasına dayalı olarak yürütülen bu çalışmada, Covid 19 pandemisi ile birlikte tüm salgın hastalıkların toplumsal etkileri ve bunlarla mücadelede yerel yönetimlere düşen görev ve sorumluluklar ele alınacaktır.
  • Öğe
    İKTİsAT POLİTİKALARıNIN ÇİN VE HİNDİsTAN'IN KALKlNMASINDAKİ ETKİLERİ
    (2020) Kasım, Mehmetali; Yücel, Fatih
    Soğuk Savaş döneminde az gelişmiş üçüncü dünya statüsünde olan Çin ve Hindistan 20 yüzyılın son çeyreğindeart arda ekonomik reform politikalarını hayata geçirmeye başlamış, hızlı büyüme gerçekleştirerek günümüzdedünya ekonomisi ve siyasetine yön verebilecek büyük güç statüsüne yükselmiştir. Oldukça hızlı büyümekte olanekonomisi, gittikçe artmakta olan milyonlarca orta sınıfı, sanayi, bilgi ve teknolojisiyle Amerika ve Avrupa gibigelişmiş ülkelere rakip olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada öncelikle, Çin ve Hindistan 'ın takip ettiği farklıekonomik model ve politikalarının ülkelerinin gelişmesini nasıl etkilediği incelenmiştir. Reform öncesi vesonrasındaki gelişmeleri karşılaştırılarak iktisat politikaları ve takip ettiği stratejilerin ülkenin ekonomikkalkınmasındaki önemi tartışılmıştır. Son olarak iki ülke arasındaki farklı gelişme performansına sebep olanunsurlar hakkında değerlendirme yapılmıştır.
  • Öğe
    TAŞICIYI BİTKİLERİN TMS 16: MADDİ DURAN VARLıKLAR STANDARDI KApSAMıNDA MUHASEBELEŞTİRİLMESİ: FINDIK YETİşTİRİCİLİGİ YAPAN BİR TARIM İŞLETMESİNDE UYGULAMA
    (2020) Keleş, Dursun; Özulucan, Abitter
    Taşıyıcı bitkiler, bir hesap döneminden daha uzun süre tarımsal ürün üretmek amacıyla yetiştirilen vekendisinin kalıntı değeri haricinde tarımsal ürün olarak satış olasılığı çok düşük olan canlı varlıklardır. Bubitkilerin büyüme, çoğalma ve kuruma gibi biyolojik dönüşüm geçirme özellikleri bulunmaktadır. Buözellikler ise, taşıyıcı bitkilerin muhasebeleştirme ve değerleme işlemlerini özellikli kılmaktadır. Buçalışmanın amacı, TMS 16-Maddi Duran Varlıklar Standardı kapsamında taşıyıcı bitkilerinmuhasebeleştirilmesine ilişkin esasların açıklanmasıdır. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye 'de kurumsalolarak fındık yetiştiriciliği faaliyetlerinde bulunan bir tarım işletmesinin yasal izinler çerçevesinde teminedilen verileri kullanılarak 2017 yılındaki faaliyetlerine yönelik uygulama yapılmıştır. Bu uygulamakapsamında, ilk verim dönemindeki taşıyıcı bitkilerin TMS 16'ya göre muhasebeleştirilme ve dönem sonudeğerleme işlemleri gerçekleştirilmiştir.
  • Öğe
    ÖRGÜTSEL DAVRANıŞ ARAŞTIRMALARINDA MADDE PARSELLEME: YÖNTEM VE UYGULAMA
    (2020) Güler, Murat; Çetin, Fatih
    Bu çalışmada, ölçülen yapıların ve madde sayısının fazla olduğu durumlarda verinin Yapısal Eşitlik Modelineuyumunu kolaylaştıran bir analitik teknik olarak madde parsel uygulamasını açıklamak ve hangi durumlardadaha uygun sonuçlar elde edilebileceğini incelemek amaçlanmıştır. Ulusal yazında madde parsel/em euygulamasını açıklayan oldukça sınırlı sayıda çalışma bulunması nedeniyle bu çalışma kapsamında önceparsel kavramı ve parseloluşturma stratejilerine değinilmiş, ardından bir veri üzerinde uygulama yapılarakfarklı stratejiler test edilmiş ve ulaşılan bulgular değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    İTHALAT, DÖVİZ KURU VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ZAMAN SERİSİ ANALİZİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ(1994-2018)
    (2020) Uçan, Okyay; Saraç, Melike
    Ekonomik faaliyetlerin nihai hedefi mal ve hizmetlerin niteliklerini geliştirerek refahı arttırmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için açık ekonomi seçmektedirler. Açık ekonomiler için dış ticaret en önemli unsurlardır biridir.İthalatgünümüzde ülkelerin birbirleriyle etkileşiminde ve küreselleşmede en etkili araçtır. İthalatı; gelir seviyesi, ithal mallara yönelik ilgi, döviz kuru, dış ticaretin liberalleşmesi ve engellenmesi gibi faktörler etkilemektedir.Ülkelerin ithalatını belirleyen en önemlietkenlerise dövizkuru ve ekonomik büyümedir. 1994-2018 yılları arası Türkiye için yapılan bu çalışmada ithalat, ekonomik büyüme ve döviz kuru arasındaki ilişki birim kök, eşbütünleşme ve nedensellik kullanılarak araştırılmıştır. Analiz sonuçlarına göre değişkenler arasında eşbütünleşme yani uzun dönemli ilişkisi tespit edilmiştir. Bir yıldan az bir zamanda kısa dönemli dalgaların uzun dönem dengesine yakınsanacağı sonucu elde edilmiştir. İthalat ile ekonomik büyüme arasında pozitif korelasyon ilişkisi saptanmıştır. Ayrıca ithalat ile döviz kuru ile ise negatif ilişki tespit edilmiştir. Ek olarak ekonomik büyümeden ithalata doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi saptanmıştır. Bir başka nedensellik ilişkisinin ise ekonomik büyümeden döviz kuruna doğru tek yönlü olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    ÇOK BOYUTLU ÖRGÜTSEL KİMLİK ÖLÇEĞİ GEÇERLİLİK VEGÜVENİLİRLİK ÇALIŞMASI
    (2021) Çetin, Fatih; Çelebi, Muhammet Ali
    Bu çalışmada, Stoner, Perrewé, ve Hofacker (2011) tarafından geliştirilen Çok Boyutlu Örgütsel Kimlik Ölçeği’nin Türkçe’ye uyarlanması, geçerliliğinin ve güvenilirliğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada devlet ve özel üniversitelerde görevliakademisyenlerden oluşan iki farklı örneklem (n=121 ve n=518) kullanılmıştır. Toplanan verilerle yapılan analiz sonucunda ölçeğin alt boyutlarının Cronbach alfa güvenilirlik katsayılarının birinci örneklem için .71 ile .86 arasında, ikinci örneklem için .73 ve .84 arasında değiştiği görülmüştür. Ölçeğin kendi kendine kategorizasyon, uyum/örtüşme düzeyi, duygusal bağlılık ve davranışsal katılım olmak üzere dört faktörlü yapısı her iki örneklemde yapılan faktör analizleriyle doğrulanmış, farklı yapılarla öngörülen ilişkiler ölçüt bağımlı geçerlilik analiziyle desteklenmiştir. Ayrıca ölçeğin cinsiyet açısından yapısal ve ölçümsel olarak ayrışmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu bu bulgular, Çok Boyutlu Örgütsel Kimlik Ölçeği’nin Türkiye’de yapılacak çalışmalarda güvenilir ve geçerli bir araç olarak uygulanabileceğini ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    TÜRKİYE’DE 2009-2018 YILLARI ARASINDA KOBİ’LERVEGİRİŞİMCİLİKÜZERİNE YAPILAN ARAŞTIRMALARINDEĞERLENDİRİLMESİ
    (2021) Yalçın, İbrahim; İşcan, Yasin Murat
    Bu çalışma, KOBİ’ler ve girişimcilik konularındaki yapılan çalışmaların ortaya çıkışı ve günümüzde araştırma alanında gelinen noktaya kadar yapılan değerlendirme kısaca özetlenecektir. Çalışmada, akademik olarak Türkiye’de araştırma alanının nasıl değerlendirildiğinin anlaşılabilmesi için nitel analiz yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır. 2009-2018 yılları arasında Tubitak-Ulakbim veri tabanı sosyal bilimler alanında dergi ve makale başlığında “KOBİ” veya “Girişimcilik” kelimeleri 311 adet makale ve 2 adet dergiye ulaşılarak MAXQDA 2018 programıyla değerlendirmeler yapılmıştır. Yapılan değerlendirmede, araştırma tasarımı olarak Nicel tasarım (186adet) , araştırma yöntemi olarak “Anket(169 adet) yöntemi ve araştırma konusu olarak “Girişimsel Davranış (74 adet)” ve “Finans ve Finansal Yönetim (71 adet)” konularının ağırlıklı olduğu sonucuna varılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre Türkiye’de araştırma alanında gelecekte yapılacak çalışmalar için önermelerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    STRUGGLING THE PANDEMIC CRISES AS AGLOBAL PUBLIC GOODTHE ECONOMIC IMPLICATIONS OF PANDEMICS
    (2020) Güler, Hünkar
    Public goods which have the featuresof nonrivalry in consumption and nonexcludability have positive externalaties spreading the large masses, and also cover negative externalaties (public bads) not to damage the environment, health and so on.Cross-border spillover effects of externalaties actually makethe public goodsconvertto global public goods. In this sense, struggling the pandemics is a most crucial global public goodwhich doesnot only impacthuman life butalso preventsthe collapse of national economies. Pandemics slow the pace ofeconomic growth as well asincreasing theloss of workforce. Governments employ a balance between the increasein spread of disease and mortality, and economic stability. This paper attempts to explain the whole story of the pandemicsand their economic implications by giving examples from literature.Main finding resulted from the paperswritten on this issueisthatpandemics exacerbate the national economiesthrough different channels.Developed and developing countries should take the pandemicsinto account as a regressive power or obstacle infront of economic growth and stability of state budgets,strongly collaborate against pandemicas a naturel disaster, support their healthcare systems andbe ready for these kindsofdisasters
  • Öğe
    THE RELATIONSHIP OF GLOBAL CITIES' FOREIGN TRADE AND URBAN GROWTH: INVESTIGATION ON THE AXISOF THE PANEL CAUSES ANALYSIS
    (2021) Özaytürk, İbrahim; Özaytürk, Gürçem
    Foreign trade is considered a factor that contributes to the development of regional, national and international economies. In addition to make it easier for the economic wheels to turn, it also increases the level of welfare. Foreign trade, which facilitates integration with the world, has increased in size with globalization and has become the locomotive of growth. Global cities, which are the places where this transformation is most evident, have taken their share from this development. As a matter of fact, external effects on urban growth also show themselves through globalization. However, in these cities where globalization is experienced most intensely, there is a shift from foreign trade, which is considered the locomotive of growth after spatial transformation, to different dynamics. The aim of this study is to examine the relationship between foreign trade and urban growth in global cities. For this reason, the direction of the relationship between urban growth and foreign trade of global cities with 2005-2019 annual data for seven global cities whose data can be accessed was determined by Pairwise Granger panel causality test. As a result of the analysis, the effect of foreign trade of global cities on urban growth was not found, but it was determined that urban growth had an effect on foreign trade of global cities.
  • Öğe
    VATANDAŞLARıN KAMU HİzMETLERİNDEN MEMNUNİYET DÜZEYLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: NİGDE İLİ ÖRNEGİ
    (2020) Türkmen, Hasan Hüseyin; Zengin, Esra Çelebi
    Geliştirilen kamu politikalarının bir uzantısı ve aynı zamanda da aracı olduğu bilinen kamu hizmetleri,değişkenlik yani koşullara uygunluk özelliği doğrultusunda kamu yönetimi sistemindeki değişikliklerdenkaçınılmaz biçimde etkilenmektedir. Bu çerçevede yeni kamu yönetimi yaklaşımıyla birlikte, kamu hizmetlerininnitelik ve yöntemlerinin de tartışıldığı görülmektedir. Çünkü değişen yönetim anlayışına bağlı olarak sunulanhizmetlerin temeline etkinlik ve verimlilik, şeffaflık ve hesap verebilirlik. vatandaş memnuniyeti ve katılımcılık ilekalite gibi kavramlar yerleştirilmektedir. Paradigma değişimi olarak adlandırılan bu süreçte vatandaşların dakamu hizmetlerinden beklentileri çeşitlenmektedir. Ön plana çıkan vatandaş memnuniyeti ve kaliteyaklaşımlarının yansıması olarak ise, kamu hizmetlerinin vatandaş tarafından değerlendirilmesi ve hizmetlerdeiyileşmenin sağlanması adına çalışmalar yapılmaktadır.Niğde 'deki kamu kurumlarının sunmuş oldukları kamu hizmetlerinden vatandaşların duydukları memnuniyetindüzeylerini ölçmek amacıyla yapılan bu araştırmada dört farklı yıla ait verilerin karşılaştırılması yapılarakhizmet kalitesindeki iyileşme düzeyleri ve kamu kurumlarına duyulan güven olgusundaki değişiklikler tespitedilmeye çalışılmaktadır. Niğde özelinde yürütülen bu araştırmanın sonucunda vatandaşların hem güvenolgusunda hem de memnuniyet düzeylerinde nispi bir artış olduğu belirlenmektedir. Bu noktada kamukurumlarının iyi oldukları hususların sorulduğu alanda katılımcıların %67,2 'sinin teknolojik altyapıyı kullanmaolarak değerlendirdikleri dikkat çekmektedir. Dolayısıyla kamu kurumlarının teknolojik altyapı ve personelin buteknolojiyi kullanma kapasitelerindeki gelişmelerin vatandaşların memnuniyet düzeyleri üzerinde olumlu biretkide bulunduğu düşünülmektedir. Ayrıca, araştırma sonucunda hizmet kalitesi, memnuniyet düzeyi ve güvenolgusu arasında doğrudan bir ilişki olduğu tespit edilmektedir.
  • Öğe
    ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN PERSONEL GÜÇLENDİRME VE İŞ STRESİNE ETKİSİ: KENDİLİK ALGISININ DÜZENLEYİCİLİK ROLÜ
    (2020) Doğan, Selen; Oğuzhan, Yavuz Sezer
    Bu çalışmanın amacı; algılanan sosyal destek, personel güçlendirme, iş stresi ve kendilik algısı arasındakiilişkilerinin ortaya konmasıdır. Söz konusu kavramların birbirleriyle olan ilişkileri Kayseri’de faaliyetgösteren özel bir hastanenin 431 çalışanıyla anket kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Korelasyon ve hiyerarşikregresyon analizi yöntemi kullanılarak incelenen değişkenler arasındaki ilişkiler, önemli bulgularaulaşılmasını sağlamıştır. Sosyal destek, personel güçlendirme, iş stresi ve kendilik algısı değişkenleri ile ilgililiteratürde çeşitli çalışmalar görülmekle beraber, bu değişkenleri birlikte konu edinmiş bir çalışma gözeçarpmamıştır. Gerçekleştirilen bu çalışma sayesinde literatürde var olan bu boşluğun dolduracağıdüşünülmektedir. Elde edilen bulgular ışığında, sosyal desteğin alt boyutu olan iş arkadaşı desteğininpersonel güçlendirme alt boyutlarından “anlam”a olumlu, yetkinliğe etkisinde ise olumsuz kendilik algısınındüzenleyici rolü olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte, sosyal desteğin alt boyutu olan örgüt desteğinin işstresi alt boyutları stres ve baş etmeye etkisinde olumsuz kendilik algısının düzenleyici rolü olduğusaptanmıştır.
  • Öğe
    Satınalma gücü paritesinin geçerliliği: E-7 ülkeleri örneği (1992-2022)
    (2024) Turgut, Ecem; Uçan, Okyay
    Uluslararası ekonomi teorilerindeki en önemli konulardan biri, satınalma gücü paritesinin döviz kuru belirleme modelleri içerisinde yer alıp almadığıdır. Bu çalışmada da özellikle E-7 (Brezilya, Çin, Endonezya, Hindistan, Meksika, Rusya, Türkiye) ülkelerinde satınalma gücü paritesinin geçerli olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada söz konusu ülkelerin 1992-2022 dönemi verilerinden yararlanılmıştır. Yapılan ekonometrik inceleme sonucunda yatay kesitin bağımlı olduğu ve homojenlik varsayımı kabul edilmiştir. Bundan dolayı değişkenlerin durağan olduğu seviyenin tespit edilmesinde Bootstrap Hadri ikinci nesil birim kök testinden yararlanılmış ve değişkenlerin birinci farkında durağan olduğu anlaşılmıştır. Bundan dolayı değişkenler arasındaki eşbütünleşme ilişkisinin tespit edilmesinde ikinci nesil bir eşbütünleşme testi olan ve yatay kesit bağımlılığı altında çalışan Westerlund ECM testinden yararlanılmıştır. İnceleme sonucunda nominal döviz kuru ile yurtiçi fiyat seviyesinin yurtdışı fiyat seviyesi olan oranı arasındaki ilişkinin olumlu yönde olduğu yani değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Böylelikle bu çalışmada E-7 ülkelerinde satınalma gücü paritesinin geçerli olduğu kabul edilmiştir.
  • Öğe
    TÜRKİYE’DE AKADEMİSYENLERİN İDARİ GÖREVLERİNE DAİR 'CAM TAVAN' ALGISI ÖLÇEĞİ GELİŞTİRME
    (2020) Tahtalıoğlu, Hava; Özgür, Hüseyin
    Türkiye’de cam tavana dair akademik çalışmalarınınçoğu cinsiyet/kadın ve yaş gibi sınırlı bir veya birkaç değişkene odaklanmıştır. Türkiye’nin kamu personel sisteminde açıklık, eşitlik ve tarafsızlık ilkelerini zedeleyen ve bazıları cam tavan sendromuna da yol açan uygulamaların tespiti ve giderilmesi açısından önceki çalışmaların kapsamı yeterli değildir. Türkiye özelinde yapılan çalışmalarda sektörel ve mesleki göstergeleri dikkate alarak geliştirilen ölçeklerin ve endekslerin olmaması da sorunun akademik ve uygulama düzlemlerinde anlaşılması ileçözüm önerileri geliştirmede gözlemlenen önemli bir eksikliktir.“Akademisyenlerin İdari Görevlerine Dair 'Cam Tavan' Algısına Yönelik Ölçek” geliştirilmesi amaçlanan bu çalışmada literatürdeki diğer Türkiye kökenli cam tavan ölçeklerindeki cinsiyette ilave ve daha spesifik çeşitli değişkenler de kullanılmaktadır. Araştırma 1992’de kurulan Devlet üniversitelerinde 2016 yılında görevde bulunan öğretim üyeleriyle gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak literatür ve pilot çalışma ışığında yazarlarca geliştirilen Türkiye’de öğretim üyelerinin akademik boyutu olan idari görevlere yükselmede karşılaştıkları engelleri tespit etmeye dair anket temelli algı ölçeğiformu kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen geçerli anket verileri üzerindeçeşitli ileri istatistiksel analizler gerçekleştirilmiştir. Bulgular çerçevesinde 26 madde ve 7 alt boyuttan oluşan “Türkiye’de Akademisyenlerin İdari Görevlere Yükselmesine Dair Cam Tavan Algısı Ölçeği” geliştirilmiştir.