Hüseyin Nihal Atsız'ın Ruh Adam adlı romanında söz dizimi

Küçük Resim Yok

Tarih

2010

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Niğde Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bir milletin dili, aynı zamanda o milletin kimliği, künyesidir. Ortak bir geçmişe, tarihsel bir bağa, kültürel bir mirasa, birlikte yaşama arzusuna ve ortak bir ülküye sahip olan topluluklar millet olma vasfına erişebilirler. Bu bilince sahip olmak da ancak aynı dili konuşmakla mümkündür. Çünkü toplulukları millet yapan tüm unsurlar dil sayesinde işlevini yerine getirebilecektir. Milletler dillerine gösterdiği özen, verdiği önem ölçüsünde geleceğe kalabilir, yok olmaktan kurtulabilir. Tarihte bunun pek çok örneği mevcuttur. Bugün adını bile bilmediğimiz nice millet, dilini koruyamadığı için tarih sahnesinden çekilmiş ve unutulup gitmiştir. Dilin millet hayatındaki yeri ve önemi o derece büyüktür ki, dilini yitiren bir millet bağımsızlığını da yitirecektir. Bağımsızlığı karakterine işlemiş Türk milleti bunu diline sahip çıkmasına borçludur. Göktürk hakanı Bilge Kağan, Orhun Yazıtları'nda "Türk milleti dilini yitirirse, yabancı milletlere tutsak olur." diyerek bu gerçeği vurgulamıştır. Yine bu yazıtlarda Türk dilinin ne kadar ince ve işlenmiş bir dil olduğu, ifade olanaklarının, söz hazinesinin ne kadar zengin olduğu görülmüş ve Türk milletinin tarihi eskiliği ortaya çıkmıştır. Kaşgarlı Mahmud, Türkçenin ne denli zengin bir dil olduğunu, Arapçadan aşağı bir dil olmadığını ispat etmek amacıyla hazırladığı ilk sözlüğümüz Divan-ı Lügâti't Türk ile Türk dilinin gücüne dikkat çekmiştir. Aynı şekilde Ali Şir Nevâi, Türkçemizin, Farsçadan daha ince, daha zengin, daha edebi bir dil olduğunu göstermek amacıyla Muhakemetü'l-Lügâteyn adlı şâheserini hazırlamıştır. Yunus Emre en güzel ilâhilerini yalın Türkçemizle söylemiş, gerek lirizmi gerek doğal diliyle çağlar aşıp günümüze ulaşmıştır. Türk dili her ne kadar tarihin bazı dönemlerinde lâyık olduğu değeri göremese de kendisini muhafaza etmeyi bilmiş ve millet olma bilincine sahip kalemlerce yeniden hak ettiği ilgiyi görmüştür. 15. yüzyıldan başlayarak Arapça ve Farsçanın yoğun etkisi altına giren Türk dili, 1911 yılında Selanik'te yayınlanan ?Genç Kalemler? dergisinde Yeni Lisan makalesini yayınlayarak bir çığır açan Ömer Seyfettin ve kalem arkadaşlarıyla bir silkiniş dönemine girmiş ve yabancı dillerin istilasından kurtarılmaya başlanmıştır. O dönemden sonra dil bilinci daha da yerleşmiş ve özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında Türk milletinin içinde bulunduğu hassas durum, milli olan her unsura sahip çıkılması bilincini doğurmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda da bu hassasiyet sürmüş ve özellikle Ulu Önder Atatürk dilin millet hayatındaki yeri ve önemini her fırsatta vurgulamıştır. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı yazar ve şairleri Türkçemizin en güzel, en olgun örneklerini vermişler ve dilimizi her türlü imkânlarıyla kullanmışlardır. Bir dilin ifade gücünün ve zenginliğinin en güzel biçimde ortaya konduğu örnekler edebi eserlerdir. Çünkü edebi eserler aracılığıyla dil işlenerek en etkili, en güzel hale getirilir. Edebi eserlerle dillerin geçirmiş olduğu gelişim ve değişim evreleri takip edilebilir. Bu bağlamda Türk dilinin imkânlarının, anlatım kudretinin, zenginliğinin incelenebilmesi de edebi metinlerle mümkün olacaktır. Çalışmamıza konu edindiğimiz edebi eser, Cumhuriyet dönemi şair ve yazarlarından Hüseyin Nihal ATSIZ'ın ?Ruh Adam? adlı eseridir. Çalışmamız ?Kelime Grupları?, ?Cümle?, ?Cümle Tahlilleri? ana başlıkları altında toplanmış ve konuyla ilgili çalışan dilcilerin görüşleriyle sunulmuştur. Dilcilerin ayrı düştükleri bazı noktalara da dikkat çekilmiş ve bu farklı görüşlere yer verilerek mukâyese imkânına kavuşulmuştur.
A country?s language is,at the same time, identity of that nation. The communities which share the same history, historical bands,cultural heritage, wish to live together and shared ideal can only reach the idea of being a nation. To have this consciosness is only possible with speaking the communities a nation functions by language. Nations can only live long with the importance and the care they give to their language. Many nations the name of which we don?t know today have been forgetten for they couldn?t preserve their language. The importance of language for a nation is so big that a nation which loses its language will also lose its independence. Turkish nation has reached its independence because it has preserved its language. Göktürk Khan ,Bilge Kağan has stressed this importance in Orhun inscriptions by saying ? If Turkish nation loses its language, it will be a slave of foreign counties. Also, in these inscriptions, it has been shown that Turkish language is very kind and expression possibilities and word power is very rich. Kaşgarlı Mahmud has stressed the importance in Divan-ı Lügâti?t Türk, our first dictionary prepared to prove that Turkish language is no lower than Arabic language, that Turkish is a very rich language. Also Ali Şir Nevâi, has prepared his masterpiece Muhakemetül- Lugâteyn to show that Turkish language is richer and more literary than persion language. Yunus Emre, has said his best chants just in Turkish and they have come to today both with lyricism and natural language. However, Turkish language, couldn?t have interest in some parts of history,it has managed to preserve its own and again gained interest by some nationalist authours.poets. Begining from 15 th Century , Turkish language, coming under the influence of Arabic and Persion language, has started to save from the influence of other nations in 1991, with Ömer Seyfettin and his friends publishing ?Yeni Lisan? article in ?Genç Kalemler? magazine. From that time, Turkish nation has been aware of the importance has created a national consciousness. After the years of proclamation of the Republic, this sensibility has gone on and especially Atatürk, has emphasized the importance of a language for a nation. The Republican Period outhors and poets have given the most beatiful examples of Turkish and used Turkish with every opportunitier. The samples in which the expression and word powers are displayed are literary Works.Because by these literary works,language is cultivated effectively and comes to a most proper situation with the literary works, the development of a language can be followed easily. In this sense, the research of the opportunities of Turkish language , expression and word power will be possible. The most important ihdication of how a language is developed is the legibility of the syntax of the language throught the years it has gained. Because people think speak and share their thoughts by the words and sentences. By this way, they contribute to the development of a language. The literary work we deal with in our study is ?Ruh Adam? by Hüseyin Nihal ATSIZ, the republican period authours and poets. Our study come together around the topics?Sentence Analysis? ?Sentence? ?Word Grups? and presented with the thoughts of linguists working on this subject. Also different views of linguists have been stressed and the comparisions of these different views have been passible.

Açıklama

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Edebiyatı Bölümü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı, Türk Dili Bilim Dalı

Anahtar Kelimeler

Dilbilim, Linguistics, Türk Dili ve Edebiyatı

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye