Neoliberalizme Karşı Demokrasi: Ortak Olanı Yeniden Kurmak İçin Mücadele

Küçük Resim Yok

Tarih

2018

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu çalışmanın amacı, neoliberalizmin doğrularına sıkışmamış bir demokrasi üzerine inşa edilen yeni siyaset arayışlarını analiz etmektir. Bu doğrultuda harekete geçirilen talepler, daha geniş çerçevede ortak olanı yeniden kurmak yönündeki çabaları sembolize ederler. Çalışmada bireysel tepkilerden kolektif eylemlere geçiş sürecinde gündelik hayatın öneminin altını çizilirken siyasal aktör olarak sıradan insanın gün geçtikçe önem kazandığı vurgulanmaktadır. Dolayısıyla çalışma, ortak olanın yeniden kurulmasında gündelik hayatın şekillendiği mekânsal boyutun önemi üzerine inşa edilmiştir. Bu çerçevede siyasal olanın ne olduğu, ortak olanın nasıl ele alındığı sorularıyla birlikte açık alanlarda siyaset pratiği konuyu açıklamanın temel noktasını oluşturacaktır. Özne de bu pratik içinde kurulan siyasal süreç olarak görülecektir. Şehir hakkı, bu unsurları bağlayıcı önemli bir kavram olarak ele alınacaktır. Çünkü bireysel olanla kolektif olanın temas ettiği kentsel alanlar, kamusal olanın yeniden düşünülmesinin somutlaştığı noktalardır. Çalışmanın ana argümanı, neoliberalizmin önerdiği piyasacı doğruların karşısında ortak hayatın yeniden şekillendirilmesi yönündeki arayışın, gündelik hayatın içinden doğduğu ölçüde köklü bir hal alacağıdır. Bu şekilde siyasetin sadece devletle ilişkili olduğu görüşün aksine devletin tabandan kurulan bir ortaklık olduğu düşüncesine ulaşılabilir. Neoliberal düşüncenin demokrasi üzerindeki etkisini bahsedilen genişlikte kapsamlı şekilde sorgulayan Nuit Debout, Diem25 ve Kuzey Ormanları Savunması örnekleri somutlaştırıcı alt başlıklar olarak ele alınmıştır. Bu örnekler, gündelik hayat pratiklerini ve taleplerini daha geniş bir siyasal çerçeve ile buluşturmaya çalışan siyasal eylemlerdir. Bunlar neoliberalizmin yönettiği bir demokrasiye karşı, karar-verme mekanizmalarına müdahaleyi yeniden tartışmaya açarak demokrasi kavramının köklerine dönüşünü öngörür. Piyasaların hesap-vermez, uzmanlara dayalı ve teknikleştirilmiş kararalma süreçleri içinde dışarıda bırakılan sıradan insanın yeniden sesini yükseltme çabasıdır. Dolayısıyla temsili demokrasinin sınırlarını ve krizini de ortaya koymaktadırlar. Ortak olanı açık alan ve taban eylemleriyle kurmaya çalışan bu örneklerin yerel, bölgesel ve kıtasal çapta etkiler yarattığı görülebilir. Demokrasi bu bağlamda kendi hayatı üzerinde kolektif eylemler aracılığıyla söz söylemek ve müdahale etmek isteyen bireylerin çabalarıyla kavramsal bir hal almaktadır. Bireysel olanla kamusal arasındaki bağı kurmakta öne çıkan kentsel zeminler, demokrasinin teorisi ile pratiğinin de buluştuğu alanlardır. Ortak olanı coğrafi ve fiziksel paylaşımların ötesinde siyasal bir tartışmanın zemini olarak ele almak kurulacak alternatifleri daha geniş şekilde düşünmeyi sağlar. Alternatif, var olan başka bir kalıbı kullanmak değil, ortak olanı yeniden kurarak ortaya çıkacaktır. Kentsel alanlar bu açıdan hem somut hem de teorik çabaları göstermek açısından önemlidir.
The aim of the study is to analyze the new political struggles in the search of a new democracy that is not limited with the neoliberal postulates. These demands symbolize the attempts to reconstitute the common around the people. The study underlines the raising importance of the daily life issues and also the efforts of ordinary people as political subject. Thus, the study is based on the crucial role of the spatial dimension that shape the ordinary life. In this framework the main issues are to analyze the questions like how to define political and how to conceptualize the common. And also, the main focus is the making politics in the open spaces. The subject will be taken as a making process in this kind of the practice. The right to the city concept also will take into account to come together these factors. Because the spaces of the city where connect the individual and the collective ones are the crucial nodes in rethinking the public. The main argument of the study is that the searching of a new democracy beyond the neoliberal rationality will be rooted strongly if it keeps the connection with the daily life struggles. Thus, against the approach that the politics is related with the state only, it is possible to reach that it stems from the common grassroots. Some cases like Nuit Debout, Diem25, Northern Forests Defense that challenge the effects of the neoliberalism on democracy will be given as the examples of this kind of argument. These cases are the political and collective actions that try to make connection the daily life demands and practices with more broaden political issues. They anticipate the regenerate the roots of the democracy concept by rethinking intervention in decision-making mechanisms against a democracy that is ruled by neoliberalism. It is an effort to raise the voice of ordinary people who are left in place between the calculation, the specialization of the markets and the process of operation and decision-making. Therefore, they represent the limits of the democracy and the crisis. The efforts of these actions that grasp the common with the relations in daily life have bigger impacts on political debates. In this line, the democracy is conceptualized as an effort of the people to intervene and make an impact on decision-making process and also their own lives. Thinking the common as the base of a political debate beyond the geographical and physical sharing, it allows to consider the alternatives to be established in a broader way. Urban areas are important in this regard in terms of both concrete and theoretical efforts.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Uluslararası İlişkiler, Siyasi Bilimler

Kaynak

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

6

Sayı

1

Künye