İmam Mâtürîdî’ye Göre Nübüvvet ve İspatında Erdemin Önemi

Küçük Resim Yok

Tarih

2023

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Kelâm ilminin ana konuları (usûl-i selâse) içinde yer alan nübüvvet, Allah ile beşer arasındaki iletişimde nirengi noktasıdır. Zira Allah’ın insana yönelik hitabı ontolojik farklılıktan dolayı doğrudan değil, insanlar arasından seçilen elçilerle dolaylı olarak gerçekleşmiştir. Böylelikle insanlar, hakkında bilgi sahibi ol(a)madıkları Tanrı’nın ve ahiretin varlığından peygamberlerin bildirmesiyle haberdar olmuşlardır. Dolayısıyla nübüvvetin hem gerekliliği hem de ispatı, esasen Tanrı ve ahiretin ispatından önceliklidir. Bu nedenle kelamcılar nübüvvetin ispatı hususunda birçok delil ve argümanlar ortaya koymuştur. Klasik kelâm eserlerinde nübüvveti ispat hususunda mütekellimlerin daha çok mucize delilini kullandıkları görülmektedir. Zira mucize, Allah’ın vahyine muhatap olan ve risâletle görevlendirilen birinin bu iddiasını kanıtlaması açı-sından önemli bir delildir. Bu bağlamda kelamcılar nezdinde mucize, nübüv-vet iddiasında bulunan birinin bu iddiasında gerçekten doğru mu yoksa sah-tekâr mı olduğunu ayırt etmede önemli bir kanıt olarak değerlendirilmiştir. Hatta onlar, mucize göstermeksizin nübüvvet iddiasında bulunanların peygamber olarak kabul edilmesini zorunlu görmemişlerdir. Kelâm bilginleri Hz. Peygamber’in nübüvvetini ispat konusunda mucize olarak öncelikle Kur’an-ı Kerim’e dikkat çekmişlerdir. Ancak Kelamcıların, Kur’an dışında bir beşer olarak Hz. Peygamber’in sahip olduğu üstün ahlâkî meziyetleri de onun risâletine delil olarak sundukları bilinen bir gerçektir. Peygamberler, gönderildikleri toplumlara ilâhî vahyin sadece tebliğ edeni değil, aynı zamanda onu açıklayan ve kendi yaşamlarında pratize eden örnek şahsiyetlerdir. Bir bakıma vahyin muhataplarında hedeflediği inançsal ve eylemsel dönüşümlerin gerçekleşmesi onu taşıyan elçinin ahlâkî kimliğiyle (sıdk, emânet) doğrudan ilişkilidir. Zira kutsala ait sözü ilk defa duyacak olan muhatabın buna şüpheyle yaklaşma ihtimali bulunmaktadır. Ancak sözü taşı-yanın sahip olduğu doğruluk, dürüstlük ve güvenilirlik gibi erdemler muhatapların zihnindeki bu vehimleri izale etmede kayda değer bir etkiye sahiptir. Nübüvvetin ispatını iki kısımda değerlendiren İmam Mâtürîdî ilk olarak er-demli davranışlara dikkat çekmektedir. Ona göre nübüvvetin ispatının ilk delili, peygamberlerin davranışlarının şüphe götürmeyecek derecede bir mükemmelliğe sahip olmasıdır. Çünkü onlar yaşadıkları toplumda gerek çocuk-luk gerekse olgunluk dönemlerinde kendi akranlarıyla kıyaslanamayacak derecede erdemli davranışlar sergilemişlerdir. Bu bağlamda insanın eğitimle söz konusu mertebeye erişmesi mümkün değildir. Söz konusu durum da onların Allah tarafından seçilmiş ve korunmuş (ismet) kişiler olduğunu göstermektedir. Mâtürîdî, bu konuda görüşünü desteklemek üzere peygamberlerin sahip olduğu erdemli davranışlara dikkat çekmektedir. Ona göre peygamberler tebliğ ettikleri hiçbir konuda kendi görüşlerini öne çıkarmamış, hâl ve hareketlerinde erdemlilikten ödün vermemiş, yadırganacak bir davranış sergilememişlerdir. Yine onlar, insanları birbirinden farklı kılan cömertlik, yiğitlik, merhamet, dünyaya değer vermeme ve halkın problemlerine çözüm bulma gibi konularda diğer insanlardan daha olgun bir yaşam sürmüşlerdir. Bu erdemlerden sadece birine sahip olan kimseye sempati duymanın ve bu erdemi nedeniyle kendisine saygı göstermenin yerinde bir hareket olduğunu belirten Mâtürîdî, peygamberlerin söz konusu bu erdemlerin hepsini şahıslarında top-layan zatlar olduğunu ifade etmektedir. Bu araştırmada, kelâm ekollerinin öncelikle ilâhî ve beşerî açıdan nübüvvetin imkânı konusundaki görüşlerine yer verilmiştir. Bu çerçevede Allah’ın mürîd ve mütekellim sıfatları haiz oluşundan hareketle nübüvvetin imkân dâhilinde olduğu belirtilmiştir. Ayrıca dinî ve dünyevî bilgiye duyulan ihtiyaç açısından nübüvvetin gerekliliği hususunda kelâm ekollerinin görüş ve düşüncelerine yer verilmiştir. Mezkûr çalışmada nübüvvet konusunda kaynak olarak klasik kelâm eserlerine müracaat edilmiş olup aynı zamanda güncel kitap ve makale türü eserlerden de istifade edilmiştir. Bu çalışma, İmam Mâtürîdî’nin Hz. Muhammed’in üstün ahlâkî özellikleriyle nübüvvetinin ispatı arasında kurduğu ilişkiyi çözümlemeyi amaçlamıştır.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Din Bilimi, İmam Mâtürîdî, Kelâm, erdem, nübüvvet, ahlâk

Kaynak

Amasya ilahiyat dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

20

Künye