Niğde gümüşler manastırı ve turizm potansiyeli
Küçük Resim Yok
Tarih
2013
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Küçük Asya olarak nitelendirilen Anadolu, üç kıtanın birleşme noktasında yer aldığı için, dünyadaki birçok kavmin kültür beşiği olmuştur. Bu kültür ve tabiat varlıklarından olan tarihi, arkeolojik, kentsel ve doğal sitler, ören yerleri, camiler, kiliseler ve manastırlar gibi maddi kültür kalıntıları kültürel mirası oluşturan unsurlardır. Bunlardan Anadolu’daki kiliseler ve manastırlar, Hıristiyanlık dini açısından önem taşıyan en eski tarihi kültürel miraslardır. İç Anadolu’daki Niğde Gümüşler Manastır sit alanı, kültürel miras çalışmamızın ana konusunu oluşturmaktadır. Bizans sanatının Anadolu’daki en iyi ve en güzel korunmuş eserlerinden olan Gümüşler Manastırı, Niğde’ye 9 kilometre uzaklıkta ve büyük, geniş bir tüf kaya kütlesi içine oyulmuştur. Minyatür Kapadokya olarak nitelendirdiğimiz Gümüşler Manastırı, 1973 yılında arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiştir. Fakat günümüze kadar doğal, tarihi ve kültürel miras olarak hak ettiği öneme kavuşamamıştır. Makalenin amacı, Gümüşler Manastırı’nın kültürel ve tarihi miras değerleri olarak, kültürel turizm potansiyelini ortaya koymaktır. Ayrıca özellikle son yıllarda, dünyada kültürel turizm çalışmaları artmıştır. Gümüşler Manastırı’nı bu kültürel miras kapsamında inceleyerek, kültür turizmi ve sürdürülebilir kaynaklar çerçevesinde bir çekim merkezi olması için, turizm alt yapısının oluşturulması ve tanıtım faaliyetlerinin arttırılması konusunda yapılması gerekenleri gün yüzüne çıkarmaktır.
As Anatolia, which is also known as Asia Minor, is located at the junction point of three continents, it has been the cradle of culture for many tribes in the world. The historic, archeological, urban, and natural sites among these culture and nature assets and cultural material culture remains such as ruin places, mosques, churches, and monasteries are elements constituting cultural heritage. The churches and monasteries in Anatolia among these are the oldest historic cultural heritage elements with significance for the Christianity. Niğde Gümüşler Monastery archaeological site in Central Anatolia constitutes the main subject of our cultural heritage study. The Gümüşler Monastery, which is one of the finest and best protected works of Byzantine art in Anatolia, is located 9 km away from Niğde and carved into a large and big tuff rock mass. The Gümüşler Monastery, which is also called miniature Cappadocia, was declared as an archeological site in 1973. However, it has not been able to receive the emphasis it deserves as a natural, historic, and cultural heritage till present. The purpose of this study is to ascertain the cultural tourism potential of the Gümüşler Monastery in terms of faith tourism. Furthermore, cultural tourism works are increasing around the world especially in recent years. The purpose is also to examine the Gümüşler Monastery under the scope of this cultural heritage and within the framework of cultural tourism and sustainable resources to ascertain the things that need to be achieved for the purpose of constituting its infrastructure as a center of attraction and increasing its promotion activities.
As Anatolia, which is also known as Asia Minor, is located at the junction point of three continents, it has been the cradle of culture for many tribes in the world. The historic, archeological, urban, and natural sites among these culture and nature assets and cultural material culture remains such as ruin places, mosques, churches, and monasteries are elements constituting cultural heritage. The churches and monasteries in Anatolia among these are the oldest historic cultural heritage elements with significance for the Christianity. Niğde Gümüşler Monastery archaeological site in Central Anatolia constitutes the main subject of our cultural heritage study. The Gümüşler Monastery, which is one of the finest and best protected works of Byzantine art in Anatolia, is located 9 km away from Niğde and carved into a large and big tuff rock mass. The Gümüşler Monastery, which is also called miniature Cappadocia, was declared as an archeological site in 1973. However, it has not been able to receive the emphasis it deserves as a natural, historic, and cultural heritage till present. The purpose of this study is to ascertain the cultural tourism potential of the Gümüşler Monastery in terms of faith tourism. Furthermore, cultural tourism works are increasing around the world especially in recent years. The purpose is also to examine the Gümüşler Monastery under the scope of this cultural heritage and within the framework of cultural tourism and sustainable resources to ascertain the things that need to be achieved for the purpose of constituting its infrastructure as a center of attraction and increasing its promotion activities.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Sosyal Bilimler Tarihi
Kaynak
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
23
Sayı
2