Yazar "Fulden Karadal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Balın kalite nitelikleri, beslenme ve sağlık açısından önemi(2012) Fulden Karadal; Yeliz YıldırımFarklı botanik kaynaklardan elde edilen ballarda farklı renk, tat ve kompozisyonlar gözlenebilmektedir. Kristalizasyon, HMF (Hidroksimetilfurfural) miktarı ve diastaz sayısı gibi fiziksel ve kimyasal kalite kriterleri, balın elde edilmesinden tüketilmesine kadar geçen sürede birçok koşuldan etkilenmektedir. Balda beslenme ve sağlık açısından en önemli bileşenler karbonhidratlardır. Bal, temel monosakkaritler olan glukoz ve fruktozla birlikte 25 farklı oligosakkarit içermektedir. Aynı zamanda az miktarda protein, amino asit, enzim, mineral, iz element, vitamin, aroma bileşenleri ve polifenol gibi maddeler de bulunmaktadır. Balın birçok toplum tarafından bilinen tedavi edici özellikleri de bu maddelerden kaynaklanmaktadır. Balın aynı zamanda antimikrobiyel, antiviral, antiparaziter, antiinflamatuar, antioksidan, antimutajenik ve antitümör etkileri de bilinmektedir. Günde 20 g bal, günlük enerji ihtiyacının %3’ünü karşılamaktadır. Tüketicilerin balın besinsel özelliklerinden yararlanabilmesi için bu özelliklerin işleme ve muhafaza koşullarında korunması gerekmektedir. Bu derlemenin amacı; balın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini ortaya koymaktır. Ayrıca balın bileşimi, bileşenlerinin sağlık açısından önemi ve fizyolojik ve besinsel etkileri de sunulmaktadır. Bu konuda tüketici bilincinin arttırılması hedeflenmektedir.Öğe Hayvansal gıdalarda Escherichia coli O157:H7’nin önemi(2013) Nurhan Ertaş; Yeliz Yıldırım; Fulden Karadal; Serhat AlShiga toksin üreten Escherichia coli (E. coli) ‘ler hayatı tehdit eden hemolitik üremik sendrom (HUS), hemorajik kolitis, kanlı ve kansız diyare gibi farklı klinik bulgulara neden olan önemli bir gıda patojenidir. E. coli O157:H7’nin klinik açıdan en önemli virulans faktörleri; shiga-like toksinler (stx1 ve stx2), intimin ve enterohemolizindir. E. coli O157:H7’nin neden olduğu gıda kaynaklı enfeksiyonların çoğu çiğ et ve çiğ süt gibi sığır orjinli gıdalardan meydana gelmektedir. Etkenin neden olduğu enfeksiyonlarda antibiyotikler tedavi amacıyla kullanılmamalıdır. Antibiyotik uygulamalarının tedavide yardımcı olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur ayrıca antibiyotik alımı HUS riskini artırabilir. Bu nedenle E. coli O157:H7 enfeksiyonlarının önlenmesinde en önemli yol koruyucu tedbirlerdir.Öğe Kayseri Bölgesi kuyu sularındaki nitrat ve nitrit düzeyleri(2013) Nurhan Ertaş; Zafer Gönülalan; Yeliz Yıldırım; Serhat Al; Fulden KaradalBu çalışmada Kayseri ve çevresi kullanma sularındaki nitrat ve nitrit düzeylerinin tespit edilmesi amaçlandı. Bu çerçevede, bölge sularında nitrat ve nitrit seviyelerinin pastırma üretim prosesi üzerine pozitif etkili olduğuna ilişkin yaygın kanının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı yorumlandı. Çalışmada, her biri farklı ilçelerde bulanan 9 farklı bölgeden alınan çift paralelli toplam 98 kuyu suyu materyal olarak kullanıldı. Numunelerin nitrat ve nitrit seviyeleri Nitrat Cell Test kiti ve Nitrit Test kiti ile spektrofotometrik yöntemle belirlendi. Çalışmada incelenen kuyu suyu numunelerindeki nitrat düzeyleri ve ortalama değerleri sırasıyla; 2.08-12.52 mg/l, 5.02-10.04 mg/l aralıklarında belirlendi. Nitrit ise su numunelerinin yalnızca 2’sinde eseri düzeyde (0,0001 mg/l) belirlendi. Sonuç olarak, Kayseri ilinin içme suyunun karşılandığı 9 farklı bölgedeki kuyulardan alınan sulardaki nitrat seviyelerinin İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliğine uygun olduğu tespit edildi.Öğe Kayseri ilinde satışa sunulan manda yoğurtlarının mikrobiyolojik kalitesi(2014) Nurhan Ertaş; Serhat Al; Fulden Karadal; Zafer GönülalanBu çalışmada Kayseri’de satışa sunulan manda yoğurtlarının mikrobiyolojik kalitesinin ortaya konulması amaçlandı. Bu amaçla Kayseri ili ve ilçelerindeki halk pazarlarından temin edilen 100 adet manda yoğurdu örneği materyal olarak kullanıldı. Toplanan örnekler Koliform grubu bakteriler, Escherichia coli, Staphylococcus aureus, Salmonella spp., maya-küf, toplam aerobik mezofilik bakteri (TAMB) ve laktik asit bakterileri (LAB) yönünden incelendi. İncelenen 100 adet yoğurt numunesinin 18’inde (%18) ortalama 14,8±0,24 EMS/g koliform bakteri, 9’unda (%9) 1,85±0,18 EMS/g E. coli ve 7’sinde (%7) 4,9±0,21 log10 kob/g düzeyinde S. aureus varlığı belirlendi. Ayrıca numunelerin tamamında ortalama (log10kob/g) 5,21±0,10 maya; 5,16±0 küf; 7,72±0,14 TAMB ve 6,58±0,18 LAB tespit edilirken hiçbir örnekte Salmonella spp. varlığı tespit edilemedi. Elde edilen sonuçlara göre incelenen manda yoğurdu örneklerinin, Türk Gıda Kodeksi Fermente Süt Ürünleri Tebliği’ndeki mikrobiyolojik kriterlere uygun olmadığı ve yedi yoğurt örneğinin tebliğde yer almayan ancak gıda güvenliği bakımından tehlike olarak tanımlanan S. aureus ile kontamine olduğu tespit edildi.Öğe Niğde İlinde Satışa Sunulan Koyun-Keçi Sütü ve Peynirlerinde Brucella melitensis ve Biyotiplerinin Araştırılması(2016) Fulden Karadal; Nurhan Ertaş Onmaz; Cemalettin Bağcı; Yeliz Yıldırım; Serhat Al; Seçil AbayBu çalışma Niğde ilinde satışa sunulan çiğ koyun ve keçi sütleri ile çiğ sütten yapılmış koyun ve keçi peynirlerindeki Brucella melitensis varlığını araştırmak amacıyla yapıldı. Bu amaçla, Niğde'nin çeşitli köy ve pazarlarından toplanan 57 çiğ koyun sütü, 43 çiğ keçi sütü ve 50 koyun- keçi peyniri olmak üzere toplam 150 örnek materyal olarak kullanıldı. B. melitensis'in izolasyonunda Farrell yöntemi, şüpheli izolatların identifikasyonunda polimeraz zincir reşaksiyonu (PZR) uygulandı. Çalışmada incelenen örneklerin B. melitensis içermediği tespit edildi. Çiğ süt ve ürünleri, özellikle ortam sıcaklığının yüksek olduğu dönemlerde, elverişsiz hazırlama ve muhafaza koşullarına bağlı olarak halk sağlığı riski oluşturmaktadır. Söz konusu riskin önlenmesi ve pastörize süt ve süt ürünleri kullanılması ile ilgili tüketici bilinci oluşturulması için bu konudaki çalışmaların devam etmesi gerektiği önerilmektedir.Öğe Niğde ve Kayseri’de Satışa Sunulan Köy ve Market Yumurtalarının Mikrobiyolojik Kalitesi(2018) Fulden Karadal; Nurhan Ertaş Onmaz; Harun Hızlısoy; Yeliz Yıldırım; Serhat Al; Zafer Gönülalan; İsmail ÜlgerBu çalışmada, market ve köy yumurtalarının mikrobiyolojik kalitelerinin araştırılması amaçlandı. Bu kapsamda, Niğde ve Kayseri’deki çeşitli market ve açık pazarlardan alınan toplam 200 yumurta (100 market ve 100 köy) örneği mikrobiyolojik analize tabi tutuldu. Her bir yumurta kabuğu ve içeriği koliform, Escherichia coli, Campylobacter spp., Staphylococcus aureus, Salmonella spp. ve maya- küf bakımından incelendi. İncelenen yumurta örneklerinin hiçbirinde Campylobacter spp. ve S. aureus’a rastlanmazken, bir örnekte (yumurta kabuğu) Salmonella spp. belirlendi. Ayrıca 27 (%13.5) yumurta kabuğunun ve 6 (%3) içeriğinin koliform bakteriler ile sırasıyla 12 (%6) ve 31 (%15.5) yumurta kabuğunun ise sırasıyla E. coli ve maya- küf ile kontamine olduğu tespit edildi. Koliform, E. coli ve maya- küf sayılarının ortalama değerleri sırasıyla 3.69-5.62 log kob/mL, 3.35-3.55 log kob/mL, ve 6.80-6.97 log kob/mL olarak belirlendi. Elde edilen veriler, incelenen yumurta kabuklarındaki mikrobiyel yükün, buzdolabı ve mutfak ortamlarını kontamine edebileceğini; içerik kontaminasyonlarının ise az pişmiş yumurta tüketimi yoluyla halk sağlığı açısından risk teşkil edebileceğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada elde edilen verilere dayanarak, marketlerde ve köy pazarlarında satışa sunulan yumurtaların +8°C'nin altındaki sıcaklıklarda muhafaza edilmesi konusunda gerekli önlemlerin alınması, üretici ve tüketicilerin yumurtanın soğukta muhafaza edilmesi gereken riskli bir gıda olduğu konusunda bilinçlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldı.