Yazar "Mustafa Talas" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A Study on the Environmental Attitudes of Candidate Teachers(2014) Elvan Yalçınkaya; Abdullah Karataş; Mustafa TalasBu araştırma, Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği, Fen Bilgisi Öğretmenliği ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği lisans programlarında öğrenim gören dördüncü sınıf öğretmen adaylarının çevreye karşı tutumlarını belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, ilgili programlarda okuyan 231 öğrenciye Yeni Çevresel Paradigma Ölçeği uygulanmıştır. Ölçekte yer alan maddeler, öğretmen adaylarının doğa ve insan merkezli yaklaşımlarını ölçmeye yöneliktir. Elde edilen bulgulara dayanılarak öğretmen adaylarının doğa merkezli tutum düzeylerinin insan merkezli tutum düzeylerinden yüksek olduğu saptanmıştır. Ancak öğretmen adaylarının insan merkezli ve doğa merkezli tutum düzeylerinin çevre dersini alıp almama durumlarına göre değişmemesi Eğitim Fakültelerinde çevre eğitimi dersinin niteliğinin sorgulanmasını gerektirmektedir. Sonuç olarak, öğretmen adaylarına uygulamalı ve teorik olarak etkin bir şekilde yapılacak çevre eğitimi ile olumlu bir çevresel tutumun kazandırılmasının gerekliliği düşünülmektedir.Öğe Küreselleşme-yerelleşme çerçevesinde Türk aleviliği(2009) Mustafa Talas; Numan Durak AksoyKüreselleşme ve yerelleşme eş zamanlı olarak ortaya çıkmış olan ve toplumları çok yönlü olarak etkileyen olgulardır. Bu iki realite dünya üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Bu durum doğal olarak Türkiye için de geçerlidir. Küreselleşen dünyada toplumlar ve kültürler hızla değişmektedir. Bu değişimden dolayı, toplumların bünyelerinde altkültürler şekillenmektedir. Altkültürel farklılıklar bazı toplumlarda derinleşmektedir. Bazı toplumlarda, altkültürler aynı oranda bir derinliğe sahip değildir. Türk Aleviliği de bu altkültürel gruplardan biridir. Aslında Türk Aleviliği İslâm inancı ve Türk kültürünün sentezine dayanmaktadır. Bu gerçekliğin yanı sıra Türk Aleviliği Türk kültürünün göçebelik döneminin izlerini taşımaktadır. Küreselleşmenin yaşandığı günümüzde Alevîlik popülaritesini devam ettirmektedir. Onun bu güncelliği küreselleşmenin içerdiği çokkültürlülük tezi ile bağlantılıdır. Küresel güçler Alevîliği çokkültürlülüğün bir aracı olarak kullanmak istemektedirler. Bu sebeple Alevîlik Türk Toplumunun en önemli mesellerinden biridir. Bu çalışmada, bu gerekçelerle biz bu problemi küreselleşme ve yerellikle bağlantılı olarak analiz etmek istedik.Öğe Küreselleşmenin Kültürel Sonuçları(2007) Mustafa Talas; Yaşar KayaKüreselleşme ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal bir olgu-dur. Bununla beraber küreselleşmenin ağırlık merkezinin ekonomik oldu-ğu şüphesizdir. Bundan dolayı, küreselleşme meseleleri de çoğunlukla ekonomik niteliklidir. Bu çalışmada, küreselleşme ekonomik boyutunun ötesinde kültürel bir olgu olarak analiz edilmektedir. Bu bilimsel çalışmayla Amerikan he-gemonyasının diğer dünya toplumları üzerinde büyük bir etkiye sahip ol-duğu anlaşılmıştır. Bu negatif sonucun yanı sıra, küreselleşmenin çeşitli olumlu sonuçları da vardır. İletişim imkânlarında ve demokratik haklar-daki artış ve çevrenin farkında olmanın kolaylığı bu pozitifliklerden bazı-larıdır.Öğe Sivil toplum kuruluşları ve Türkiye perspektifi(2011) Mustafa TalasKüreselleşme çağı denilen günümüzde sivil toplum örgütleri topluıpları yönlendiren, çalıştıran emel faktör olarak düşünülmektedir. Neo liberal politikalar ile sivil toplum ya da hükümet dışı organizasyonlar daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Dünyadaki bu gelişmeden doğal olarak Türkiye de etkilenmiştir. Fakat Türkiye'de sivil toplum kuruluşları (STK) gelişmiş ve sanayileşmiş toplumlardaki etkinlik düzeyine sahip değildir. Gelişmiş toplumlarda STK'lar toplumda itici güç olarak önemli bir role sahiptir. Türkiye'de, STK'ların yapısının ya zayıf ya da dış ilişkiler sistemine bağımlı olması gerçeğinden dolayı, durumun bu şekilde olduğu söylenemez. Türkiye'de dünyadaki STK algısına uygun olan STK'lar, TEMA, TUSİAD ve MUSIAD gibi bir iki tane çevre örgütü ve bir iki tane iş adamı derneğinden ibarettir. Bunların dışındakiler güçsüz fi nan sal yapıya sahiptir. Bu sebeple bu geriye kalan STK'lar dışarıdan kolaylıkla yönlen-dirilebilmektedirler. Vakit geçirilmeden Türkiye'de de gücü bağımsızlığında olan STK'ların yaygınlaştırılması ile ilgili teşvik ve yönlendirmeler yapılmalıdır. Günümüzün gerçekten sivil toplum çağı olması olgusundan dolayı gerçeklere kayıtsız kalınmaması gerekmektedir.Öğe Türkiye’de kültür politika ve planlamarında Alevilik ve Bektaşilik meselesi(2010) Mustafa TalasCumhuriyetin kuruluşundan önce, Türkiye Tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nun Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemi’nde toplum hayatı ve bazı sosyal organizasyonlar islah edilmeye çalışılmıştır. Ancak bu çabalar uygulama açısından yetersiz olmuştur. Cumhuriyet Dönemi’nde özellikle Atatürk Dönemi, reform ve yenilikler uygulama bakımından daha başarılıdır. Atatürk’ün kültür politikasında uygulamalı faaliyetlere önem verilmiştir. Daha önce düşünülemeyen pek çok mesele yasalaştırılmıştır. Bununla beraber, Atatürk sonrasında, benimsenen reformların hayata geçirilmesi konusunda pek fazla başarılı olunamamıştır. Alevilik ve Bektaşilik Türk Toplumundaki fay hatlarından biri olduğundan dolayı Türkiye’nin en temel meselelerindendir. Bundan dolayı, Alevilik ve Bektaşilik kültür politikaları ve planlamalarında yer almalıdır. Alevilik ve Bektaşiliğin dini sebepler bakımından tehdit olarak görülmesi gerçeğinden hareketle Türkiye’de kültür politikası ve planlamalarında görülmemektedir Alevilik ve Bektaşiliğin İslâm’ın içinde görülmesi istenmektedir. Alevilik ve Bektaşilik inanç özgürlüğünü elde ettiğinde İslâmi perspektiften ayrılacağı düşünülmektedir. Bu algılamada tarihteki Türk-İran mücadelesinin büyük bir rolü vardır. Bu çalışma için Türkiye’deki kalkınma planlarını incelenmiş ve Alevilik ve Bektraşiliğin bu kalkınma planlarında bulunmadığı görülmüştür. Fakat Avrupa Birliğinin ilerleme raporları ve ulusal programlar gibi belgelerde Alevilik ve Bektaşilik yer almaktadır.