Sağlık Bilimleri Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 29
  • Öğe
    İntihar girişimi nedeniyle niğde ömer halisdemir üniversitesi eğitim ve araştırma hastanesi'ne başvuran zehirlenme olgularının geriye dönük olarak değerlendirilmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Cangüven, Ömer Faruk; Doğan, Mustafa
    Giriş ve Amaç: İntihar, kişinin yaşamına son verme amacıyla kasıtlı olarak yapmış olduğu, amacına ulaşma açısından başarı ile sonuçlanmış olan eylemdir. Söz konusu eylemin başarısız olması hali, intihar girişimi olarak adlandırılır. WHO verilerine göre meydana gelen ölümlerin tamamının %2'lik kısmını intihar vakaları oluşturmakta, dünyada her sene 1 milyondan fazla insan intihar sonucu hayatını kaybetmektedir. Bu yönüyle intihar, adli boyutu olan ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Yapacağımız araştırmada zehirlenme yoluyla intihar girişiminde bulunmuş olan olguların bu davranışları ile kişilerin sahip oldukları sosyodemografik özellikler ve adli-tıbbi durumlar arasındaki ilişkilerin geriye dönük olarak değerlendirilmesi ve literatüre katkı sağlamak amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 01/01/2019 ile 30/06/2023 tarihleri arasında intihar girişimi nedeniyle Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran 214 zehirlenme olgusu çalışmaya dahil edilmiştir. Sonraki süreçte Adli Tıp Anabilim Dalımız tarafından kati rapor düzenlenmiş olan 214 zehirlenme olgusunun özellikleri geriye dönük olarak incelenmiştir. Bulgular: Vakaların 157 tanesi (%73.4) kadın cinsiyetiydi. 57 vaka (%26.6) erkek cinsiyetiydi. Olguların yaş ortalaması 26.7 ± 12.4 idi. Vakalarımızın 61 tanesi (%28.5) pediatrik olguydu. Olgularımızın 116 tanesi (%54.2) bekardı. 20 olgunun ise (%9.3) eşinden ayrıldığı veya eşinin vefat ettiği bulundu. Eğitim durumlarına göre değerlendirildiğinde, sadece 8 olgumuzun üniversite mezunu olduğunu tespit ettik. Olgularımızda ilaç olarak en sık NSAİ grubu ve antidepresan ilaçlarla intihar girişimi olduğu görüldü. Olgularımızın özgeçmişlerinde psikiyatrik hastalık olarak en sık anksiyete bozukluğu tanısı mevcuttu. İntihar girişimi nedeniyle hastanemiz acil servisine başvuran zehirlenme olgularına yönelik acil servis hekimi tarafından düzenlenmiş olan genel adli muayene raporları incelendi. 43 olguda (%20.1) söz konusu zehirlenmenin kişide hayati tehlikeye yol açmadığı şeklinde karar verildiği, 142 olguda (%66.4) hayati tehlikenin mevcut olduğu şeklinde karar verildiği görüldü. 29 olguda (%13.6) ise kişide hayati tehlikenin mevcut olup olmadığı konusunda herhangi bir görüş bildirilmediği tespit edildi. Sonuç: İntihar girişiminin tıbbi özgeçmiş ve demografik özellikler gibi birçok değişken ile ilişkili olduğunu, bu nedenle intihar amaçlı zehirlenme girişimlerinin sosyal, tıbbi ve adli boyutlar başta olmak üzere çok yönlü olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hekimlerin zehirlenme vakaları konusunda pozitif defansif tıp ve negatif defansif tıp uygulamalarına sıklıkla başvurduğu kanaatindeyiz. Zehirlenme vakalarının tıbbi yönünün haricinde, bütün zehirlenme olgularının adli vaka kapsamına girdiği unutulmamalıdır. Bu nedenle bu vakaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle acil servislerde görev yapan hekimlerimizin adli tıbbi konularda yeterli bilgiye sahip olmadıkları kanaatindeyiz. Bu eksikliklerin mezuniyet sonrası eğitimlerle ve branşlar arası iletişimin kuvvetlendirilmesi ile giderilebileceğini düşünüyoruz. Anahtar Kelimeler: intihar, adli rapor, intoksikasyon, adli tıp, acil servis.
  • Öğe
    Kanser tanısı almış bireylerde depresyon düzeyi ve uzamış yas belirtilerinin incelenmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Yıldırım, Semra; İnci, Figen
    Bu araştırma kanser tanısı almış bireylerde depresyon düzeyi ile uzamış yas belirtilerini incelemek amacıyla tanımlayıcı ve ilişki arayıcı desende gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın evrenini Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kanser tanısı ile ayaktan veya yatarak tedavi gören hastalar oluşturmuş, evreni belli örneklem yöntemine göre örneklem büyüklüğü hesaplanmış, dâhil edilme kriterlerini karşılayan 210 hasta ile çalışma tamamlanmıştır. Veriler, kanser tanısı almış bireylerin tanıtıcı özelliklerini içeren Kişisel Bilgi Formu, BDE ve UYBÖ-HF ile toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen sayısal veriler arasındaki ilişkiler Spearman Korelasyon Analizi, gruplar arasındaki karşılaştırmalarda Mann Whitney U ve Kruskall Wallis testi ile değerlendirilmiştir. Katılımcılar Beck Depresyon Envanteri (BDE)'nden ortalama 18.26±12.12, UYBÖ-HF'nden ortalama 30.47±10.66 puan almışlardır. BDE puan ortalaması, eğitim düzeyi okur-yazar olan, geliri giderinden az olan, kemoterapi ve radyoterapi alan, psikiyatrik hastalığı olan ve psikiyatrik ilaç kullanan kişilerde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur. UYB-HF ölçeği puan ortalaması, geliri giderinden az olan, psikiyatrik hastalığı olan ve psikiyatrik ilaç kullanan kişilerde istatistiksel yönden anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Katılımcıların yaşı ile BDE puanı arasında pozitif yönlü zayıf düzeyde, BDE ile UYB-HF arasında pozitif yönlü orta düzeyde istatistiksel olarak anlamlı ilişki belirlenmiştir. Kanser hastalarının depresyon ve uzamış yas belirtileri yönünden izlenip, bu taramanın standart tedavi protokolünde yer alması önerilmektedir. Anahtar kelimeler: Kanser, Depresyon, Uzamış yas bozukluğu, Psikiyatri hemşireliği
  • Öğe
    Hemşirelerin psikolojik güçlendirmeleri ile verimliliklerine ilişkin tutumları arasındaki ilişki
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Aydın, Eda; Beşer, Nalan Gördeles
    Bu araştırmada, hemşirelerin psikolojik güçlendirmeleri ile verimliliklerine ilişkin tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, Adana ilinin Yüreğir ilçesinde hizmet veren bir devlet hastanesinde görev yapmakta olan 334 hemşireyle yürütülmüştür. Hemşirelere Spreitzer Psikolojik Güçlendirme Ölçeği ve Hemşirelikte Verimliliğe İlişkin Tutumlar Ölçeği uygulanmıştır. Veriler; bilgisayar ortamında ortalama, standart sapma, ortanca, Kruskal Wallis testi, Mann-Whitney U testi ve Bonferroni düzeltmeli Mann Whitney U testi ile analiz edilmiştir. Çalışmanın örneklem gücü G-Power-3.1.9.2 programı ile 334 kişiye uygulanan analiz sonucunda ?=0,05 düzeyinde, etki büyüklüğü 0.146 olarak bulunmuş ve post-hoc olarak hesaplanan çalışmanın gücü 0,76 olarak hesaplanmıştır. Hemşirelerin Psikolojik Güçlendirme Ölçeği'nden aldıkları puan ortalaması 54.11±13.68, ölçeğin alt boyutlarından olan ''Yetkinlik Boyutu''ndan aldıkları puan ortalaması 15.57±3.94, ''Etki boyutu"ndan aldıkları puan ortalaması ise 9.95±4.40 olarak bulunmuştur. Hemşirelerin Verimliliğe İlişkin Tutum Ölçeği'nden aldıkları puan ortalaması 43.46±16.65, ölçeğin alt boyutundan olan ''Mesleğe Bağlılık'' alt boyutundan aldıkları puan ortalaması 73.83±4.76, ''Ödüllendirme" alt boyutundan aldıkları puan ortalaması 24.70±3.03 olarak bulunmuştur. Hemşirelerin psikolojik güçlendirmeleri ile verimliliğe ilişkin tutumları arasındaki puanlarında pozitif yönde zayıf düzeyde bir ilişki olduğu bulunmuştur.
  • Öğe
    İlköğretim kademesinde öğrenim gören 7-8 yaş grubu öğrencilere uygulanan eğitsel oyunların motor becerileri üzerine etkisinin araştırılması
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2023) Ünal, Emrullah; Gözel, Zehra
    Çalışmanın amacı, ilköğretim kademesinde öğrenim gören 7-8 yaş grubu öğrencilere oynatılan eğitsel oyunların psikomotor gelişimi üzerine etkisini araştırılmaktadır. Çalışmanın evreni, ilköğretim kademesinde öğrenim gören 7-8 yaş grubu erkek ve kız öğrencileridir. Çalışmanın örneklemini ise 2021-2022 eğitim öğretim yılı içerisinde Niğde ili Ulukışla ilçesinde bulunan İnkılap İlkokulu ve Kemalpaşa İlkokuluna kayıtlı, Beden Eğitimi derslerine katılmasında bir engeli bulunmayan ve okula düzenli devam eden deney grubunda 18 örenci kontrol grubunda 19 öğrenci olmak üzere toplam 37 öğrenciden oluşmaktadır. 8 haftalık oyunların, psikomotor gelişim farklılıklarının incelendiği bu çalışmada kontrol gruplu ve ön-test, son- test desenli deneysel yöntem uygulanmıştır. İstatistiki testlerde ilk olarak dataların, parametrik testlerin ön koşullarını sağlayıp sağlamadığına Skewness ve Kurtosis (çarpıklık basıklık) değerlerine bakılarak, -1.0+1.0 aralığında yer aldığından verilerin normal dağıldığı gözlemlenmiştir. Veriler normal dağılım gösterdiğinden verilere istatistiki analiz olarak iki grup arasındaki farkı bulmak için bağımsız örneklem t-testi kullanılmıştır. Ön-test ve son-test analizleri için bağımlı örneklem t-testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular %95 güven aralığında %5 anlamlılık(0.05) düzeyinde değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre çalışmaya katılanların % 48,6 (N=18)deney grubunda; % 51,4'ü (N=19)kontrol grubunda yer almaktadır. Ayrıca tüm katılımcıların boy ortalamaları 129,36+/5,0 iken; tüm katılımcıların kilolarının ortalamaları 30.24 +/- 7,2'dir. Dikey sıçrama, otur-uzan esneklik, durarak uzun atlama, statik denge, pençe kuvveti, tenis topu fırlatma, sürat, çeviklik testleri sonuçları arasında anlamlı farklar bulunmuştur. Fakat çeviklik ve sürat testlerinin sonuçlarına bakıldığında kontrol grubu değerlerinde de anlamlı farklar bulunmuştur. Sonuç olarak oynatılan eğitsel oyunlar çocukların motor gelişimlerinde olumlu etkiler ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu yaş grubu temel hareketler dönemi içerisinde olduğundan dolayı dönemin gerektirdiği becerilerde olgunluk seviyesine çıkmasına faydası olduğu düşünülmektedir. Küçük yaş kategorilerinde ders planlaması yapılırken eğitsel oyunları düzenli ve sistemli bir şekilde çocuklarla buluşturulması, okullarda hareketli bir yaşam için gerekli uygun ortamı belediyeler ve kamu kurumları ile işbirliği yaparak okul bahçelerinde düzenlemeler yapılarak çocukların gelişimine olumlu katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Sözcükler; ilköğretim kademesi, motor beceri, eğitsel oyun.
  • Öğe
    Adölesan dönemi badminton sporcularında 8 haftalık badminton odaklama antrenmanının dikkat düzeyi üzerine etkisinin incelenmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2023) Daniyar, Serdar; İbiş, Serkan
    Bu çalışmanın amacı adölesan dönemi Badminton sporcularında 8 haftalık Badminton antrenmanlarının, dikkat düzeyi üzerine etkisinin araştırılmasıdır. Araştırmaya lisanslı 20 deney grubu ile 20 lisanlı kontrol gurubu olmak üzere toplamda 40 badminton sporcusu gönüllü olarak katılmıştır. Deney grubunda ki Sporculara 8 hafta boyunca, haftada 3 gün olmak üzere badminton odaklama (hedef) antrenmanları yaptırılmış, kontrol grubuna ise sadece genel badminton antrenmanı yapılmıştır. Çalışmada sporcuların dikkat düzeyi performanslarının ön-test ve son-test sonuçlarına göre, 8 hafta boyunca yapılan Badminton antrenmanlarının etkisi araştırılmıştır. Verilerin analizlerinde SPSS 26 paket programı kullanılmıştır. Analizlerde; aritmetik ortalama, standart sapma ve ön-test, son-test sonuçları arasındaki farklılıkların tespitinde, Paired Samples t-testi uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucunda dikkat düzey değerlerinde oransal olarak gelişim yönünde fark var iken istatistiki açıdan (p<0,05) anlamlı farklılıklar tespit edilememiştir. Sonuç olarak adölesan dönemindeki badminton sporcularında, 8 haftalık Badminton odaklama antrenmanlarının dikkat düzeyi gelişimini oransal olarak olumlu yönde etkilediği söylenebilir.
  • Öğe
    Profesyonel kadın basketbolcularda algılanan antrenman yükü: Yarı sezon araştırması
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Kutay, Aslı; Süel, Emin
    Bu çalışmanın amacı, profesyonel kadın basketbolcularının yarı sezon boyunca antrenman ve maçlar sırasında karşılaştıkları yük ve yorgunluğun objektif ve subjektif ölçümlerini belirlemek ve izlemektir. Bu çalışmaya on genç kadın basketbol oyuncusu (yaş = 18.0 ? 1.6 yıl; boy = 176.9 ? 6.6 cm; kilo = 68.7 ? 10.2 kg; vücut kütle indeksi = 21.9 ? 2.2 kg/m2) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılar düzenli olarak haftada 5 gün antrenman yapan sporculardan seçilmiştir. Sakatlık, teknik nedenler veya diğer sorunlar nedeniyle 3 günden fazla kaçıran oyuncular, antrenman yükü parametrelerinde önemli bir etki yaratmamak için daha ileri analizlerden çıkarılmıştır. Oyuncuların tüm antropometrik ölçümleri bir gecelik açlığın (12 saat) ardından gerçekleştirilmiştir. Oyuncular kilo ve vücut kütle indeksi için InBody (720) (Biospace, Kore) çok frekanslı bir vücut kompozisyonu analiz cihazı ile vücuttan ölçümler alınarak gerçekleştirilmiştir. Toplam vücut ağırlığı alan, hacim, uzunluk, empedans ve sabit bir orandan (özgül direnç) hesaplanmıştır. Haftalar arasında en düşük akut kronik yük oranına yine aynı haftada sporcuların en düşük monotonluk seviyesine ulaştığı sonucuna varılmıştır. 7. haftada en yüksek monotonluk değerine ulaşılmasına rağmen, en düşük gerginlik seviyesine yine bu haftada görülmüştür. 16 haftalık takip sürecinde antrenman monotonluğu haftalar arasında inişli, çıkışlı bir grafik oluştuğu ve sabit bir seyir izlemediği gözlemlenmiştir. İlk haftadan son haftaya dalgalı bir antrenman gerilimi gözlemlenmiştir. Çalışmada elde edilen en yüksek akut değişikliklerin antrenman yüklenme şiddetindeki değişimleri de göz önünde bulundurularak en yüksek yaralanma ihtimalinin bu haftalarda görülebileceğini düşünüyoruz. Anahtar Kelimeler: Basketbol, antrenman yükü, zindelik
  • Öğe
    8-10 yaş yüzücülere uygulanan 8 haftalık pliometrik antrenmanların su altı torpido dönüşlerine ve bazı fiziksel ve fizyolojik parametrelere etkisinin incelenmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Hincal, Mehmet Ayberk; Aka, Hasan
    Bu çalışmanın amacı, 10-12 yaş yüzücülere uygulanan 8 haftalık pliometrik antrenmanların su altı torpido dönüşlerine ve bazı fiziksel ve fizyolojik parametrelere etkisinin incelenmesidir. Yüzme yarışlarının tamamında dönüş fazlarının büyük önem taşıdığı ve yüzme performansını etkileyen önemli parametrelerden biri olduğu düşünülmekle beraber yarış performansını etkilediği de bilinmektedir. Literatür taraması yapıldığında yüzme sporcularında pliometrik antrenmanlarının yarışma performanslarına etkisini inceleyen akademik çalışmalarının az olması ve litaratüre bu alanda katkı sağlamak amacı ile bu çalışmayı araştırma gereği duyulmuştur. Yüzme branşında sporcular başarıya saniyelerle ulaştığı için, yarışmalarda torpido dönüşlerin önemi çok fazladır.Pliometrik çalışmalar, patlayıcı kuvveti en çok geliştiren antrenman metodlarından biri olduğundan bu alanda çalışmaların olmaması ve pliometrik antrenmanlarının yüzücüler üzerine etkisini incelemek ayrıca litaratüre bu alanda katkıda bulunmak amacı ile bu çalışmanın yapılması gereği duyulmuştur. Anahtar Sözcükler: Pliometrik , Antrenman,Pliometrik Antrenman , Spor
  • Öğe
    Hemşirelerde empatik eğilim ile mesleki tatmin, tükenmişlik ve merhamet yorgunluğu arasindaki ilişkinin incelenmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Özdaş, Esra; İnci, Figen
    Bu çalışma, hemşirelerde empatik eğilim ile mesleki tatmin, tükenmişlik ve merhamet yorgunluğu düzeyini belirlemek ve bu değişkenler arasındaki ilişkiyi incelenmek amacıyla tanımlayıcı türde yapılmıştır. Çalışmanın evrenini Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hizmet veren hemşireler oluşturmuş, örneklem seçimine gidilmeyip doğrudan hasta bakımı veren ve araştırmaya katılmayı kabul eden 345 hemşire ile çalışma tamamlanmıştır. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından ilgili literatür doğrultusunda hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, Empatik Eğilim Ölçeği ve Çalışanlar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen sayısal veriler arasındaki ilişki Spearman Korelasyon Analizi, gruplar arasındaki farklılık ise Mann-Whitney U ve Kruskall Wallis testi ile değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan hemşirelerin Empatik Eğilim Ölçeği (EEÖ) toplam puan ortalaması 69.74±10.68, Çalışanlar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği (ÇYKÖ) Mesleki Tatmin Alt Boyutu puan ortalaması 31.71±9.86, Tükenmişlik Alt Boyutu puan ortalaması 19.62±6.41, Merhamet Yorgunluğu Alt Boyutu puan ortalaması ise 19.29±6.41'dir. EEÖ ile ÇYKÖ Mesleki Tatmin Alt Boyutu arasında pozitif yönlü yüksek düzeyde (r=.650, p<0.05), EEÖ ile ÇYKÖ Tükenmişlik Alt Boyutu arasında negatif yönlü yüksek düzeyde istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanırken (r=-.607, p<0.05), EEÖ ile ÇYKÖ Merhamet Yorgunluğu Alt Boyutu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (r=-.041, p>0.05). EEÖ puan ortalaması, cinsiyeti kadın olan, sadece gündüz çalışan, mesleği isteyerek seçen, mesleğinden memnun olan, mesleği bırakmayı düşünmeyen, hastaları anlama konusunda kendini yeterli hisseden, günlük hayatta ve mesleki hayatında merhametli olduğunu düşünen, bakım verdiği hastaların çektiği acıdan etkilenen ve mesleki tükenmişlik hissetmeyen hemşirelerde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur. ÇYKÖ Mesleki Tatmin Alt Boyutunun mesleği isteyerek seçme, meslekten memnun olma, mesleği bırakma düşüncesi, hastaları anlama konusunda yeterlilik hissetme, günlük ve mesleki hayatında merhametli olduğunu düşünme, bakım verilen hastaların çektiği acıdan etkilenme ve mesleki tükenmişlik hissetme durumundan etkilendiği saptanmıştır. ÇYKÖ Tükenmişlik Alt Boyutunun mesleği isteyerek seçme, meslekten memnun olma, mesleği bırakma düşüncesi, hastaları anlama konusunda yeterlilik hissetme, günlük ve mesleki hayatında merhametli olduğunu düşünme, bakım verilen hastaların çektiği acıdan etkilenme, merhamet yorgunluğu yaşama ve mesleki tükenmişlik hissetme durumundan etkilendiği görülmüştür. ÇYKÖ Merhamet Yorgunluğu Alt Boyutunun ise günlük hayatında merhametli olduğunu düşünme, bakım verilen hastaların çektiği acıdan etkilenme, hastalara gösterilen merhametin duygusal olarak yorucu olması, merhamet yorgunluğu yaşama ve merhamet yorgunluğu ile baş etmek için tercih edilen stratejiden etkilendiği belirlenmiştir. Sonuçlar, verilen hemşirelik bakımının daha nitelikli olması için hemşirelerin mesleki yaşam kalitesinin iyileştirilmesi gerekliliğini göstermektedir. Bunun için mola fırsatları, rotasyonlar, çalışma alanı değişiklikleri, çalışma saatlerinin düzenlenmesi gibi gerekli kurumsal düzenlemelerin yapılması gerektiği söylenebilir.
  • Öğe
    Adölesan dönemi kadın voleybolcularda 12 haftalık voleybol antrenmanının çeviklik, dikey sıçrama, reaksiyon zamanı ve denge performansları üzerine etkilerinin araştırılması
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2022) Ceylan, Hüseyin; Gözel, Zehra
    Bu çalışmanın amacı adölesan dönemi kadın voleybolcularda 12 haftalık voleybol antrenmanlarının çeviklik, dikey sıçrama, reaksiyon zamanı ve denge performansları üzerine etkisinin araştırılmasıdır. Araştırmaya lisanslı 25 kadın sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Sporculara 12 hafta boyunca, haftada 3 gün olmak üzere voleybol antrenmanları yaptırılmıştır. Çalışmada sporcuların çeviklik, dikey sıçrama, reaksiyon zamanı ve denge performanslarının ön-test ve son-test sonuçlarına göre, 12 hafta boyunca yapılan voleybol antrenmanlarının etkisi araştırılmıştır. Verilerin analizlerinde SPSS 26 paket programı kullanılmıştır. Analizlerde; aritmetik ortalama, standart sapma ve ön-test, son-test sonuçları arasındaki farklılıkların tespitinde, Paired Samples t-testi uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucunda çeviklik, dikey sıçrama, reaksiyon zamanı ve denge sol ayak değerlerinde istatistiki açıdan (p<0,01) anlamlı farklılıklar tespit edilirken, denge performansında çift ayak ve sağ ayakta anlamlı farklılık tespit edilememiştir. Sonuç olarak adölesan dönemindeki kadın voleybolcularda 12 haftalık voleybol antrenmanlarının çeviklik, dikey sıçrama, reaksiyon zamanı ve denge gibi motorik özellikler ve biomotor gelişimi olumlu yönde etkilediği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Voleybol, Motorik Özellikler, Adölesan dönem
  • Öğe
    Erkek bireylerde konsantrik ve eksantrik egzersizlerin bazı miyokinler, anjiyojenik ve antianjiyojenik faktörler üzerine etkisi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Aktar, Mustafa; Deveci, Durmuş
    Anjiyogenez mevcut bulunan kapiller kan damarlarından yeni kan damarlarının oluşması demektir. Vücutta doğal olarak oluşan fizyolojik bir süreçtir (embriyogenezde, yara iyileşmesinde ve kadın üreme sisteminde) ancak patolojik olduğu birtakım durumlar (inflamatuar hastalıklarda, birtakım kanserlerde ve göz ile ilgili bazı hastalıklar) da olabilmektedir. Kanda bulunan anjiyojenik faktörler baskın olduğunda anjiyogenez meydana gelir, tersine kanda antianjiyojenik faktörler baskın olduğunda ise anjiyogenez baskılanır. Egzersiz de aktif kas içinde güçlü bir anjiyojenik uyarı üretir. Bizim de bu çalışmadaki amacımız konsantrik ve eksantrik egzersiz tiplerinin bireylerde anjiyojenik ve antianjiyojenik faktörlerle birlikte inflamasyon ve anjiyogenezle ilişkili miyokin değerlerine ve kas hasarı belirteçlerinden kreatin kinaz üzerine etkilerini belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda 24 gönüllü ile yapılan bu çalışmamızda konsantrik egzersiz (KE) grubu (n=11) ve eksantrik egzersiz (EE) grubu (n=13) olmak üzere iki egzersiz grubu oluşturuldu ve bu gruplara fizyoterapist eşliğinde 2 haftalık (6 seans) direnç egzersizi programı uygulandı. Çalışmaya katılan gönüllülerden 3 farklı zamanda (egzersize başlamadan önce=kontrol, ilk egzersiz seansından sonra=akut ve son egzersiz seansından sonra=kronik) kan örnekleri toplandı ve serum elde edildi. Bu serum örneklerinde VEGF, Anjiyopoietin-1, Endostatin, Trombospondin-1, IL-6 ve IL-8 düzeyleri ELISA yöntemiyle çalışıldı. CK düzeyleri de Floresans Akış Sitometrisi yöntemi ile ölçüldü. Çalışmamızın sonuçları değerlendirildiğinde anjiyojenik faktörlerden VEGF her iki grupta da zamana göre anlamlı derecede artış gösterirken, Anjiyopoietin-1 düzeyleri iki grupta da değişiklik göstermedi. İki değişken için de grup-zaman ilişkisi farklılık göstermedi. Antianjiyojenik faktörlerden endostatin düzeyleri EE grubunda zamana göre anlamlı artış gösterdi, KE grubunda değişim gözlenmedi; Trombospondin-1 ise her iki grupta da zamana göre azalış gösterdi. Her iki antianjiyojenik değişken için de grup-zaman ilişkisi farklılık göstermedi. Hem IL-6 hem de IL-8 her iki grupta da zamana göre anlamlı artış gösterdi ancak iki değişkende de gruplar arası farklılık yoktu. CK düzeyleri ise EE grubunda zamana göre anlamlı artış gösterdi, KE grubunda değişim olmadı. Ancak grup-zaman etkileşimi yine anlamlı değildi. Sonuç olarak anjiyojenik faktörler her iki grupta da benzer değişimler gösterdi, gruplar arası farklılık bulunmadı. Ancak anti-anjiyojenik faktörlerden olan Endostatinin sadece eksantrik egzersizle artması, anjiyogenezin modülasyonu için önemli olabilir.
  • Öğe
    14-16 yaş arası futbolculara uygulanan core egzersizlerin atletik performans ve futbol teknik becerilere etkisi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Çamsarı, Mehmet Ali; İri, Rüçhan
    Çalışmanın amacı 14-16 yaş arası futbolculara uygulanan core egzersizlerinin atletik performans ve futbol teknik becerilerine etkisini incelemesidir. Çalışmaya Osmaniye ilinde faaliyet gösteren Osmaniyespor Futbol Kulübü alt yapısında oynayan 14-16 yaş grubu futbolculardan oluşan ve rastgele seçilen 20 deney grubu, 20 kontrol grubu toplam 40 futbolcu gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmada kontrol grubu futbolcular rutin antrenmanlarına devam ederken, deney grubu futbolculara haftada 3 kez olmak üzere 8 hafta boyunca core egzersiz programı uygulanmıştır. Çalışmada dikey sıçramayı ölçmek için sıçrama ölçüm matı, çevikliği ölçmek için illinois çeviklik testi, 10 metre ve 20 metre sürati ölçmek için 0,01 saniye hassasiyetli fotosel, sırt ve bacak kuvvetini ölçmek için dinamometre, futbola özgü teknik becerin ölçümünde ise Mor-Chiristian testi kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 26 paket programı kullanılmıştır. Değişkenlerin demografik özellikleri belirlenmiştir. Verilen normal dağılıma sahip olup olmadığı Shapiro-Wilk Testi ile bakılmış, verilerin normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. Grup içi karşılaştırmalarda Paired T Testi, gruplar arası karşılaştırmalarda ise Independent Samples T Testi kullanılmıştır. Çalışmanın anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir. Kontrol grubu futbolcuların grup içi karşılaştırılmasında anaerobik güç, 20 metre sürat, esneklik, top sürme parametrelerinde anlamlı fark olduğu farkın son test lehine olduğu tespit edilmiştir. Deney grubu futbolcuların grup içi karşılaştırılmasında tüm parametrelerde anlamlı fark olduğu farkın son test lehine olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, 8 hafta sonunda kontrol grubu rutin futbol antrenmanı yapan futbolcularında da değişen parametreler bulunduğu ve bu durumun oluşmasında futbol antrenmanlarının etkisi olduğu düşünülmektedir. Deney grubu futbolcularda parametrelerde olan gelişimin ise rutin futbol antrenmanını ek olarak haftada 3 kez uygulanan core egzersizlerinin genç futbolcuların atletik performansını ve teknik becerilerini önemli ölçüde geliştirdiği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Spor bilimleri fakültesine hazırlanan öğrencilere uygulanan core ve pliometrik egzersizlerin sportif performansa etkisinin incelenmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2022) Turasan, İzzet; Habipoğlu, Sedef
    Bu çalışmanın amacı Spor Bilimleri Fakültesine hazırlanan öğrencilere uygulanan core ve pliometrik egzersizlerin sportif performansa etkisinin incelenmesidir. Yapılan çalışmaya Spor Bilimleri yetenek sınavlarına hazırlanan 60 erkek öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmada katılımcılar core grubu (n:20), pliometrik grup (n:20) ve kontrol grubu (n:20) olmak üzere 3 gruba ayrılmıştır. Katılımcıların çeviklik, sürat, dikey sıçrama ve esneklik performanslarına ilişkin ölçümler yapılmıştır. Verilerin analizi için IBM SPSS 24 paket programı kullanılmıştır. Analizlerde grup içi karşılaştırmalarda Paired t test ve gruplar arası karşılaştırmalarda ise One Way ANOVA testi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Core grubu ve pliometrik grup ön test-son test sonuçlarının karşılaştırmasında çeviklik, sürat, dikey sıçrama ve esneklik değişkenlerinde anlamlı fark tespit edilmiştir. Kontrol grubunda ise çeviklik ve sürat değişkenlerinde anlamlı fark saptanmıştır. Kontrol, core ve pliometrik grup ön test gruplar arası sonuçların karşılaştırmasında dikey sıçrama değişkeninde fark olduğu, farkın pliometrik grup lehine olduğu tespit edilmiştir. Kontrol, core ve pliometrik grup son test gruplar arası sonuçların karşılaştırılmasında çeviklik, sürat ve dikey sıçrama değişkenlerinde anlamlı fark olduğu farkın core grubu ve pliometrik grup lehine olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak katılımcılara uygulanan core ve pliometrik egzersizlerin çeviklik, sürat, dikey sıçrama ve esneklik performanslarını olumlu anlamda geliştirdiği söylenebilir.
  • Öğe
    Erkek bireylerde klasik masajın bazı miyokinler, anjiyojenik ve antianjiyojenik faktörler üzerine etkileri
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2023) Duran, Kamil; Deveci, Durmuş
    Masaj, tedavi edici ve önleyici uygulamalarda kozmetolojide ve biyolojik yenilenmede yaygın olarak kullanılmaktadır. Masajın yaygın kullanımına rağmen, masajın yaygın olarak kabul edilen etki mekanizmaları tam olarak aydınlatılamamıştır. Şimdiye kadar, spesifik olarak masajın anjiyojenik ve antianjiyojenik faktörler üzerinden mevcut damar ağından yeni kılcal damarların oluşumu üzerindeki olası etkileriyle ilgili herhangi bir rapor bulunmamaktadır. Bizim de bu çalışmadaki amacımız masajın anjiyojenik ve antianjiyojenik faktörlerin düzeylerinde ne gibi değişikliklere yol açtığını ve bu yolla anjiyogenez üzerinde olası etkilerini araştırmaktır. Bunun yanı sıra masajın farklı bölgelere ve kaslara uygulanmasının bir fark yaratıp yaratmadığını incelemektir. Çalışmamıza 18-30 yaş arasındaki 22 sedanter erkek birey dahil edilmiştir. Bu bireylerin her birine farklı bir olgu numarası verilip, basit rastgele örnekleme yöntemi kullanılarak, Sırt Masajı (SM) (n=11) ve Alt Ekstremite Masajı (AEM) (n=11), olmak üzere 2 gruba ayrılmışlardır. Kan örnekleri masaj uygulaması yapılmadan önce (Kontrol), ilk masaj seansından 2 saat sonra (Akut), 6. ve son masaj seansından 2 saat sonra (Kronik) olmak üzere 3 defa alınmıştır. Ayrıca kan basınçları ve nabız sayısı da aynı şekilde her seans başlamadan ve seans bittikten sonra ölçülmüştür. SM grubunda, CK, IL-6, VEGF, ANG-1, ES ve TSP-1 seviyelerinde akut ve kronik ölçümlerde istatistiksel olarak anlamlı değişiklikler meydana gelmemiştir. Akut ve kronik ölçümlerde IL-8 (sırasıyla=%198, %262) seviyelerinde istatistiksel olarak anlamlı artışlar görülmüştür. AEM grubunda, VEGF, ANG-1, CK ve IL-6 ve TSP-1 seviyelerinde istatistiksel olarak anlamlı değişiklikler meydana gelmemiştir. ES seviyesinde kronik ölçümde kontrole göre (%25) istatistiksel olarak anlamlı derecede artış meydana gelmiştir. IL-8 seviyelerinde ise kronik ölçümde kontrole ve akuta göre (sırasıyla %231, %79) istatistiksel olarak anlamlı bir artış görülmüştür. Her iki grupta da nabız sayıları, sistolik kan basıncı ve diastolik kan basıncı değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, yapılan masaj uygulamasının anjiyojenik ve antianjiyojenik faktörler üzerinde masaj yapılan bölgeye göre farklı etkilerinin olduğu görüldü. Bu değişikliklerin daha iyi anlaşılabilmesi için denek sayısının daha fazla olduğu detaylı çalışmalar yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.
  • Öğe
    Kombine olarak uygulanan core ve solunum kası egzersizlerinin solunum fonksiyonlarına etkisi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Tan, Mustafa; Aktuğ, Zait Burak
    Bu çalışmanın amacı kombine olarak uygulanan core ve aletli solunum kası egzersizlerinin solunum fonksiyonları üzerine etkisinin araştırılmıştır. Çalışmaya 13-14 yaş arasında 40 lisanslı basketbol oyuncusu katılmıştır. Katılımcılar kontrol grubu (KG), core egzersiz grubu (CG), aletli solunum kası grubu (SG) ve kombine egzersiz grubu (KEG) olarak 4 eşit gruba ayrılmıştır. Grupların hepsi çalışma boyunca düzenli basketbol antrenmanlarına devam etmiştir. Katılımcıların solunum fonksiyonları egzersizler başlamadan önce ve dört haftalık egzersizler sonrasında olmak üzere iki kez spirometre cihazı ile belirlenmiştir. Farklı protokollerin (KG grubu, CG grubu, SG ve KEG grubu) sonuçlarını, ön ve son test ölçümlerini ve protokol*zaman etkileşim etkisini incelemek için, tekrarlanan ölçümler iki yönlü ANOVA testi kullanılmıştır. Akciğer hacim ve kapasitelerinde gruplar arası anlamlı bir fark bulunmamasına karşın, yüzdesel olarak en yüksek gelişimin maksimal inspirasyon basınç (MIP) hariç bütün parametrelerde KEG'da olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bütün gruplarda solunum parametreleri yüzdesel olarak gelişim göstermiştir. Sonuç olarak, solunum kası egzersizlerinin sporcuların solunum fonksiyonlarını geliştirmede kullanılabilecek alternatif bir yöntem olduğu söylenebilir. Ayrıca çalışmanın aynı prosedür ve daha çok katılımcıyla yapılmasının gruplar arasındaki etkileşimin görülme ihtimalini artıracağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    8-10 yaşları arasındaki yüzücülere uygulanan 8 haftalık kalistenik egzersizlerin bazı fiziksel ve fizyolojik parametrelere etkisinin incelenmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Özdemir, Batuhan; Aka, Hasan
    Bu çalışmanın amacı; 8-10 yaşları arasındaki yüzücülere uygulanan 8 haftalık kalistenik egzersizlerin bazı fiziksel ve fizyolojik parametrelere etkisinin incelenmesidir. Yapılan çalışmaya Kayseri Erciyes Alfa Gençlik ve Spor Yüzme Kulübü sporcularından oluşan toplam 20 erkek öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmada katılımcılar kontrol grubu (KG, (n:10)) ve kalistenik egzersiz grubu (KEG, (n:10)) olmak üzere 2 gruba ayrılmıştır. Katılımcılara ait vücut yağ yüzdesi (VYY) ve Beden kitle indeksi (BKİ) Tanita BC 418 MA Profesyonel monitörlü Segmental vücut analizi cihazıyla, omuz genişliği Kingstar marka 1.5 metre uzunluğundaki mezurayla, sırt-bacak kuvveti Takei (Japonya) marka sırt-bacak dinamometresiyle, dikey sıçrama testi Jump-metre marka cihazıyla, sağ ve sol el-pençe kuvveti Takei marka el dinamometresiyle ve anaerobik kapasiteleri ise Monark Ergomedic 894 E Peak Bike marka cihaz ile ölçülmüştür. Katılımcılar sezon içerisinde antrenörleri tarafından planlanan yüzme branşına yönelik genel antrenman programlarını antrenman günlerinde uygularken kalistenik egzersiz grubunda (KEG) bulunan katılımcılar yüzme antrenmanlarına ek olarak 8 hafta boyunca ve haftada 3 gün olacak şekilde kalistenik egzersiz programları ayrı ayrı uygulanmıştır. Verilerin analizinde IBM SPSS 21 paket programı kullanılmış olup çalışmanın anlamlılık düzeyi P<0,05* olarak belirlenmiştir. Yapılan normallik testi sonuçlarına göre nonparametrik testler tercih edilmiştir. Katılımcıların boy, yaş ve vücut ağırlığı değişkenlerine ilişkin tanımlayıcı istatistik analizleri yapılırken grupların ön test ve son test ölçümleri arasındaki farkın belirlenmesinde Wilcoxon İşaretli sıralar analiz testi yapılmıştır. Sonuç olarak yüzme sporuyla uğraşan çocuklar üzerinde gerçekleştirilen kalistenik egzersiz programının bacak kuvveti, sağ ve sol el kavrama (el-pençe) kuvveti, omuz genişliği, dikey sıçrama ve anaerobik ortalama güç değerleri üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir artış sağladığı; BKİ, VYY ve Sırt kuvvetinde kalistenik egzersizlerin istatistiksel olarak anlamlı bir fark oluşturmadığı sonucu bulunmuştur. Ayrıca anaerobik güç tepe değeri sonuçlarının kontrol grubu lehine çıkarken kalistenik egzersiz uygulanan katılımcılarda anlamlı fark bulunmamıştır. Kısaca çocuklara uygulanan 8 haftalık kalistenik egzersizlerin çocuklarda yukarıda bahsi geçen bazı fiziksel ve fizyolojik özelliklerin gelişimine olumlu etkisi olduğu söylenebilir. Anahtar Sözcükler: Spor Bilimleri, kalistenik, anaerobik, dikey sıçrama, kuvvet, yüzme
  • Öğe
    Avustralya ve Türkiye'de belirlenen profesyonel futbol takımlarından 13-14 yaş grubu erkek altyapı oyuncularının fiziksel, motorik özellikleri ve teknik kapasitelerinin karşılaştırılması
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Öztürk, Kenan; Yılmaz, Gürkan
    Bu çalışmanın amacı, Avustralya ve Türkiye'deki 13-14 yaş arasındaki erkek futbolcuların fiziksel ve motorik özellikleri bunun yanında teknik kapasitelerinin karşılaştırılarak değerlendirilmesidir. Çalışmaya aktif olarak futbol branşına devam etmekte olan Avustralya'nın Sidney şehrinde yer alan Auburn FC spor klübünden (n=16) sporcu, Türkiye'nin Ankara şehrinde yer alan MKE Ankaragücü spor klübünden (n=16) sporcu olmak üzere toplamda (n=32) sporcu gönüllü olarak katılım göstermiştir. Çalışma dizaynı olarak, sporcuların antropometrik ölçümleri, dinlenik nabız, esneklik, çeviklik, Yo-Yo, uzun slalom, kısa pas, ayakta top sektirme, 10 metre, 30 metre test ölçümleri alınmış olup iki takımın ölçümleri karşılaştırılmıştır. Verilerin analizi IBM SPSS 26 paket programı kullanılarak yapıldı. Verilerin normallik dağılımlarını belirlemek amacıyla Shapiro-Wilk testi yapılmış olup çıkan sonuçlar neticesinde mevkiler arası karşılaştırmada verilerin normal dağılım gösterdikleri takımlar arası ikili karşılaştırmalarda ise çeviklik değişkeninde normal dağılım olmadığı diğer değişkenlerde normal dağılım olduğu tespit edilmiştir. Gruplar arası farkın belirlenmesinde One Way ANOVA testi kullanılmış olup farkın hangi gruplar lehine olduğunu belirlemek amacıyla ise Post-Hoc testlerinden Tukey HSD testi kullanılmıştır. İkili karşılaştırmalarda normal dağılım gösteren verilerde Independent Sample T-Test ve Paired Sample T-Test normal dağılım göstermeyen çeviklik değişkeninde Mann Whitney U testi, ayakta top sektirme hücum değişkeninde ise Wilcoxon testi kullanılmıştır. Çalışmada anlamlılık düzeyi P<0,05 olarak belirlenmiştir. Sonuçlar değerlendirildiğinde ise, gruplar arasındaki savunma oyuncularına göre sporcuların fiziksel özelliklerinden vücut ağırlığı, BKİ oranında farklılığa rastlanılmış olup MKE Ankaragücünın (MKE Ankaragücü) dinlenik nabız parametresinde olumlu yönde istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0,05). Gruplar arasındaki orta saha oyuncularına göre ayakta top sektirme parametresinde Aurburn FC (Aurburn F.C) istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanırken, 10 ve 30 metre ölçümlerinde MKE Ankaragücünda (MKE Ankaragücü) istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmıştır (p<0,05). Gruplar arasındaki hücum oyuncuları karşılaştırıldığında ise fiziksel olarak boy uzunluğu ve vücut ağırlığı ölçümlerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0,05). Gruplar arasındaki tüm mevki sporcuları kıyaslandığında ise MKE Ankaragücü (MKE Ankaragücü) 10 ve 30 metre ölçümlerinde istatistiksel olarak olumlu yönde anlamlı farklılık gösterirken, Aurburn FC (Aurburn F.C) BKİ olarak istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermiştir (p<0,05). Diğer parametrelerde istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmamıştır (p>0,05).
  • Öğe
    Gebelikte algılanan stres ve sosyal desteğin erken doğum tehdidi üzerine etkisi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Ecemiş, Esra; Aşcı, Özlem
    Bu yüksek lisans tezinde, gebelikte algılanan stres ve sosyal desteğin erken doğum tehdidi (EDT) üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kesitsel çalışma 371 gebe kadın ile yürütülmüştür. Veriler, "Tanıtıcı Bilgi Formu", "Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği", "Prenatal Psikososyal Profil (PPP)" kullanılarak toplanmıştır. Araştırmaya katılan gebelerin yaş ortalamasının 26.5±4.6 olduğu ve %30.2'sinin üniversite mezunu olduğu belirlenmiştir. Gebelerin EDT tanısı alma oranı %23.2 olarak tespit edilmiştir. EDT tanısı alan gebelerin almayanlara göre PPP'nin stres alt boyutundan aldıkları puan ortalaması daha yüksek, sosyal destek-eş ve sosyal destek- çevre alt boyutundan aldıkları puan ortalamaları ise daha düşük bulunmuştur (p<0.05). Gebelikte algılanan stres düzeyinin (OO:1.05; %95 GA:1.00-1.10) ve önceki gebelikte EDT nedeniyle hastaneye yatma durumunun (OO:5.92; %95 GA:1.71-20.47) EDT tanısı alma olasılığını artırdığı belirlenmiştir (p<0.05). Gebelerin sağlık sigortasının bulunması (OO:0.42; %95 GA:0.24-0.75) ve yakın çevreden algıladıkları sosyal desteğin artması durumunda EDT tanısı alma olasılığının azaldığı saptanmıştır (OO:0.97; %95 GA:0.96-0.98; p<0.05). Geçmişte EDT öyküsünün varlığı, gebelikte algılanan stres düzeyinin artması, yakın çevreden alınan sosyal desteğin azalması ve sağlık sigortasının olmaması durumunun EDT tanısını alma olasılığını artırdığı konusunda sağlık profesyonellerinin ve gebelerin farkındalıklarının artırılması gerekmektedir. Anahtar Sözcükler: Erken doğum tehdidi, stres, sosyal destek, hemşirelik
  • Öğe
    14-15 yaş çocuklarda 12 haftalık temel tenis eğitiminin reaksiyon, çeviklik ve denge üzerine etkisi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2022) Maraş, Ramazan; Habipoğlu, Sedef
    Bu araştırmanın amacı 14-15 yaş çocuklarda 12 haftalık temel tenis eğitiminin reaksiyon, çeviklik ve denge üzerine etkinliğini incelemektir. Araştırmayı 14-15 yaşlarında yaş ortalaması 14,57 olan 30 erkek öğrenciden oluşan araştırma grubu ile yaş ortalaması 14,63 olan 30 erkek sedanter öğrenciden oluşan kontrol grubu oluşturmaktadır. Araştırma grubuna 12 haftalık antrenman programı uygulanırken, kontrol grubuna herhangi bir antrenman programı uygulanmamıştır. Araştırmaya katılan gruplara reaksiyon, çeviklik, denge testi ön ve son test olarak uygulanmış veriler kaydedilmiştir. Verileri analiz etmek için SPPS 22.00 Paket programı kullanılmıştır. Ön test ve son test ölçümlerini karşılaştırmak için Paired Sample T testi kullanılırken, grupları karşılaştırmak için Independent Sample T testi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre araştırma grubu ön test ve son test karşılaştırılmasında reaksiyon zamanı, denge (sağ), çeviklik düzeylerinde son test lehine anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir (p<0,05). Araştırma ve kontrol grubunun son test karşılaştırılmasında çeviklik ve denge (sağ) düzeylerinde araştırma grubu lehine anlamlı bir fark gözlemlenmiştir (p<0,05). Yapılan bu araştırma sonucunda 12 haftalık temel tenis eğitiminin reaksiyon zamanı, çeviklik, denge düzeylerini olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler : Reaksiyon , çeviklik ,denge , tenis
  • Öğe
    10-13 yaş grubu çocuklarda oyun etkinliklerin motor beceri ve dikkat üzerine etkisinin araştırılması
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Altun, Cihan Bekir; Gözel, Zehra
    Yapılan bu çalışmada 10-13 Yaş grubu çocuklarda oyun etkinliklerinin motor beceri ve dikkat üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmaktadır. Bu tez çalışmasında 2022 - 2023 Eğitim ve Öğretim Yılı'nda Adıyaman Merkez İli İkra Koleji'nde eğitim gören Ortaokul öğrencileri arasından 36 erkek ve 30 kız öğrenci çalışmaya dâhil edilmek üzere toplam 66 öğrenci ile çalışma yürütülmüştür. Çalışmaya alınan çocuklar 8 hafta boyunca dikkat ve temel motorik düzeylerini geliştirmeye yönelik eğitsel oyunlar oynatılmıştır. Dikkat kavramı fiziksel ve zihinsel yeteneklerini belirli bir yere belirli bir zamanda odaklanması olarak bilinir. Motor becerileri bireyin hayat boyu motor davranışlarından kaynaklanan motor görevin getirmiş olduğu ve bireyin çevre koşulların ve biyolojik yapımızda meydana gelen değişimler olarak adlandırabiliriz. Bu çalışmada çocuklara uygulanan oyun etkinliklerinin; dikkat ve motor beceri açısından etkileri incelendi. Katılımcılar kontrol ve çalışma grubu olarak 2 grupta incelenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak dikkat düzeyini belirlemede D2 dikkat testi ve motor becerileri düzeylerini ölçmek için Dordel-Koch-Test (DKT) uygulanmıştır. Yapılan testler Sonucunda oyun etkinliklerin dikkat ve motor becerileri üzerinde olumlu sonuçlar oluşturduğu gözlemlenmiştir.
  • Öğe
    Artistik cimnastik sporcularında pliometrik antrenmanın seçilmiş bazı motorik özellikler üzerine etkisinin incelenmesi
    (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2024) Gür, Onur; Yılmaz, Gürkan
    Bu çalışma, artistik cimnastik yapan sporcularda pliometrik antrenmanın temel motorik özellikler üzerine etkisinin incelenmesi için yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini Bursa ili sınırları içerisinde yer alan Sarp Akademi Cimnastik Spor Kulübü bünyesinde faaliyetlerine devam eden 6-8 yaş aralığında kız/erkek toplam 24 sporcu oluşturmuştur. Sporculardan 12 si kontrol grubu, 12 si ise deney grubu olarak Basit Tesadüfi Örnekleme Yöntemi kullanılarak kura çekimi yöntemiyle rastgele belirlenmiştir. Sporcuların temel motorik özelliklerini oluşturan parametrelerinden sürat, el kavrama gücü (kuvvet), denge, esneklik, çeviklik ve patlayıcı güç için ön test – son test ölçümleri yapılmıştır. Sporculara 6 haftalık pliometrik antrenman metodu çalışmalarından 6 farklı hareket belirenmiş ve sporculara kendi antrenmanlarına ek olarak bu hareketler haftada 3 kez olmak koşuluyla uygulanmıştır. Çalışmanın istatistiksel analizleri R-Studio 1.4.1103 paket programıyla yapılmıştır. Çalışmadaki tüm istatistiksel analizlerde p değeri 0,05'in altındaki sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Yapılan ölçümler sonucunda elde edilen veriler neticesinde deney grubunun denge (p=0,673) ve esneklik (p=0,43) parametrelerinde anlamlı farklılık bulunmazken, sürat (p=0,009), kuvvet (p=0,008), çeviklik (p=0,006) ve patlayıcı güç (p<0,001) parametrelerinde anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Sonuç olarak pliometrik antrenman programının, artistik cimnastik sporcularında yoğun etkiye sahip motorik özelliklerin standart seviyenin üzerinde geliştirilmesinde etkili olduğu söylenebilir. Artistik cimnastik antrenör ve idarecilerinin antrenman programı yaparken pliometrik antrenman hareketlerine de yer vermeleri önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Pliometrik, artistik cimnastik, patlayıcı güç, sürat, çeviklik